Ne var ki davacı Vakıf davalı Kuruma yazdığı 21.11.2005 tarihli yazıda yersiz ödeme ve faizden yoksun kalma sonucu oluşan maddi zararını talep ettiği halde dava dilekçesinde yalnızca yersiz ödediği miktarı talep ettiği faiz yoksunluğu nedeniyle oluşan zararını talep etmediği ancak faiz yoksunluğu nedeniyle oluşan maddi zararını açabileceği ayrı bir dava ile isteyebileceği açıktır. Uyuşmazlık bu davada talep edilen yersiz ödenen miktara hangi tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği noktasındadır. Davacı Vakıf davalı Kuruma yazdığı 21.11.2005 tarihli yazı ile yersiz ödediği miktarı talep ettiğinden davalı Kurumun yersiz ödeme nedeniyle oluşan maddi zarar yönünden bu yazının kendisine ulaştığı tarih itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Yapılacak iş; 21.11.2005 tarihli yazının davalı Kuruma ulaştığı tarihi belirleyip hüküm altına alınan maddi tazminat alacağına o tarihten itibaren faiz yürütülmesine karar vermektir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalıya 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun kapsamında uğramış olduğu zarar nedeniyle ödeme yapıldığını ancak Valilik Makamının hazırlanan inceleme raporuna göre davalının beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, kendisine yersiz olarak ödeme yapıldığının anlaşıldığını, sulhnamenin yasa gereği imzalandığını, yersiz ödenen bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep ettiklerini, yersiz ödemenin 20.039,91 TL olduğunun tespit edildiği taşınmazların tahrip olmadan önce kimler tarafından kullanıldığının tam olarak tespit edilmediği taşınmazların mahalli bilirkişilerin beyanı ile hesaplama yapılmasının çelişki yaratacağını akrabalık ilişkileri çerçevesinde nesnel olmadığı ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2020/201 ESAS - 2021/678 KARAR DAVA KONUSU : TAZMİNAT KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun uyarınca 19/07/1987 tarihinden itibaren terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan vatandaşların maddi zararlarının giderilmesi amacıyla kanundaki esas ve usuller çerçevesinde tazminat ödendiğini, bu kanun kapsamında yapılan bu ödemelerle ilgili olarak Iğdır Valiliğine intikal eden bir kısım ihbar ve şikayetlerde terör örgütü baskısıyla köylerini boşaltmak zorunda kalan köy halkı ile hiçbir ilgi ve alakası bulunmayan bir kısım şahısların kendilerini köyde ikamet ediyormuş gibi göstermek suretiyle haksız tazminat elde ettikleri ve bu şahıslara gerçek hak sahiplerinden daha fazla ödeme yapıldığının ileri sürüldüğünü, bu iddialara ilişkin olarak...
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....
Davacı idare, ilgili yasa kapsamında davalının zarar bildiriminde bulunduğunu ve kendisine beyanı üzerine ödemeler yapıldığını ancak gelen ihbar üzerine yapılan incelemede davalının gerçekte olmayan zarar beyanına dayalı olarak devletten tazminat aldığını iddia ederek, haksız ve yersiz olarak yapılan ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, 1993 yılında terör ve terörden doğan nedenlerden ötürü mülkiyetini terk etmek zorunda kaldığını, zarara uğradığını, haksız yere tazminat almadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile yapılan fazla ödemenin dava tarihi olan 30/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davaya konu olayda; idarenin zararı, haksız yere yapılan ödeme tarihinde doğmuş olup davacı bu tarihten itibaren faiz talep etmeye hak kazanmıştır....