Daha sonra ise (SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bağımsız ve Hizmet Akdiyle Çalışanlar Emeklilik Daire Başkanlığı 14.04.2015 tarihli yazısı ile) hak sahiplerinin 2330/m.4’den yararlanma talepleri bulunmadığı sebebiyle nakdi tazminat ilave ödemeleri yersiz ödeme sayılmıştır. 5510 sayılı Kanun m.96/a bendi uyarınca; davalı ...’den 01.03.2005 ilâ 30.04.2015 dönemi aylık tutarına nakdi tazminat olarak ilave edilen toplam 63.907,18 TL ile 01.03.2005 ilâ 2014 döneminde tütün ikramiyesi olarak ödenen 7.776,88 TL olmak üzere toplam 71.684,06 TL borç çıkartılmıştır. 9. Ödeme yapılmaması üzerine, SGK tarafından, Diyarbakır 9. İcra Müdürlüğü 2018/63565 E. sayılı ilâmsız takip dosyasında, ... aleyhine; 71.684,08 TL asıl alacak, 9,00 TL protesto masrafı, 47.635,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 119.328, 45 TL’nin asıl alacağa takipten itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsili istemiyle haciz yoluyla takip yapılmıştır....
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....
Zamanaşımına yönelik istinaf sebebinin varlığı karşısında, öncelikle yersiz ödeme, faiz alacağı ve zamanaşımı kavramlarının incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada yersiz ödeme alacağı mahiyeti itibarıyle sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmektedir. Davalının sebepsiz zenginleştiği tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinde sebepsiz zenginleşme davası için biri bir yıllık kısa, sübjektif ve nispi, diğeri on yıllık uzun, objektif ve mutlak olmak üzere iki ayrı zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Anılan düzenlemede belirtilen bir yıllık kısa süre, hak sahibi davacının, zenginleşmeyi geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar....
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ödemesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemine ilişkindir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 113. maddesi (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 131.maddesi) gereğince ödeme, borcu söndüren işlemlerdendir. Somut olayda davacılar, davalıların kendilerinden destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiklerini, mahkeme kararı sonucu davalılara borcun tamamı olarak 27.401,00 TL ödeme yaptıklarını ancak davalıların daha önce kendilerine ait aracın trafik sigortacısı Ankara Sigorta AŞ'den 18.885,00 TL tahsil ettiklerini öğrendiklerini, bu şekilde davalıların sebepsiz zenginleştiklerini iddia ederek fazla ödenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; dava konusu uyuşmazlıkta, davacıya fazla ve yersiz olarak ödenen denetim tazminatı tutarı sebebiyle kamu zararı oluştuğu, ayrıca davacının Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik gereğince ilgili konumunda bulunduğu, kendisine sehven yapılan fazla ve yersiz ödeme sebebiyle, sebepsiz yere zenginleşen kişi olduğu, ödemeye sebep olan kamu görevlilerinin bu işlemler nedeniyle zenginleşmesi halinde rücuyu gerektiren bir alacağın bulunmadığı, kaldı ki, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının idare aleyhine açılabileceği dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, kurum zararının gerçekleşmesine neden olan kamu görevlileri ile kendilerine yersiz ödeme yapılanlardan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı ile davalılardan A.. T.. ve Ş.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kurum vekili, Batman İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından 2007-2010 yılları arasında özürlü evde bakım hizmetlerine ilişkin olarak yapılan soruşturma sonucunda 1050 kişiye fazla ve yersiz ödeme yapıldığının teftiş sırasında tespit edildiğini, özürlü evde bakım yardımından yararlanan hak sahibi davalı ile kamu görevlisi olan davalının eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yapılan ödemelerin faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece gerekli araştırmalar yapılmamış, bilirkişi raporu alınmamış, denetçi raporları esas alınarak eksik inceleme ile karar verilmiştir....
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Komisyonuna başvurusu üzere 13/05/2010 tarih ve 16437 sayılı kararla, davalıya 24.311,69 TL tazminat ödenmesine karar verildiğini ve ödemenin yapıldığını, sonrasında Aziz Demircan mirasçılarının da tazminat başvurusunda bulunduğunu, yapılan incelemede, talebe konu taşınmazlarla ilgili olarak daha önce davalıya ödeme yapıldığının anlaşılması üzerine Komisyon tarafından başvurunun reddedildiğini, ret kararına karşı başvurucular tarafından idari yargıda iptal davası açıldığını ve başvurunun reddine dair idari işlemin iptal edildiğini belirterek davalıya haksız olarak ödenen toplam 10.017,96 TL miktarındaki ödemenin, ödeme yapılan tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafından, Salih Çelik ünvanlı işyerindeki çalışmalarının fiili olduğunun tespiti ile emeklilik iptaline ilişkin işlemlerin iptaline yönelik işlemin iptali, haksız iptalden dolayı ödenmeyen emeklilik aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kurumdan tahsili ve davacının iptal edilen hizmet ve emeklilik aylığı devresindeki 73.600,23 TL yersiz ödeme ve 18.807,49 TL yersiz sağlık yardımı va faizlerindne dolayı borçlu olmadığının tespiti talebiyle mahkememizin 2016/638 E sayılı dosyası ile dava açtıklarını, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. H.D.'nin karar ilamı ile kararın kaldırılarak davanın kabulü yönünde karar verildiğini, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ca temyiz dilekçesinin reddine karar verildiğini ve kararın bu şekilde kesinleşmiş olduğunu, bu bağlamda kesin hüküm nedeniyle işbu davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 01/12/2014 gününde verilen dilekçe ile yersiz ödeme nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır.” denilmekle kurumca yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir....