Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davanın, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, davalının ikâmetgâhı olan Ünye İcra Dairesi' nin yetkili olduğu, davalının icra takibine vaki yetki itirazında haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından, süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı üniversite, öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken göreviyle ilişiğinin kesilmesi nedeniyle, 15.10.2012 ila 14.11.2012 tarihleri arasında, davalıya ödenmiş olan maaşın tahsili amacıyla davalı aleyhine ............ ............ Esas sayılı dosyası ile takip başlatmış, davalı, takibe itirazında, yetkili icra dairesinin kendi ikametgahının bulunduğu yer olan Ünye İcra Daireleri olması gerektiğini açıklayarak, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur....

    ve yetki itirazının kabulüne, borcun ödenmiş olması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, '' Dava, yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun yetki itirazını düzenleyen 50. maddesi gereğince yetkiye ve borca aynı anda itiraz edilmesi halinde İcra Mahkemesinin öncelikle yetki meselesini karara bağlayacağı yönünde amir hüküm bulunmakla öncelikle davacı yanın yetki itirazı değerlendirilmiş; bu doğrultuda takip dosyasında bulunan çekin incelenmesi neticesinde çekin tanzim yerinin ve borçlunun adresinin Of olduğu, yetkili Mahkemenin ise belirlenmeyerek "T.C. Mahkemelerinin yetkili olduğu" yönünde düzenleme yapılmış olduğu görülmüştür....

    DAVA KONUSU : YETKİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 24. İcra müdürlüğünün 2019/37241 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında çeke dayalı olarak takip yapıldığını, takip konusu çekin müvekkilin muhasebe elemanı tarafından çalınmış olup, yapılan şikayet neticesinde başlatılan soruşturmaların devam ettiğini, çekin iptali için İstanbul 20....

    takibe konu alacağın yüzde 10'undan az olmamak kaydıyla adli para cezasına hükmedilmesine, borca ve yetkiye yönelik itiraz sebeplerimize binaen kambiyo takibine vaki itirazlarımızın kabulüyle ödeme emri ve takibin iptali ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....

    İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazını da birlikte bildirmemişse, artık takibin bundan sonraki safhalarında yetki itirazında bulunamaz. Yani borçlu esasa ilişkin itirazıyla birlikte aynı anda yetki itirazında bulunmamışsa daha sonra itiraz, süresi dolmasa dahi artık icra takibine yetki yönünden itiraz edemez. Hem yetkiye hem esasa itiraz etmek isteyen borçlunun, her iki itirazını da açıkça ve birlikte bildirmesi (yapması)gerekir.Somut olayda borçluya ödeme emri 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlunun 19/11/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, daha sonra 20/11/2014 vürut tarihli ikinci dilekçesiyle borca itirazın yanında ayrıca yetkili icra dairelerinin İzmir olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu görülmektedir. Şu hale göre borca itirazdan sonra yapılan yetki itirazı süresinde dahi olsa geçersizdir....

      Ancak, anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması gereklidir. Somut olayda; bono üzerinde keşide yeri İstanbul olup, takip talebinde davacıların adresinin Ankara, diğer takip borçlusu Özyurt Mad. İnş. San. ve Tic A.Ş.'nin adresinin Bağcılar/İstanbul olarak belirtildiği ve adı geçen borçluya ödeme emrinin belirtilen Bağcılar adresinde 29.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. HMK'nın 17. maddesi gereğince, keşideci ve lehtardan her ikisi de tacir olmadığından bonoda belirtilen yetki kaydı geçersizdir. Dava dışı takip borçlusu Özyurt Mad. İnş. San. ve Tic A.Ş.'nin yerleşim yerinde icra takibi başlatılmış ve adı geçen borçlu kendisine ödeme emri tebliğ edilmiş olmasına rağmen yetki itirazında bulunmadığından Özyurt Mad. İnş. San. ve Tic A.Ş. hakkındaki yetki kesinleştiğinden, davacıların yetkiye itiraz etmeleri mümkün değildir....

      Mahkemece; şikayetçi borçlular tarafından yapılan zaman aşımı itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu, faize, borca ve icra dairesinin yetkisine yapılacak olan itirazların da İİK 150, 150/a-1, ve 62/1 maddeleri gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre dahilinde icra dairesine yapılabileceği (İstanbul 21. Hukuk Dairesi 2020/2106 Esas 2021/1014 Karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/5342 Esas 2021/10899 Karar), anlaşılmakla, Serik İcra Müdürlüğü'nün 2022/590 Esas sayılı dosyasında davacı borçluların yetki itirazının ve borca itirazının reddine karar verilmiştir. Manavgat 2....

      İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının fatura borcuna ilişkin başlatılan ... takibinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının borca itirazının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve asılsız olduğunu, bu nedenlerle davalının haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20' den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nde başlatıldığı, borçlu vekilinin mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde müvekkilinin adresinin Denizli, Beyağaç İlçesi olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesini açıkça belirtmediğinden usulüne uygun bir yetki itirazından bahsedilemez. Diğer yandan senette keşide yeri İzmir olduğundan, yetki itirazı geçerli kabul edilse dahi, İzmir 'de takip başlatılmasında usulsüzlük yoktur. O halde, mahkemece; yetki itirazının reddi ile borca itirazın esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu