Davalının ekonomik ve sosyal durumu ve çocuğun ihtiyaçları değerlendirildiğinde davacı yararına takdir edilen yardım nafakası miktarları az olduğundan hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; davalının gelir durumu, çocuğun ihtiyaçları, davacının çocuk için katlandığı masraflar değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi (TMK.'nun 4.maddesi)de gözetilerek, daha uygun bir yardım nafakası takdir etmekten ibarettir. Ayrıca; dava konusu talebin yardım nafakasına ilişkin olmasına rağmen tedbir nafakası olarak değerlendirilerek bu yönde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, bir yüksekokul bitirmiş 23 yaşlarındaki halen çalıştığı da anlaşılan erkek çocuğun açıköğretimde öğrenci olduğundan bahisle babasından yardım nafakası istemesinin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.TMK. 328/2 ve 364/1. maddelerine göre, şayet çocuk reşit olduğu halde eğitimine devam ediyorsa eğitimi sona erinceye kadar ana ve babanın bakım borcu devam eder. Bu durumda çocuk ana ve babaya karşı yardım nafakası davası açabilir.Dosyada ki delillere göre, davacı her ne kadar ... Üniversitesi ... Meslek Yüksekokulu mezunu olsa da dava tarihi itibariyle halen ... Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinde 3. sınıf öğrenci olup, sabit bir yerde çalışmamakta ve düzenli bir geliri bulunmamaktadır. Davalı babanın ise adliyede memur olduğu yaklaşık 1500 TL maaşının bulunduğu anlaşılmıştır.Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre açıköğretim fakültesinde eğitim görmek yardım nafakasına mani değildir....
in Sosyal Hizmetlerde koruma altında olması ve masraflarının devlet tarafından karşılanması gerekçeleriyle yardım nafakasına ilişkin davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.06.2011 tarih ve 2010/554E- 2011/355 Karar sayılı ilamıyla davacının yardım nafakası talebinde bulunduğu çocukları ... ve ... üzerindeki velayet hakkının kaldırılarak çocukların babaannesi ...'in vasi olarak atandığı, diğer çocuk ... için verilen koruma kararınının kaldırılmasına ilişkin annenin talebinin reddedildiği ve çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır.Dava, TMK'nun 364.maddesi gereğince yardım nafakası talebine ilişkindir....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Bununla birlikte, TMK.nun 364/1.maddesinde düzenlenen, yardım nafakası, yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek altsoyu, üstsoyu ve kardeşleri bulunan herkesin, bu kişilere olan yükümlülüğünü ifade etmekte olup, TMK.nun 197/2 ve madde 169'da düzenlenen tedbir nafakası ise boşanma ve ayrılık davası açılmadan önceki dönemde evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin taraflarca yerine getirilmemesi, birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde ve reşit olmayan çocuklar yararına hükmedilen nafakadır. Eldeki dava, yardım nafakasının istemine ilişkin olup, mahkemece yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, tedbir nafakasına hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7.maddesi gereğidir....
Mahkemece, aylık 600 TL yardım nafakasına karar verilmiş, verilen hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK. nun 328. maddesinin 2. fıkrası; “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.“ hükmünü, TMK.'nun 364. maddesi ise; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.“ hükmünü içermektedir....
Davacı ..., dava dilekçesinde her ne kadar daha önce hükmedilen iştirak naakasının artırılmasını talep etmiş ise de, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde asıl isteminin yukarıda ki maddede anılan yardım nafakası olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olduğu hususu mahkemenin kabulündedir. O halde; üniversite öğrencisi olan davacının, babasından yardım nafakası talep etme hakkı bulunduğu, ayrıca davanın hukuki nitelendirilmesinin mahkemeye ait olduğu hususları gözardı edilerek, davanın davacı ... yönünden reddedilmiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen mali ve sosyal durumlarına uygun hakkaniyet gereğince nafakayı hükmetmekten ibaret olmalıdır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanun'un 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir....
MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması-yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, davalı babanın .... için aylık ....000.00.- TL yardım nafakası ödemesine , ... için ödenen aylık 300.00.- TL iştirak nafakasının 600.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı, davanın reddini istemiştir....
Böylece yasa gereği tedbir nafakası son bulmuştur. Dolayısı ile artırılması istenebilecek bir tedbir nafakası bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı vekili dava dilekçesinde müşterek çocuk Kübra'nın üniversite öğrencisi olduğunu belirterek, nafakanın artırılması yönünde talepte bulunmuştur. Bu istem MK’nun 364.maddesi kapsamında yardım nafakası olup, buna göre, herkes yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek olan üst ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Mahkemece, hukuki yanılgı sonucu davanın tedbir nafakasının artırılması olarak nitelendirilmesi isabetli bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; somut olayda yardım nafakasına hükmedilebilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığını etraflıca araştırmak, sonuca göre karar vermek olmalıdır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ..... için 300 TL tedbir nafakası ve müşterek çocuk ... için 375 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; somut olayda davacı ... tarafından talep edilen nafakanın, ergin olmasına rağmen eğitimine devam ediyor olması nedeniyle ana ve babanın eğitimi sona erinceye kadar bakmakla yükümlü olduklarından bahisle TMK 328/2 maddesi gereğince yardım nafakası olmasına rağmen mahkemece tedbir nafakası şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....