Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür (BK m.58). Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Enerji nakil hatları da yapı eseri niteliğinde olup, davalı şirket olay tarihinde bölgede ... enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir....

    Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile taşınmazın ifrazı suretiyle bir kısmının davacı adına tesciline yasal olanak bulunmadığına göre davacının bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davalının temyiz itirazlarına gelince; Asıl davadaki ikinci kademedeki istek, başkasının arazisine kendi malzemesi ile bina yapan malzeme sahibinin yapı bedelinin tahsiline ilişkindir. Gerçekten, arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen aşırı bir zararın doğması sebebiyle yapının yıkılamaması durumunda arazi malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesinden kaynaklanan tazminat tutarı malzeme malikinin iyiniyetli veya kö-tüniyetli olmasına göre değişir....

      Tic A.Ş. vekili; davacı tarafın tanzim etmiş olduğu poliçenin özel şartı uyarınca meydana gelen hasar nedeni ile rücu hakkının bulunmadığını, şiddetli ve olağan dışı yağışın mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve mücbir sebeplerin varlığı halinde yapı malikinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Ş. vekili; davacının tanzim edilmiş olan poliçenin özel şartı uyarınca meydana gelen hasar nedeni ile rücu hakkının olmadığını ve hasarın sebebinin şiddetli yağışlar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Ş. vekili; davalının sorumluluk sigortacısı olduğunu, bu sebeple davalının pasif husumet ehliyetine sahip olmadığını ve davacı şirketin sigortalısı ile yaptığı poliçeye göre rücu hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece, sorumluluk türleri açısından değerlendirildiğinde haksız fiil olmadığı düşünülürse borçlar hukukundaki kusursuz sorumluluk hallerinden, adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerinin uygulanamayacağı, zira bu sorumluluk türünde çalışan kişinin üçüncü kişilere karşı vermiş olduğu zararlara ilişin olduğu, somut olayda böyle bir zarar türünün olmadığı, yine yapı malikinin sorumluluğunun da uygulanamayacağı zira davalının düğün salonunun yer aldığı binanın maliki olmadığı, yalnızca işleteni olduğu, dolayısıyla somut olayda haksız fiil hükümleri uygulanması gerekeceği gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; ... 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/642 esas sayılı dosyası ile katılanların dava dışı ... ve ..., sanığın yine dava dışı Küçük ... olduğu, sanık hakkında taksirle yangına neden olma suçundan yapılan yargılama sonucunda 5 ay hapis cezasına hükmedildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmıştır....

          Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının, davasının bina ve yapı eser malikinin kusursuz sorumluluğu ilkesi nazara alınarak kabulü ile; 2.345,00-TL'nin 22/02/2012 tarihinden itibaren ticari iş karnesi gereğince avans faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava yangın sigorta poliçesi nedeniyle rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde işyeri sigorta sözleşmesi gereğince sigorta şemsiyesi altına aldığı konutun alt kattaki dairede çıkan yangın nedeni ile sigortalı konutta meydana gelen zararı sigortalısına ödediğini ileri sürerek alt kattaki dairenin kat malikinden rücuen alacak isteminde bulunmuştur. Bu tür davalarda görevli mahkemenin sigortalı ../... - 2 - 2014/14282 2017/941 ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre belirlenmesi gerekir (24.03.1944 tarih, 1944-9 sayılı İBK)....

            Bu inşaatı kendi malzemesi ile yapan kişinin, iyi niyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 5.7.1944 tarihli 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir. 14.2.1951 tarih 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, iyiniyetin ispatı taşkın yapı malikine ait ise de iyiniyet sav ve savunması def'i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulmalıdır. Taşkın binanın bulunduğu taşınmaz maliki veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin, taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir....

              Bina ya da yapı eseri malikinin B.K. 69.maddesine göre sorumlu tutulabilmesi için, zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır. Buradaki ispat yükü zarar görene düşer. Bununla birlikte, illiyet bağını kesen hallerden birinin varlığı veya zarara yapım bozukluğu veya bakım eksikliği dışında ve bunların bir katkısı olmaksızın mücbir sebepten üçüncü bir kişinin kusurundan kaynaklanan başka bir kazanın sebep olduğu kanıtlanmadığı takdirde ispat yükü yerine getirilmiş sayılır. Bazı hallerde zararın ortaya çıkış biçimi, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinin varlığını gösteren fiili bir karine oluşturur. Yapının yapımı ile ilgili mevzuata ve teknik kurallara uyulmadığı, alışılmış tedbirlerin alınmadığı ve resmi makamlarca yapılan denetimler sonucunda, bina ve yapı eserinin teknik niteliklerinin uygun görülmediği ispatlanırsa, bunlar eksikliğin ve illiyet bağının varlığına birer belirti sayılır....

                Şti.nin mezkur taşınmazda kiracı konumunda olduğu, sigortalı işyerinde meydana gelen zararın rücen tazmini için yapı malikinin sorumluluğu dolayısıyla davalı yana husumet yöneltildiği, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, kira ilişkisi ve sözleşmesi temelinde uyuşmazlığın görülüp çözümlenebileceği, HMK m. 4/1-a uyarınca kira ilişkisi kaynaklı her türlü uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, her ne kadar davalı şirket vekili taşınmazın maliki olmadıklarını savunarak husumet ve yetki itirazında bulunmuş ise de, husumet ve yetki itirazının görevli mahkemece incelenmesi gerektiği değerlendirilerek eldeki uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Balıkesir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                  Maddesi ve İstanbul 1 nolu Kültür ve Tabiat varlıkların Koruma Kurulunun 18/02/2004 tarih ve 15774 sayılı kurul kararında da " ...yapılmış olan iç tadilatlar nedeniyle binanın statik açıdan bir uzman tarafından incelenerek bu konuda hazırlanacak statik raporun kurula iletilmesine" ilişkin kararı olmasına rağmen yapı malikleri, yasa ve kurul kararı gereği yapı üzerinde bakım onarım ve restorasyon işlemi yapmadıkları gibi yapı maliklerince hazırlatılarak inceleme raporunun da kurula sunulmadığını,yapı/taşınmaz malikleri olan davalıların , sorumluluklarını yerine getirmedikleri gibi yapı üzerinde yapının sağlıklı şekilde ayakta durmaması için mevzuata aykırı işlemler gerçekleştirdiklerini,02/10/2021 tarihinde Beyoğlu Belediyesi zabıta memurlarınca bina hakkında tutanak düzenleniştir....

                  TMK'nin 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır. Bu maddede iyi niyetin tanımı yapılmamışsa da aynı Kanunun 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda kuşku yoktur. Yapı malikinin kendinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşın, sınırı aştığını bilmesi veya bilecek durumda olmaması yahut sınırı aşmasında yasaca korunabilecek bir nedenin bulunması onun iyiniyetini gösterir. Yapı yapan kişinin iyi niyetli olmaması aşırı zarar bulunup bulunmadığına bakılmaksızın taşan kısmın yıkılması sonucunu doğuracağından iyi niyet üzerinde önemle durulmalı, olaylar, karineler, tüm taraf delilleri bir arada özenle değerlendirilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu