Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun da bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı itirazını ileri sürmesi çelişkili davranış yasağını oluşturur ve T.M.K. md. 2. ye de aykırıdır ve hukuken korunamaz ( HGK. 23.02.2000 gün ve 2000/15- 71 E, 2000/116 K karar) İddia, savunma, SGK kayıtları, gelen müzekkere cevapları, davalı işveren kayıtları, ödeme belgeleri, itirazi kayıt dilekçeleri, İcra takip dosyası içeriği, Mahkememizin 2016/616 Esas sayılı dosya içeriği, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı Belediye'ye ait işyerinde çalışırken iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiği, ancak bir kısım işçilik alacaklarının geç ve kısım kısım ödendiği, davacının uyuşmazlık konusu işçilik alacaklarının ödenmesi hususunda işverene sunduğu dilekçelerinde yapılacak ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve masraflara ilişkin olarak kabul edileceği yönünde itirazi kaydını bildirdiği...
Davalı bono bedellerini itirazi kayıt koymadan tahsil ederek iade ettiğine göre artık ayrıca, faiz, kur farkı ve ferilerini talep edemez. Diğer yandan taraflar arasında borcun geç ödenmesi halinde vade farkı uygulanacağına yönelik yazılı bir sözleşme ya da teamül olduğu da kanıtlanamamıştır. Bu durumda davacı yanca açılan davanın kabulü gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
Davalı vekili, zamanaşımı itirazı ile davacının düzenlediği faturalara 5510 Sayılı Kanun'dan doğan indirim kalemini yazarak müvekkili şirketi indirimden bizzat davacının kendisinin yararlandırdığını ve faturalarda hiçbir itirazi kaydın da bulunmadığını, davacıya sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirkete davalı banka yönetim kurulunun 30.04.1998 tarihli kararı ile yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım için banka kaynaklı döviz yatırım kredisi ve işletme kredisi tahsis edildiğini, yatırım kredisinin tamamının birimler halinde kullandırıldığını, işletme kredisinin ise kullandırılmadığını, kullanılan kredinin bir kısmının geri ödendiğini, bu arada borçların yeniden yapılandırması hakkındaki kanun çıktığından müvekkilinin davalı bankaya başvurduğunu, borcun 31.07.2007 tarihi itibariyle 3.285.583,78 USD olarak saptandığını, ancak bankanın 29.08.2007 tarihli yazı ile talebin uygun görülmediğini bildirdiğini, müvekkilinin 03.09.2007 tarihinde 4.252.686,07 USD olarak itirazi...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/05/2013 tarih ve 2011/135-2013/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada 06/06/2002 tarihinde açtırdığı 7.388 USD’lik ... ay vadeli hesaptaki parayı banka ikinci müdürünün zimmetine geçirdiğini, davalı tarafından kendisine faizi ile birlikte 4.004,68 USD ödendiğini, ibranameye itirazi kayıt koyduğunu, ancak bakiye alacağının ödenmediğini ileri sürerek, ....388 USD’nin %... faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Dava, 2010/5 ile 12. aylar ile 2011/1. aya ilişkin olarak % 5'lik prim indiriminden yararlandırılmasının iptali ve bu dönem için ek prim tahakkuk ettirilmesi üzerine davacı tarafından 22.07.2011 tarihinde itirazi kayıtla yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkin olup, Mahkemece kurum tarafından davadan önce, dava konusu edilen tutarın, 2009/4 ile 2012/7 ve 2012/10. aylar prim borçlarına mahsup edildiği ve davacının Kurumdan alacağının kalmadığı kabul edilmiş ve bu nedenle davanın reddine karar verilmişse de; dava tarihinin 13.07.2012 olması karşısında; Kurumun mahsup işlemini dava açıldıktan sonra yaptığı ve dava konusuz kaldığı halde; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Takibe konu borcun bir kısmının ihtiyati haciz sırasında haciz baskısı altında ödenmesi ve kalan miktarında itirazi kayıtla ödenmiş olması, şikayet ve itirazdan açıkça feragat edilmediği sürece esaslarının incelenmesini engellemez. O halde mahkemece borçlunun tahsil harcı ve vekalet ücretine ilişkin şikayetinin esasının ve ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayetlerinin esası incelenerek, tebliğ işleminin usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde ise çek tazminatına yönelik borca itirazın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
< İstem, kur farkı nedeniyle T.E.K. lehine yükümlü banka tarafından düzenlenen 4 adet teminat mektubunun Maliye Bakanlığınca kabul edilmemesi üzerine bankaya iade edilen teminat mektupları için itirazi kayıtla ödenen Damga Vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır. 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1.maddesinde, bu kanuna ekli 1 sayılı tabloda yazılı kağıtların Damga Vergisine tabi olduğu, bu kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Bu madde hükmünden, düzenlenen kağıtların Damga Vergisine tabi olması için sadece yazılıp imzalanmasının yeterli olmadığı, aynı zamanda herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilme özelliğine sahip olması gerektiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davacı tarafın davalı ... ile yapmış olduğu anlaşma uyarınca İran'dan elektrik ithal ettiği, davalı tarafın talimatları uyarınca belli dönemlerde kapasitenin düşürüldüğü, buna rağmen faturalarda bu durumun dikkate alınmadığı, davacı tarafça itirazi kayıtla ödenen miktarın sözleşmenin 2.8, 4.7 ve 2.10 maddeleri gereğince iadesi gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile toplam 2.071.436,56 TL'nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2018 tarih, 2017/1879 Esas, 2018/357 Karar sayılı ilamı ile anlaşmanın 4.7 maddesi uyarınca dava konusu miktarın davacıya iadesi gerektiği belirtilerek, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi işyerine giriş tarihinin 04/10/2006 değil, 17/01/2007 olduğunu, SSK kayıtlarının da bunu doğruladığını, davacının çalıştığı süre boyunca resmi tatillerde ve hafta sonlarında çalışmadığını, ayrıca haftalık çalışmasının 45 saati geçmediğini, tüm ücret bordrolarının davacı tarafından itirazi kayıt koymaksızın imzalandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. E) Gerekçe: Olağan dışı fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil iddialarını ispatla yükümlü olan işçi somut olayda bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Dosyada davacının iddialarının ispatı için dinlenen tanıklar işyeri çalışanı olmadığı gibi çalışma düzenini bilebilecek kişiler de değildir....