Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki, davalı yapı malikinin haksız fiil hükümleri ile TBK'nın 69. maddesi uyarınca sorumluluğuna dayanmaktadır. O halde, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı gibi davacı şirket sigortalısı tacir sıfatı taşımadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte bulunmadığı, dolayısıyla 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur....

    nden konkordato davasında kabul edilen alacaklarının yanı sıra, kendi kredi borcundan kaynaklı 47.363,37 TL Nakdi ve kefalet sorumluluğundan doğan 2.356.238,86 TL Nakdi banka alacağının daha olduğunun İİK m. 308/b gereği tespiti ile tasdik edilen proje kapsamında davalı tarafından müvekkili bankaya ödenmesine karar verilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde, konkordato dışında kalan ...'nin kendi kredi sözleşmesinden kaynaklı 47.363,37 TL Nakdi ve Kefalet sorumluluğundan doğan 2.356.238,86 TL Nakdi banka alacağının davalıdan tahsili ile müvekkili bankaya ödenmesine karar verilmesini, ...'...

      Dava;elektrik çarpmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 69.maddesinde; Bir binanın veya yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (818 sa.yasa 58.m). Burada, yasa koyucu bozuk yapılan bir yapı eserinden zarar görenleri, mümkün olduğu kadar basit ve dolaysız bir tazmin imkânı sağlayarak, onları korumaktadır. Bu anlamda sorumlu olabilecek malik, gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olabileceği gibi, kamu hukuku tüzel kişisi de olabilir. Söz konusu sorumluluğun söz konusu olabilmesi için, yapı eserinin, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden bir zarar doğması gereklidir. Yapım bozukluğu; bir inşaatın kötü yapılmasını, imal ve inşaat zamanında uyulması gerekli olan teknik kurallara uyulmamış olmasını ifade eder....

        Bazı Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, inşaatın kaldırılmasının arazi ve malzemeye vereceği zarar, kaldırılmasıyla malzeme malikinin elde edeceği yararlardan daha fazla ise,inşaatın kaldırılması fahiş bir zarara yol açar (Prof.Dr.Şeref Ertaş.Eşya Hukuku. Ankara. 2002.sh.333). c-Üçüncü koşul; yapıyı yapanın (Malzeme malikinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Uygun bedel genellikle yapı için lazım olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmın bedelinde meydana gelecek noksanlıklar varsa bunların ve taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedelinin arsa sahibine ödenmesine karar verilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir. Aslında bu son iki koşulun yekdiğerinden ayrı düşünülmesi olanaksızdır....

          Türk Medeni Kanununun 723. maddesindeki düzenlemede ise; A) Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, B) Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir. 04.03.l953 tarihli ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa veya ağaçlar sökülemiyorsa, iyi veya kötüniyete göre, muhik tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak (Vasinin Sorumluluğundan Kaynaklı) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21.03.2022 (Pzt.)...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2020/729 E - 2021/67 K DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketler ile davacı, 15/09/2017 tarihinde düzenleme şeklindeki ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesini imza ettiklerini, iş bu sözleşmeye göre satıcı ve yüklenici olan davalılar taşınmazı, 30/06/2018 tarihinde alıcıya telim etmeyi taahhüt ettiklerini ancak bu devir belirlenen süreden 15 ay sonra teslim yapıldığını, her ne kadar 15 ay gecikme yaşansa da sözleşmeye göre 3 ay sebepsiz ve tazminatsız gecikme olacağı kararlaştırıldığından bu 3 ay için herhangi bir talepleri olmadığını, 12 aylık gecikmeden kaynaklı maddi tazminat talep ettiklerini, davalı Eston Yapı A.Ş....

              Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58) Bunun yanında TBK m.71/1 hükmüne göre bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu taktirde bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsil olarak sorumludur. Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir....

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; binaların iskân ruhsatı alabilmesi için yapı ruhsatının yenilenmesi veya yapı denetim sözleşmesinin düzenlenerek ibraz edilmesinin zorunlu olduğu, yine tadilat projesine ihtiyaç bulunduğu, bu hali ile iskân ruhsatı almasının mümkün olmadığı, arsa sahibinin yapı denetim ücretini ödememek suretiyle kusurlu olduğu, haklı gecikme süresinin 5 veya 6 ay olarak belirleneceği, kira başlangıç tarihinin 01.01.2005 olduğu, tazminat hesabında dairelerin satışı ve kiraya verilmeleri durumunun gözetildiği gerekçesiyle, asıl davadaki sözleşmenin iptaline ve tapu iptal tescil istemlerinin reddi kararı kesinleştiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davalarda yüklenicinin tapu iptali tescil ve fazla imalat istemlerinin reddine, arsa malikinin eksik imalata yönelik taleplerinin reddine, gecikme tazminatı taleplerinin kısmen kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemiz'in...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/108 Esas KARAR NO : 2021/388 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/02/2021 KARAR TARİHİ : 20/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin 30/07/2013 tarihinde kurulan --------- -------olduğunu, davalıların ise bu şirketin yöneticileri olduğunu belirterek; davalı yöneticilerin şirketi zarara uğrattıklarını iddia etmiş, nasıl uğrattığını dilekçesinde açıklamış olup; mahkemece şirketin zararının tespit edilip, davalılardan müteselsilen tahsili ile şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir. İş bu davanın dilekçesi, ------ Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben yazılmıştır. Ancak her nasılsa yanlışlıkla uyap üzerinden açılırken------ Ticaret mahkemesinde açılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu