Bu nedenle yaş değişikliği için resmi bir kurum veya kuruluşa resmi bir evrakın olmaması ön şarttır. Davacı T1 nüfus kayıt örneğinden de anlaşıldığı üzere 1963 doğumludur. Bu nedenle Mahkememizce davacı müvekkilin rapor aldırılması talebi, 25 yaşından sonra tıbben yaş tahsisi mümkün olmadığından rapor talebi reddedilmiştir. Yargıtay'ın bir kararında da; Yaşının düzeltilmesi istenen kişinin mahkemece bir sağlık kuruluşunu sevk ili gerçek doğum tarihinin saptanması için sağlık raporu alınmadığı gibi böyle bir yola başvurulmuş olsa bile 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığından kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için gösterdiği deliller ile dosyadaki bilgi ve belgeler yeterli sayılmaz. İlgilinin doğum tarihi ile tanıkların dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı olasılığı da bulunmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; tanıklarının çelişkili beyanı nedeniyle davasının araştırılmadan reddedildiğini, raporda 50 yaş üstü ile uyumlu denildiğini gerekçeli kararda ise 25 yaş üstünün tespit edilemeyeceğini yazdığını kararın çelişkili olduğunu ve kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, yaş düzeltim davasıdır. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı, dava dilekçesi ile nüfus kayıtlarında 1960 olan doğum tarihinin, 1957 olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Dosyanın içeriği ve toplanan delillerden; 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının bu yaşının düzeltilmesi için mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, (aynı yönde Yargıtay 8.HD'nin 10.05.2018 tarih ve 2017/8864 E.,2018/12468 K.vb....
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre bu tür davalarda doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Ancak, 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün değildir. İlk derece mahkemesince davacının yaşının iddia ettiği şekilde düzeltilmesi için dosyada mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, soyut davacı tanığı beyanına dayalı olarak da yaş düzeltilmesinin mümkün olamayacağı kabul edilerek yaş tashih talebini reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1).b.1 maddesi gereğince incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkeme yaşı düzeltilmesi istenenin talebi ile bağlı değildir. Mahkemenin, kamu düzenine ilişkin bulunan resmi sicilleri/nüfus kayıtlarını doğru oluşturmak mecburiyeti vardır. Bunun için mahkemece yaş düzeltilmesi talep edilmesi halinde re'sen araştırma yapılması gereklidir. Bu araştırma kapsamında, davacının ilkokula başlama tarihinin tespiti içi okul kayıtlarının getirtilmesi, askerliğe gittiği tarihin ilgili askerlik şubesinden sorularak askerlik bilgilerinin temini, davacının yaş tashihi ile ilgili bildireceği tanıkların dinlenmesi, davacının nüfusa tesciline ilişkin doğum tutanağının getirtilmesi, kayden engel bulunup bulunmadığının tespiti için aile nüfus kayıt tablosunun getirtilmesi, ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespitinin mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için raporun yeterli olmayacağı da gözetilerek, belirtilen hususlar ile ilgili araştırmalar yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir....
Somut olayda, davacı nüfus kaydında 21/01/1982 olarak geçen doğum tarihinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürüp doğum tarihinin 21/09/1984 olarak düzeltilmesini talep ettiği, davacının 24/09/1984 tarihinde nüfusa tescil edildiği, davacının yaşı hakkındaki kurul raporuna göre kemik gelişimi 22 yaş civarında tamamlandığından bu yaş üzerinde kemikten güvenilir bir yaş tespitinin mümkün olmayacağının belirtildiği, davacının yaş tashihi için yeterli olmadığı, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır....
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkumiyet TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama Mağdure vekilinin temyiz istemi yönünden: Yargılama sırasında on beş on sekiz yaş aralığında olan mağdurenin, suça sürüklenen çocuktan şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde yaş indirimine ilişkin kanun maddesi ve indirim oranının yanlış yazılması, sonuç cezanın doğru olmasına göre mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 01.12.2011 tarihli raporunda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'ın 21 yaş sonu ile uyumlu olduğu bildirildiğine göre ...'ın doğum tarihinin aynı anneden olan diğer kardeşleri ile çelişki yaratmayacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, taleple bağlı kalınarak raporla uyumlu olmayacak şekilde doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru değildir. Bundan ayrı doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ...'nın, yaşının düzeltilmesi istemiyle usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı halde davacı ...'nin duruşmadaki istemi dikkate alınarak ...'nın da doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de; doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen Yakup ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi 25.06.1995 doğumlu Tuğba arasında düzeltilen doğum tarihine göre 2 günlük bir zaman farkı bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemi) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR ... Cumhuriyet Başsavcılığının 11.03.2009 tarihli davanamesi ile açılan, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşen 11.11.2010 günlü ve 2009/90-2010/497 sayılı kararının, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2016 gün ve 2016/262232 sayılı yazısıyla kanun yararına bozulması istenilmiştir. Davanamede, cinsel istismar suçundan dolayı yürütülen soruşturmanın mağduru ...'...
< Davacının, 2.3.1333 tarihinde askerdeyken lekeli hummadan ölen …'ın kızı olduğundan bahisle şehit yetim aylığı bağlanması istemi, davacının aylığa hak kazandığı tarihten sonra yaptığı yaş tashihinin geçerli sayılamayacağı, 1.3.1334 olan eski doğum tarihi ile babasının ölüm tarihi arasında onbir ay fark olup bu doğum tarihine göre, askerde ölen …'nın kızı olamayacağı öne sürülerek reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda İdare Mahkemesi davacının nüfus kayıt örneğinde …'nın kızı olarak görülmekle birlikte, doğum tarihinin 1.3.1334 olarak yazıldığının anlaşıldığı, yanlış yazılan doğum tarihinin Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla 1.10.1333 olarak düzeltildiği, bu düzeltmenin 5434 sayılı Kanunun 105.maddesinde kasdedilen yaş tashihi niteliğinde olmadığından doğum tarihinin 1.10.1333 olarak kabulünün gerektiği, bu nedenle yetim aylığı bağlanması isteminin reddinde isabet olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir....