WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılacak Yardımlar Hakkındaki Yönetmeliğinin” 10. vd maddelerinde meydana gelen zararın Hasar Tespit Komisyonunca yerinde tespitini zorunlu kılındığı, dolayısıyla sanık tarafından bu şekilde bildirim yapılmasının katılan kurum görevlilerinin denetim olanağını ortadan kaldırmayacağının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle hile boyutuna ulaşmadığı, bu nedenle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarının unsurlarının oluşmadığından sanık hakkında verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nun 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanununun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 Esas, 2014/153 Karar sayılı kararına göre de; “5237 sayılı TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır....

      "İçtihat Metni"Tebliğname No : 11 - 2011/400178 MAHKEMESİ : Muğla 2.Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 11/10/2011 NUMARASI : 2011/173 (E) ve 2011/348 (K) SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, tehdit, memura yalan beyanda bulunma, çocuğun soybağını değiştirme Mahkemece sanığın üzerine atılı eylemin TCK'nun 231/1. maddesindeki çocuğun soybağını değiştirmek suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu yönden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. I-Sanık H.. Ö..'nün, hakkında "yalan beyanda bulunmak" suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile; diğer sanık T.. Ç.. hakkındaki "resmi belgede sahtecilik ve yalan beyanda bulunmak" suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelen temyiz isteminin incelenmesinde; Sanık T.. Ç.. hakkında resmi belgede sahtecilik ve yalan beyanda bulunmak suçlarından doğrudan doğruya zarar görmeyen H.. Ö..'nün kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı cihetle; sanık H.....

        in diğer sanığa ait nüfus cüzdanını kullanarak muayene olmasının ....açısından bir zarara sebebiyet vermeyeceği, ayrıca kendisine de bir yarar sağlamayacağı, çünkü .... mevzuatına göre, hamile bayanların hiçbir sağlık güvencesi olmasa bile, sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanacağı yönündeki düzenlemeleri dikkate alındığında, sanık ve suça sürüklenen çocuğun eylemlerinde bir suç unsuru bulunmaması nedeniyle kamu kurumu zararına dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarının yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç yönünden gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat hükümlerinin kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 04.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Ceza Dairesi’nin 2015/110 E-2015/703 K. sayılı ilamıyla " iddianamede nüfus cüzdanı düzenlendiğine yönelik bir anlatım bulunmadığı ve eylemin görevli memura yalan beyanda bulunma suçunu oluşturduğu" belirtilerek bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen; sanığın gerçekte var olmayan ... isimli çocuğu nüfusa kaydettirmekten ibaret eyleminin görevli memura yalan beyanda bulunmak suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma, hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1) Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; 647 sayılı Yasanın, 5275 sayılı Yasanın 122. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olması ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK.nun 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına göre, 1412 sayılı CMUK'nun 5219 sayılı Yasa ile değişik 305/1 maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince sanık ... müdafinin temyiz talebinin istem gibi REDDİNE, 2) Hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara...

              İncelemeye konu olayda; sanığın daha önce kendisiyle ilgili görülen ceza yargılaması sırasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemesi üzerine alınan beyanlarında, mağdurlarla ilgili birtakım iddialarda bulunduğu, daha sonra bu mağdurlar hakkında açılan kamu davalarında tanık sıfatıyla dinlenirken etkin pişmanlık ifadelerinden kısmen farklı şekilde beyanda bulunarak yalan tanıklık suçunu işlediği iddia edilmekte ise de; sanığın etkin pişmanlık beyanlarını şüpheli/sanık sıfatıyla verdiği, dolayısıyla dava konusu olayda yalan tanıklık suçunun sübutu açısından zorunlu olan tanık sıfatıyla beyanda bulunma şartının gerçekleşmediği, bununla birlikte sanığın etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde verdiği beyanları, yetkili mercie ihbar veya şikayet olarak da değerlendirilemeyeceğinden, sanığın eyleminin iftira suçu olarak nitelendirilmesinin de mümkün bulunmadığı gözetilmeksizin, Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde yalan tanıklık suçundan mahkumiyet karan verilmesi, hukuka aykırı...

                KARŞI OY YAZISI Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan farklılık yalan beyan suçu yönündendir. Sayın çoğunluk esas itibari ile kimlik belgesinde sahtecilik eylemi ile (bu sahte kimlikteki bilgilerin memura söylenerek sahte belge düzenlenmesinin temini halinde) memura yalan beyanda bulunma suçunun birlikte oluşacağını kabul ederken 5237 sayılı TCK’nun 212. maddesine dayanmaktadır. 5237 sayılı Kanunun 212. maddesinin madde metninde sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili diğer suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunacağı kabul edilmiştir. Ancak: Bunun için kişilerin bu beyan sırasında yeni bir suç işleme irade ve kastı ile hareket etmeleri gerekir. Mevcut olaya baktığımızda kimlik belgesinde sahtecilik suçu memura yalan beyanda bulunma suçunun nedeni ve ağırlaşmış halini oluşturmaktadır. O nedenle ikinci bir suç işleme iradesinin varlığından bahsedilemez....

                  beyanda bulunma suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden yalan beyanda bulunma suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafisi ile Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Suç tarihinde görevli polis memurlarınca yapılan kontrolde durdurulan sanığın aramaları olmasından dolayı akrabasına ait kimlik bilgilerini verdiği, polislerin sanığın parmak izini alarak gerçek kimliğini tespit ettikleri, bu aşamada düzenlenen tutanakların sanığın gerçek kimlik bilgilerini göre tanzim edildiği anlaşılmakla; üzerine atılı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, ancak eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca...

                      UYAP Entegrasyonu