Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

halinde evrakları resen düzenlemesi işverene tebligat yapılması ve borç için 1 ay üniteye itiraz hakkı tanıması gerektiğini, davacıya böyle bir tebligat yapılmadığını, bunun da hukuka aykırı olduğunu, borca konu kişilerin şirket kadrosunda çalışırken aynı zamanda tevhit karşılığında hizmet verdiğini, tevhit karşılığı alınan hizmet ödemelerinin ssk primine dahil edilmediğini belirterek, dava konusu ödeme emrinin iptali ve itirazi kayıt ile ödenen 15.949,81 TL nin ödeme tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına 22.12.2020 tarihli dilekçe sunarak borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin sonuç kısmında takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve ferilerin tümüne yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini belirttiklerini, davanın haksız ve yersiz olduğunu beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davalı borçlunun 22.12.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinden ve sonuç bölümünden yetkiye, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile ferilerine itiraz ettiğinin açıkça olduğu, bu haliyle borcun tamamına itiraz ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip talebinde alacaklının, borçlunun, alacaklı vekilinin adresinin yazılı olmadığını, İİK md. 58'de açıkça adreslerin yazılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, ödeme emri ekinde senet suretinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca itiraz taleplerinin incelenmediğini ve bu hususlarda bir karar verilmediğini, her ne kadar mahkemece verilmiş yetkisizlik kararı doğru ise de, şikayet ve borca itiraz konularının yetkiden önce geldiğini ve öncelikle incelenip karara bağlanmasının zorunlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı/borçlu dava dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, istinaf aşamasında yetki itirazı yönünden istinaf sebebi belirtmediğinden bu yönden inceleme yapılmamıştır....

    Davalı T5 T7 T7 T8 yetkilisi itiraz dilekçesinde "borca sebep olarak gösterilen işlemlerle firmamızın bir alakası yoktur" şeklinde yazılmıştır. Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere, HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir....

    tarihli icra müdürlüğü kararının İPTALİNE, davacı borçlunun yasal süresinde borca ve ödeme emrine itiraz etmiş olduğuna, Yasal süresinde yapılan itiraz kapsamında takip kesinleşmeden davacı borçlu aleyhine konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmiştir....

    Zira, İİK'nun 155. maddesinde sadece, itirazın icra dairesine yapılacağı belirtilmiş, şikayet için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Şu durumda, iflas yoluyla adi takipte, icra dairesi, iflas ödeme emrinin düzenlenmesinde ve bunun borçluya tebliğe gönderilmesinde kanuna aykırı bir işlemde bulunmuşsa, bu halde, borçlunun genel hükümler uyarınca (İİK. m.16) başvuracağı yol ödeme emrine karşı şikayet olup; anılan şikayet başvurusunun da, icra mahkemesine yapılması gerekir. (HGK 05.10.2012 tarih 2012/12- 30 esas 2012/653 karar, Yargıtay 12....

    tarihinde yetki ve borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, dosyanın davacı tarafça yetki itirazı kabul edilerek ... tarihinde Kayseri ... Müdürlüğü'ne gönderildiği, Kayseri ... Dairesince ... tarihinde yeniden ödeme emri gönderdiği ve davalının ise ... tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği görülmüştür. Somut olayda davalı taraf Ankara ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası kapsamında takibe başlandıktan sonra ve yetkili icra dairesince ödeme emri gönderilmeden önce borcu ödemiştir. Uyuşmazlık ise söz konusu ödeme nedeniyle takip ferilerinden sorumluluğun kime ait olduğu noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen ödeme emrine itirazın iptali davası (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) bir eda davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş (m. 62) olan takip borçlusuna karşı açılır....

      İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...davacı alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 26.09.2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 26.09.2019 tarihinde “ödeme emrine karşı yetki, husumet ve sair itirazlarımızın sunulmasıdır.” başlıklı itiraz dilekçesi gönderildiği, içerik olarak aralarındaki ticari ilişkiden bahsedildiği akabinde husumet ve yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edilebilir. İtirazın (dilekçe ile) yazılı yapılması halinde, bu hususta sınırlayıcı yasal bir düzenleme olmadığından, belirli sözcüklerin kullanılması zorunlu değildir. Önemli olan yasal süre içinde şahsen veya yetkili kişiler eliyle itraz iradesinin ortaya konmasıdır....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2022 NUMARASI : 2022/464 ESAS 2022/626 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2022/37806 Esas sayılı dosyası ile taraflarınca ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine icra emri tebliğ edilmeden borçlu T3 tarafından 29/07/2022 tarihinde itiraz edildiğini, borçlunun henüz borcun içeriğini ve dayanak belgesini görmeden kötü niyetli bir şekilde borcu inkar ederek ödeme emrine itiraz ettiğini, borçluya ödeme emrinin 01/08/2022 tarihinde tebliğ edildiğini ve kanunda belirtilen 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ve ödeme emri tebliğ öncesi yaptığı borca itirazın değerlendirilmemesi...

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, uyalan bozma ilamı sonrasında hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava konusu ödeme emri 2003/2 ila 2005/3, 2005/4 ila 2006/7 ve 2006/8 ila 2008/11 dönemlerine ilişkin damga vergisi için düzenlenmiştir. Mahkemece ödeme emrine konu kurum alacağının itirazi kayıtla ödenmiş olduğundan davanın konusuz kalmadığı kabulü isebetli ise de davanın kabulü gerekçesi yerinde değildir....

        UYAP Entegrasyonu