Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/1080 2022/168 DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki yardım nafakası konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi ,gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının TED Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde % 50 burs ile öğrenci olduğunu ve tüm giderlerinin annesi tarafından karşılanılmaya çalışıldığını ,eğitimi devam ettiğinden davalı babasının desteğine ihtiyaç duyduğunu belirterek davacı aylık 2.500,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/1080 2022/168 DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki yardım nafakası konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi ,gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının TED Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde % 50 burs ile öğrenci olduğunu ve tüm giderlerinin annesi tarafından karşılanılmaya çalışıldığını ,eğitimi devam ettiğinden davalı babasının desteğine ihtiyaç duyduğunu belirterek davacı aylık 2.500,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı gibi herhangi bir nedenle aile bağlarının zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının yerinde olduğu, yardım nafakası verilmesinin de yerinde olduğu, ayrıca birden fazla davalı hakkında açılan yardım nafakası davasının kabulü halinde davacı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Buna göre, davacı dava dilekçesinde; kendisi için 150,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukların her biri için 150 şer TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde yardım nafakası şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep yardım nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yardım nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması kabul şekli bakımından doğru görülmemiştir....
Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi ''dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Yapılan araştırmada davalı babanın emekli olup aylık 7.500 TL gelirinin bulunduğu, davacının üniversite öğrencisi olduğu, sabit gelirinin bulunmadığı yapılan araştırmalar neticesinde tespit edilmiştir. Toplanan delillerden, halen eğitimine devam eden yeterli geliri ve malvarlığı bulunmayan davacı yararına Türk Medeni Kanununun 328- 364. maddesinde düzenlenen yardım nafakası koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Somut olayda;Tarafların ve davacının annesinin dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları,kolluk araştırması ,kurs kayıtları,tanık beyanları,Uyap aracılığı ile alınan raporlar,Takbis ve SGK....
Davacılar Hilmi Can ve Handenur vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen kararda takdir edilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğu yönünde istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davalı babanın ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde; davacılar lehine takdir edilen yardım nafakası miktarının toplanan delillere, usul ve yasaya, TMK.'nun 364 maddesine uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; takdir edilen yardım nafakası miktarının yetersiz olduğuna yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin, Adana 5....
- TL. tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini karar kesinleştiğinden yardım nafakası olarak devamına, yıllık artış oranının belirlenmesine karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir....