Şu halde yapılması gereken iş; 17.01.2015 ve 17.03.2015 tarihlerinde fark aylıkların ödendiği belirtilmesi karşısında, davacı tarafından ibraz edilecek kayıtlar ile anılan ödemeye ilişkin ilgili kayıt ve belgeler usulünce celbedilip incelenerek, itirazi kaydın varlığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir....
Dava, kadastro tespitine itirazi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel alanı dışında bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu (B) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/01/2009 gününde oybirliği ile karar verildi...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Anadola İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetki itirazının kabulünü, davanın ve tazminat talebinin reddini talep etmiştir. Mahkemece; YETKİ İTİRAZI YÖNÜNDEN; TMK 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” denilmekle; nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlenmiş olup nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabilir. (Yargıtay 12. HD. 2016/26097 E. 2018/333 K. Ve 18/01/2018 tarihli kararı) Bu durumda tedbir nafakası için yapılan ilamsız icra takipleri borçlunun veya alacaklının ikametgahında yapılabilir. Davacının Aks kaydının incelenmesinde yerleşim yerinin Kepez/Antalya olduğu görüldüğünden Antalya İcra Müdürlüğünde takip yapmasına engel durum yoktur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tebliğ edilen faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğini, husumet, yetki ve zamanaşımı itirazlarında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş, işbu hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 19....
Takip dosyasına borçlu tarafından, kendisine ödeme emri tebliğinden önce borcun yatırıldığı, yapılan bu ödemenin İİK'nun 263 veya 266. maddesi kapsamında ve teminat karşılığında ihtiyati hacizlerine kaldırılmasına yönelik olmadığı, itirazi kayıtla borç ödemesi mahiyetinde olduğu, bu haliyle borcun yatırılması sırasında yanlışlıkla yapılan bir ödemeden de bahsedilemeyeceği anlaşılmakla İİK'nun 361. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu itirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.(Yargıtay 12. HD'nin 2014/1636- 4759 E-K sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.)...
İlk itirazlardan biri de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazıdır. Aynı yasanın 117. maddesinde ilk itirazların hepsinin ileri sürülmesinin zorunlu olduğu, aksi halde dinlenemeyeceği ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Kesin olmayan yetkinin HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re'sen nazara alınmaması gerekir. 6100 sayılı HMK'nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Kesin olmayan yetki hallerinde yetkiye ilişkin ilk itirazın ileri sürülmesi hususu HMK.'nın 19. md. de hükme bağlamıştır. Anılan Yasa'nın 19/2 maddesine göre "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü düzenlenmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibinde yetki itirazi ve takibe itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 34. maddesi ve 150/ı maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı borçlular vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
kayıt olmaksızın icra dairesi banka hesabına yatırdığı, İİK'nın 266. maddesi kapsamında ihtiyati haczin kaldırılması amacıyla icra mahkemesine bir başvurusu da bulunmadığı anlaşıldığından, itirazından zımni olarak vazgeçtiğinin kabulü gerekeceğinden yatırılan paranın icra dairesince alacaklıya ödenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, alacaklı vekiline gönderilen muhtıra nedeniyle alacaklı vekili tarafından kendisine ödenen paranın iade edildiği ve 24/06/2020 tarihinde davacı hakkında yetki itirazının bulunması nedeniyle dosyanın Elazığ İcra Dairesine gönderilmesinin talep edildiği, bu haliyle dosyada mevcut paranın davacıya iadesinin yapılmamasında yukarıda yazılı gerekçelerin yanında dosyanın yetkisizlik nedeniyle yetkili icra dairesine gönderilme talebinin olduğu da belirtilerek şikayetin reddine karar vermiştir....
DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili ) KARAR : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında başlatılan ve itirazi kayıtla ödediği dava konusu 2019/18063- 18064 ve 18065 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali ile 2019/18063 numaralı ödeme emri için 240.51 TL, 2019/18064 numaralı ödeme emri için ve 2019/18065 numaralı ödeme emri için 4.523,52 TL olmak üzere toplam ödediği 9.287,55 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, derdestlik, husumet, hak düşürücü süre itirazlarında bulunduğu, talebin haksız ve yersiz olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir....
Davalı, davacının tebliğ edilen faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğini, husumet, yetki ve zamanaşımı itirazlarında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Anılan karar Dairemizin 2014/19495 Esas – 2015/16411 Karar sayılı ve 15/10/2015 tarihli kararı ile; "...mahkemece, yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda, tarafların eşit kusurlu olduğu ve davalı ... şirketinin de kusuru oranında (%50) sorumlu tutulması ve hatalı tarife farkı alacağına Yönetmeliğin ilgili maddesi uyarınca gecikme zammı uygulanamayacağı da gözetilerek, konusunda uzman (üçlü) bilirkişiden rapor alınarak, belirlenecek hatalı tarife farkı alacağından davacı yanında, davalı ... şirketininde müterafik kusuru nedeniyle TBK’nun 114. (BK’nun 98/2) delaletiyle TBK’nun 52....