konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
takibe konu alacağın yüzde 10'undan az olmamak kaydıyla adli para cezasına hükmedilmesine, borca ve yetkiye yönelik itiraz sebeplerimize binaen kambiyo takibine vaki itirazlarımızın kabulüyle ödeme emri ve takibin iptali ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, '' Dava, yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun yetki itirazını düzenleyen 50. maddesi gereğince yetkiye ve borca aynı anda itiraz edilmesi halinde İcra Mahkemesinin öncelikle yetki meselesini karara bağlayacağı yönünde amir hüküm bulunmakla öncelikle davacı yanın yetki itirazı değerlendirilmiş; bu doğrultuda takip dosyasında bulunan çekin incelenmesi neticesinde çekin tanzim yerinin ve borçlunun adresinin Of olduğu, yetkili Mahkemenin ise belirlenmeyerek "T.C. Mahkemelerinin yetkili olduğu" yönünde düzenleme yapılmış olduğu görülmüştür....
Mahkemece; şikayetçi borçlular tarafından yapılan zaman aşımı itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu, faize, borca ve icra dairesinin yetkisine yapılacak olan itirazların da İİK 150, 150/a-1, ve 62/1 maddeleri gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre dahilinde icra dairesine yapılabileceği (İstanbul 21. Hukuk Dairesi 2020/2106 Esas 2021/1014 Karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/5342 Esas 2021/10899 Karar), anlaşılmakla, Serik İcra Müdürlüğü'nün 2022/590 Esas sayılı dosyasında davacı borçluların yetki itirazının ve borca itirazının reddine karar verilmiştir. Manavgat 2....
Ancak, anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması gereklidir. Somut olayda; bono üzerinde keşide yeri İstanbul olup, takip talebinde davacıların adresinin Ankara, diğer takip borçlusu Özyurt Mad. İnş. San. ve Tic A.Ş.'nin adresinin Bağcılar/İstanbul olarak belirtildiği ve adı geçen borçluya ödeme emrinin belirtilen Bağcılar adresinde 29.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. HMK'nın 17. maddesi gereğince, keşideci ve lehtardan her ikisi de tacir olmadığından bonoda belirtilen yetki kaydı geçersizdir. Dava dışı takip borçlusu Özyurt Mad. İnş. San. ve Tic A.Ş.'nin yerleşim yerinde icra takibi başlatılmış ve adı geçen borçlu kendisine ödeme emri tebliğ edilmiş olmasına rağmen yetki itirazında bulunmadığından Özyurt Mad. İnş. San. ve Tic A.Ş. hakkındaki yetki kesinleştiğinden, davacıların yetkiye itiraz etmeleri mümkün değildir....
DAVA KONUSU : YETKİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 24. İcra müdürlüğünün 2019/37241 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında çeke dayalı olarak takip yapıldığını, takip konusu çekin müvekkilin muhasebe elemanı tarafından çalınmış olup, yapılan şikayet neticesinde başlatılan soruşturmaların devam ettiğini, çekin iptali için İstanbul 20....
İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının fatura borcuna ilişkin başlatılan ... takibinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının borca itirazının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve asılsız olduğunu, bu nedenlerle davalının haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20' den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı dava dilekçesinde yetkiye, borca ve fer'ilerine itiraz ettiği halde, Mahkemece davacının yetki itirazı değerlendirilmeden doğrudan borca itirazının incelenmesi ve davacının borcun fer'ilerine itirazları da değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi HMK'nın 297/2.maddesine aykırıdır. Mahkemece, öncelikle borçlunun yetki itirazının çözümlenmesi, yetki itirazı yerinde görülmez ise borca ve fer'ilerine itirazlarının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davacının yetkiye ve borcun fer'ilerine itirazları hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İİK'nun 169/a-1. maddesinde "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda; dava dilekçesindeki açıklamalara göre borçlunun başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten çeşitli tarihte elektrik malzemeleri satın alıp, borcunu süresi içinde ödeyemediğini, bunun üzerine davalının müvekkili aleyhine takibe geçtiğini, müvekkilinin yetki ve faiz yönünden takibe itiraz ettiğini ve borcunu faizi ile birlikte ödediğini, ancak buna rağmen davalının yetkili icra müdürlüğü olan ... İcra Müdürlüğü’nden yeniden ödeme emri gönderdiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirtmiş, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....