ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2017 NUMARASI : 2016/324 ESAS - 2017/323 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Kurum Zararı Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının vekaleten Zübeyde Hanım Huzurevinde Kuruluş Müdürü olarak görevlendirildiğini, bakanlık yazısında herhangi bir ödeme yapılmamasını, ödeme yapılmış ise geri tahsil edilmediği gerektiğini, davalının görevlendirdiği sırada 10 yıllık hizmet süresini tamamlamadığını, dolayısıyla kuruluş müdürü olarak asaleten atanma şartını taşımadığını, bu kapsamda kayıtlarda yapılan incelemelerde davalıya 2013 Mart-Nisan-Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin olarak 6.518,36 TL anapara yersiz ödeme yapıldığı tespit edildiğini, bunun üzerine 30 gün içerisinde ödenmesi gerektiği davalıya yazı ile bildirildiğini, davalı anılan yazıya herhangi bir itirazda...
Uyulan bozma ilamı sonrasında; yersiz ödemeler toplamı 27.036,30 TL asıl alacak ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanmış 5.553,74 TL faiz alacağından oluşan icra takibine yapılan itirazın, iptaline, icra ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 21.05.2012 tarihinden itibaren yasal faizi tahsiline karar verilmiştir. Takibe konu yapılan yersiz ödemeler toplamı ilgiliye takip öncesi tebliğ edilmediği, ilk defa icra ödeme emrinin tebliğ edilmesi ile tebliğ edildiği, sadece asıl alacağa ilişkin yapılan itirazın iptali, faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, asıl alacağa icra ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 21.05.2012 tarihinden 24 ay sonrası 22.05.2014 tarihinden itibraren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken mevcut şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Dava, yersiz ödenen ölüm aylıklarının her birinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizle tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Sebepsiz zenginleşme yaratması nedeniyle, yersiz ödenen ölüm aylıklarının istirdadında temerrüt şartının gerçekleşmesi gerekmediğinden, yersiz ödenen ölüm aylıklarının her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, yersiz ödenen ölüm aylıklarının her bir ödeme tarihinden itibaren yasal faizle tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacının avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Sebepsiz zenginleşme yaratması nedeniyle, yersiz ödenen ölüm aylıklarının istirdadında temerrüt şartının gerçekleşmesi gerekmediğinden, yersiz ödenen ölüm aylıklarının herbir ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın “Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili”ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....
Madde uyarınca 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre hakkı olmadığı halde; ... tarafından, sigortalıya/hak sahiplerine/bakmakla yükümlü olduğu kişilere yersiz ödeme yapıldığı tespit edilirse; ilgilinin kastı veya kusurlu hareketi nedeniyle yersiz ödeme yapılmışsa tespit tarihinden geriye doğru on yıllık ödemenin, fakat kurumun hatası nedeniyle yersiz ödeme yapılmışsa beş yıllık ödemenin maddede belirtilen şekilde yasal faiziyle geri alınacağı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun m.101’de de bu kanunun uygulanmasıyla ilgili davaların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Türkiye... A.Ş. Mensupları ..., 506 sayılı Kanunun Geçici 20.maddesi kapsamında olup, 09.03.1983 gün ve 1983/1-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği gibi Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve T.C.... gibi sosyal güvenlik kuruluşlarındandır. Türkiye......
Fizik ve Tedavi Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanesinde doktor olarak görev yaptığını, 2011 temmuz ve ekim ayları arasında davalının, belirtilen hastanedeki hizmeti yanında, dava dışı özel hastanede ameliyatlar gerçekleştirmesi ve muayenehanesinde hasta kabul etmesine rağmen, olay tarihinde yürürlükte olan 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Rehabilitasyon Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun’a aykırı olarak performansa dayalı yersiz ek ödeme yapıldığını belirterek, davalıya yersiz yapılan ek ödemelere ilişkin kurum zararının tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
ederek ödemelerin 18.08.2006-18.04.2007 tarihleri arasında taksitle yapılması nedeniyle, davacının ödemelerinin birikmiş alacak ve faizlere orantılı olarak mahsubu sonucunda kalan ek borcun davalıdan tahsili için bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, programda taahhüt eden şahıs ve taahhüt alan kurum arasında bir iş ilişkisi bulunmadığını, dosyanın iki kurum arasındaki alacak davası olması nedeniyle hakem sıfatıyla çözümlenmesi gerektiğini, katılımcıların başvurularını davacı kurumun aldığını, müvekkile atfedilecek bir kusur bulunmadığını, mahkemece kusur değerlendirmesi yapılmadan alacak değerlendirmesi yapıldığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, yersiz ödemenin tahsiline ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalıya yapılan ödeme emri tebliğilerinde ödeme yapılması halinde ilgili birime ödeme dekontunun gönderilmesinin bildirildiğini, ancak davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin bilgi verilmediği ödemenin akıbetiyle ilgili sorulmadan karar verildiğini, zamanında dekont ibraz etmeyerek dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemişir....