Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili davanın meraya elatmanın önlenmesi talepli dava olduğunu, mera konusunda tasarrufta bulunma ve dava açma yetkisinin köy muhtarına ait olduğunu, davacının bu davayı açamayacağını belirterek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın yargı yolundan kaynaklanan dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava maraya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davaya Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen elatmanın önlenmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı dava dilekçesinde; dava konusu 1187, 1189 ve 1193 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalının komşu parsele inşaat yapmak suretiyle taşınmazlarını işgal ettiğini beyan ederek, elatmanın önlenmesini talep etmiştir. II....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.08.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, kadastro çalışmaları sırasında “müşterek methal” olarak 101 ada 2, 11 ve 12 numaralı parseller lehine tahsis ve tahdit edilen taşınmaza davalının elattığını ileri sürerek haksız elatmanın kal suretiyle kaldırılması isteğinde bulunmuştur. Davalı, taşınmazın paylı mülkiyet rejimine tabi olduğunu, kendisinin de paydaş olması nedeniyle kullanma ve yararlanma hakkı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde ve karşılık dava dilekçesinde ortak yerlere yapılan elatmanın önlenmesi ve balkonların projeye uygun hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasal gerektirici nedenlere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ESKİ HALE İADE-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 838 parsel sayılı taşınmazın önünde bulunan deniz yüzeyinin 867,19 m²'lik bölümünün dalga kıran yapılmak suretiyle davalıya kiralandığını, ancak davalının kira sözleşmesine aykırı olarak, kira kapsamı dışında olan 838 nolu parsele zarar verdiğini, doğal görünümünü yok ettiğini ileri sürerek, 838 nolu parsele verilen zararın tazminine, denizin doldurulduğu yönündeki işgalin ve elatmanın önlenmesine, eski hale iadesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddiaların sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            Ancak; Ortak yerlere elatmanın önlenmesi ve projesine uygun (eski) hale getirme davalarının niteliği gereği karar harcının maktu yerine nisbi alınmış ve karar gereğinin yerine getirilmesi için davalı tarafa belli ve uygun bir süre verilmemiş olması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın ikinci fıkrasının sonuna gelmek üzere ‘karar gereğinin yerine getirilmesi için davalı tarafa 30 gün süre verilmesine’ ibaresi ve üçüncü fıkrasının tamamen metinden çıkartılarak yerine ‘Peşin alının harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına’ cümlesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde ortak yerlere elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davalının anataşınmazın zemin katında bir kısım ortak alanları işgal ederek kendisinin ve ailesinin kullanımına tahsis ettiği ileri sürülerek ortak alanlara müdahalenin önlenmesi ile işgalin sona erdirilmesi istenilmiş, mahkemece yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda ortak yerlerde mimari projeye aykırı değişiklik bulunmadığı ancak apartman girişinde torbalar içinde meyve satıldığı, apartman girişinin bu işe elverişli olmadığı ve girişin bu işe tahsis edildiğine ilişkin kat malikleri kurulu kararı veya yönetim planı hükmü bulunmadığı saptanmıştır....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/520 KARAR NO : 2020/434 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ALİAĞA SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/468 ESAS 2019/645 KARAR DAVA KONUSU : Kat Mülkiyeti Kanunundan Kaynaklanan Davalar (Ortak Yerlere Elatmanın Önlenmesi İstemli) KARAR : Aliağa Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 28/11/2019 tarih 2018/468 Esas, 2019/645 Karar nolu kararına karşı davalı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının apartmanın ortak yerlerini şirketin malzemelerini koymak suretiyle depo olarak kullandığını, bahçeyi yalnız kendi kullanımına tahsis edilecek şekilde çevreleyerek demir kapı yaptırdığını ve sundurma yaparak ortak alana müdahalede bulunduğunu, tüm uyarılara rağmen müdahaleye son vermediğini beyanla...

                Ayrıca dava konusu yerlere yönelik var ise kamulaştırma evrakları getirtilmediği gibi taşınmazların toplulaştırma işlemine tabi tutulup tutulmadığı da belirlenmemiştir. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal isteklerine ilişkindir. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur. Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür....

                  Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sırınlamaların önemli bir bölümü TMK'nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi; elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Davalının komşuluk hukuku hükümlerine aykırı imalatlar yaptığı ve bunun yapıların projesine de aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince verilen karar istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya uygun bulunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Kocaeli 7....

                  UYAP Entegrasyonu