"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) ANADOLU 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2014 NUMARASI : 2013/248-2014/194 Dava; davacının, oğlunun da ortak olduğu davalı şirketin bir kısım borçlarının ödenmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece alacağın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine dair verilen hüküm, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 04.10.2012 günlü ve 2012/15433 E.-2012/22069 K.sayılı ilamıyla "...davacının iddiasına göre ödünç ilişkisine dayalı olarak davanın açıldığının kabulü gerekir. Bu halde alacak, BK'daki genel zamanaşımı süresine tabidir. Ödeme ve ihtar tarihleri dikkate alındığında zamanaşımı gerçekleşmiş değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin açıklanan bozma ilamına uyularak hüküm tesis edilmiştir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir....
Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın ticari işletmenin devrinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı bir alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
HGK'nun 05.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. .... İdare Mahkemesinin 22.04.2010 tarihli ve 2009/640 esas, 2010/331 sayılı kararı ile idare işlemi ödeme tarihinden itibaren 60 günlük yasal süre geçtikten sonra istenemeyeceği gerekçesiyle iptal edilmiş olup, yukarıda yazılı olduğu üzere şart tasarrufa dayanmayan dava konusu ödeme için sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Somut olayda; temyize konu uyuşmazlık; yersiz ödendiği iddia edilen dava konusu paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalılardan geri istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....
İdare Mahkemesinin 19.12.2014 tarih, 2014/1245 Esas 2014/1088 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği ve kararın 19/10/2015 tarihinde onandığı bu karar sonrası eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır Önemle vurgulanmalıdır ki, davalıya yapılan ödeme mahkeme kararına dayanmakla, ödeme anında davalının bir sebepsiz zenginleşmesinden, davacının da sebepsiz fakirleşmesinden söz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkemece verilen iptal ve parasal hakların tahsiline ilişkin karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay ilgili Dairesince, davanın reddi gereğine işaretle bozulmuş, ilk derece mahkemesince de bozma kararına uyularak davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Bu durumda, ödemenin dayanağını teşkil eden karar ortadan kalkmış ve dolayısıyla ödeme yasal dayanaktan yoksun hale gelmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalının davacı bünyesinde yedek subay statüsündeyken Mayıs 2016 tarihinde terhis olduğu fakat kurum tarafından davalıya terhis olmamış gibi Ağustos 2017 tarihine kadar maaş ödemesinin yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Hataya dayalı davaya konu ödemenin Borçlar Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri istenebileceği de açıktır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın bonoda sahtelik iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkin olduğu, birleşen davanın ise sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, bono takibe konulmamış olmakla istirdat davası koşulları oluşmamış ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davası olarak görüldüğü, bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yaptırılan imza incelemesi sonucuna göre sabit olduğu, davacı sahte bono nedeniyle ödeme yapmak zorunda kaldığından banka lehine sebepsiz zenginleşemeye neden olduğu, öte yandan davacı birleşen menfi tespit davasında sahte bono nedeniyle ödediği tutarın icra dosyasına mahsup edilerek ödeme yapılan tutar kadar bankaya borçlu olunmadığının tespitini istemiş ise de, asıl davada haksız ödenen bedelin iadesine karar verildiğinden menfi tespit koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, 12.125 TL 'nin ödeme...
Dava konusu alacak, davalıya fark tazminatı olarak ödenen tutarın hatalı hesaplanmasından kaynaklanan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir. Dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. TBK nın 77/1. maddesine göre, zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK 79 ve 80. maddelerde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme, geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....
in birleşen davaya yönelik temyiz itirazına gelince; Birleştirilen dava, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunundaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni; kişinin, iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez....
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın “Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili”ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....