Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a koyulan sermaye nedeniyle yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasına ilişkin olduğu, davanın 30/07/2018 tarihinde eldeki davadan önce açıldığı anlaşılmıştır. HMK 166/1 maddesindeki düzenleme ile; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar." denilmiştir. HMK 166/4 maddesine göre; "Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacı tarafından açılan yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkin açılan eldeki davanın .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/......

    Davacının temliken tescil talebi reddedildiğine göre yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir. Ancak malzeme sahibi iyiniyetli değilse tazminat miktarı levazımın en az kıymetini geçemez. Somut olayda; davacı vekilinin tazminat talebi yönünden mahkemece, TMK'nın 723. maddesinde yer alan düzenlemeye göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: 1- Davacı vekilinin tazminat talepleri yönünden yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Hukuk Dairesi'nin 2017/11410 Esas, 2019/3207 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça davalı Hazineye ait taşınmaza yapılan yapı nedeniyle temliken tescil, olmazsa tazminat talebinde bulunulduğu, yargılama aşamasında taşınmaz üzerindeki yapının ortadan kaldırılması nedeniyle davacının temliken tescil talebinden feragat ederek tazminat talebinde bulunduğu, mahkemece davanın reddine yönelik kararın verilmesi üzerine davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Yukarıdaki Yargıtay kararı içeriği ve dosyaya yansıyan bilgi ve belgeler dikkate alındığında, davacı, taşınmaz üzerine yapı yaparken iyi niyetli değildir. Bu tür durumlarda aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde, taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat vermesi gerekir. Malzeme sahibi iyi niyetli değilse tazminat miktarı levazımın en az kıymetini geçemez....

      Davalıların sorumluluğunun dayanağı olan ve yapı malikinin sorumluluğunu düzenleyen, TBK'nın 69. maddesi, "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır." hükmünü içermektedir. Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi, bir tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan, özen sorumluluğudur. Bu nedenle, sorumluluğun doğması için yapı eseri malikinin veya yardımcılarının kusurlu olması şart değildir. Sorumluluk, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki noksanlığa dayanmaktadır. Burada, yapı malikine bir kurtuluş kanıtı tanınmamıştır....

      DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/697 E. 2015/584 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısının da aralarında bulunduğu hissedarlar aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Altınova İlçesi, Ayazma köyü, 129 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 22/02/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafından davalılar aleyhine açılan şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde davalıların haksız fillerinden kaynaklı tazminat isteminde bulunduğunu beyan etmiş ise de dava dilekçesi içeriğinden davalıların dava konusu şirket olan ... A.Ş.'nin yöneticileri oldukları, davacının zarar iddiasını hissedarı olduğu ve davalıların yöneticisi olduğu dava konusu ... A.Ş.'yi yönetirken aldıkları kararlar ve eylemlerine dayandırdığı açık olduğundan ve HMK 31. maddesi gereği hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan dolayı davanın TTK 553 maddesi gereğince şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davasıdır. HMK'nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır....

        İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davaya konu olayın gerçekleştiği yerin ortak alan olduğunu , davacı her nekadar yapı maliki olduğu gerekçesiyle davalıya karşı dava açmış ise de davalının yapı maliki olmayıp, bağımsız bölüm maliklerinden biri olduğunu , yapı malikinin ise dava dışı NUROL İnşaat ve Tic. A.Ş olduğunu , davalı T3 ile farklı şirketler olduğunu , davanın NUROL İnşaat ve Tic. A.Ş'ye karşı açılması gerekirken davalı şirkete karşı açıldığını , davacı tarafça taraf değişikliği talebinde de bulunmadığını , davalının yapı malikinin sorumluluğuna dayanarak açılan asıl ve birleşen davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla" gerekçesi ile davanın asıl ve birleşen dava yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir....

          Bütün bunlardan ayrı; bu koşulların gerçekleşmesi halinde malzeme sahibinin mülkiyete yönelik isteğinin kabulü için, daha önce malzemenin sökülüp kaldırılmasının talep edilmemiş veya edilmişse talebin reddedilmiş olması ve malzeme malikinin de Türk Medeni Kanunun 723. maddesi uyarınca tazminat talep etmemiş olması gerekir (Prof.Dr.M.Kemal Oğuzman-Prof.Dr.Özer Seliçi, Eşya Hukuku İstanbul 2006 sh.397). Çünkü tercihini bedel (tazminat) doğrultusunda kullanan malzeme maliki sonradan bundan vazgeçerek tescil talebinden bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, temliken tescil isteme hakkı ancak yapı yapıldığı sıradaki taşınmazın maliki veya onun mirasçıları olan kişiye karşı açılacak davada ileri sürülebilecek bir kişisel haktır. Gerçekten arazi mülkiyetinin başkasına geçmesi halinde malzeme sahibi yeni malike karşı tescil talebinde bulunamayacağı gibi inşaat sebebiyle masraf dahi isteyemez. (15.05.1957 tarih 11/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı....

            Mahkemece, yangının zarar görenin kusuru ile çıktığı, bina malikinin kusursuz sorumluğuna ilişkin illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili bina malikinin sorumluluğuna dayanmıştır. Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nun 69. maddesi hükmüne göre bina malikinin sorumluluğu, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki bozukluğun veya eksikliğin malikten kaynaklanmasına gerek yoktur. Başka bir anlatımla, malike kusur isnadı gerekli değildir. Ancak, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacı, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten kaynaklandığını ispat etmelidir. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki eski yöneticilerin sorumluluğundan kaynaklı tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 06/06/2017 gün ve 2017/873 E. - 2017/5011 K. sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde bir kısım davalılar ... ve Edip Torunoğlu vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Yargıtay ilâmında usul ve kanuna aykırı yön bulunmamakta olup, karar düzeltme dilekçesinde yazılı sebepler HUMK’nın 440/I. maddesinde belirtilen dört hâlden hiçbirine uymamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu