Mahkemece yapılan yargılama sonunda: ; davanın kısmen kabulüne, davacı için dava tarihinden itibaren aylık 600 TL yardım nafakasının tahsilde tekerrüre mahal verilmemesi koşuluyla davalı babadan alınarak davacı çocuğa verilmesine, mahkememizce verilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına (tedbir nafakasına ilişkin yapılan ödemelerin tahsilde dikkate alınmasına), fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....
-2- SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hükmün 1.bendinde yer alan " Davacının davasının kısmen kabulü ile dava tarihi 11/12/2015 tarihinden itibaren davacının bakım nafakasının aylık 120 TL artırılarak aylık 480 TL'ye çıkartılmasına" ifadesinin çıkartılarak yerine "Davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren 480TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.01.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir. Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Dosyanın incelenmesinden; davacının dava açıldığı tarihte lise öğrencisi olup, herhangi bir gelirinin olmadığı, davalının ise; asgari ücretle çalıştığı görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının halen Selçuk Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünde eğitimine devam ettiği, dava açıldığı tarihte üzerinde aile konutu şerhi bulunan davalıya ait evde oturan davacının yargılama sırasında boşanma davasının kesinleşmesi ve aile konutu şerhinin kaldırılması nedeni ile taşınmazdan ayrılmak zorunda kaldığı, davalının müşterek diğer çocuğu için de aylık 1.500,00 TL nafaka ödediği, davacının ihtiyaçları, davalının ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak hükmedilen nafakanın yetersiz olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin kabulü ile aylık 1.700,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; aylık 500.00.- TL yardım nafakasının karar tarihinden itibaren davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1 -Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2 - Mahkemece oluşturulan hükümde yardım nafakasının karar tarihinden itibaren ödeneceği belirtilmiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, yardım nafakasının ödenmesine dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; karar tarihinden itibaren ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Somut olayda; kaldırılması istenilen iştirak nafakasının miktarı (200x12=2.400,00- TL) Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesi uyarınca belirlenen parasal sınırın altında kalmakta olup, karar kesin niteliktedir. Bu sebeple, davacının istinaf başvurusunun miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yardım nafakası aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı gibi herhangi bir nedenle aile bağlarının zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir....
Kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu m. 30-32) davaya devam edilmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece, temyiz sınırlaması da dikkate alınarak, davacıya "Yoksulluk nafakanın kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devam olunarak münhasıran yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi hakkında yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.05.2017(Salı)...
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2022 NUMARASI : 2022/446 ESAS 2022/507 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin anne ve babasının boşandıklarını müvekkilinin Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Yüksek Okulunda öğrenci olduğunu, reşit olduğunu iştirak nafakasının kesildiğini belirterek aylık 3000 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline nafakaya TEFE TÜFE oranında artırım tatbik edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....