Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup ta zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren onbeş gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan sübjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

    Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gun içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı ile yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması gibi hususlar anlaşılmalıdır....

      Davacının tazminat talebine gelince; Başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı inşa edilmesi durumunda, TMK'nın 684. ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Bu konumdaki taşınmazın maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişki TMK'nın 722, 723. ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacının temliken tescil talebi reddedildiğine göre yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir. Ancak malzeme sahibi iyiniyetli değilse tazminat miktarı levazımın en az kıymetini geçemez. Somut olayda; davacının iyiniyetli olduğu kanıtlanamadığından bilirkişi tarafından belirlenecek asgari levazım bedelinin davacıya ödenmesi gerekir....

        Davalılar arsa maliki ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesini yeterli ortak bulamadıkları için anlaşarak feshettiklerini, arsa malikinin başka bir müteahhit ile anlaştığını, bir kısım ortakların parasını arsa malikinin ödediğini, davacının kendilerinde alacağı olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın davalı ... hakkında kabulüne, 14.640 YTL nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline,diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının ve davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacıların murisi davalılardan ... ile Yalçındağ Yapı Ortaklığı adına tarihsiz sözleşme imzalayarak yapı ortaklığına dahil olmuştur.Davalı ... davalı ......

          Madde metninden açıkça binanın fena yapılmasından doğan zarardan bina malikinin sorumlu olduğunun düzenlenmiş olması karşısında, artık binanın kötü yapılmış olmasından dolayı kooperatifin zarar görene karşı sorumlu tutulamayacağının kabulü gerekir. Mahkemece davalı kooperatif aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı S.S ... Küçük Sanayii Sitesi Yapı Kooperatifi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı S.S ... Küçük Sanayii Sitesi Yapı Kooperatifi yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı S.S ... Küçük Sanayii Sitesi Yapı Kooperatifine geri verilmesine 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; 6100 sayılı HMK'nın 285. maddesi gereği bilirkişinin hukuki sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, haksız fiil hukukunu ilgilendirmesine göre, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 4. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır.Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 04.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davadaki istemin dayanağını Türk Medeni Kanununun; ”Taşınmaz malikinin sorumluluğu” başlıklı 730. maddesi ile “Kazı ve yapılar” başlıklı 738. maddesi oluşturur. 730. madde hükmüne göre “Bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanılması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimse durumun eski hale getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava edebilir.” 738. madde hükmüne göre ise “Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır." Buradaki taşınmaz malikinin sorumluluğu kanunun emrettiği özen gösterme borcunun ihlaline dayanan bir kusursuz sorumluluk halidir....

                maliki sıfatıyla davalıya karşı açtığı davanın bu sebeple reddine ,yine davacı tarafça davanın davalının sahibi olduğu binada sigortalının kiracı olarak bulunması sonucunda yapı malikinin kusursuz sorumluluğuna dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olarak açıldığının kabulü halinde ise her ne kadar, davalı yapı maliki, maliki olduğu deponun bakım eksikliğinden kaynaklanan zararlardan da sorumlu ise de, bu sorumluluğu üçüncü kişilere karşı olup, TBK’nın 69/2. maddesi de gözetildiğinde, davacıya ait yapı eserini onunla yaptığı sözleşmeye istinaden kullanan ve deponun bakımını da sözleşme ile üstlenmiş olan davadışı sigortalının, kanunda belirtilen anlamda üçüncü kişi sıfatı bulunmamaktadır....

                  a koyulan sermaye nedeniyle yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasına ilişkin olduğu, davanın 30/07/2018 tarihinde eldeki davadan önce açıldığı anlaşılmıştır. HMK 166/1 maddesindeki düzenleme ile; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar." denilmiştir. HMK 166/4 maddesine göre; "Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacı tarafından açılan yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkin açılan eldeki davanın .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/......

                    a koyulan sermaye nedeniyle yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasına ilişkin olduğu, davanın 30/07/2018 tarihinde eldeki davadan önce açıldığı anlaşılmıştır. HMK 166/1 maddesindeki düzenleme ile; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar." denilmiştir. HMK 166/4 maddesine göre; "Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacı tarafından açılan yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkin açılan eldeki davanın .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/......

                      UYAP Entegrasyonu