"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜMLER : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, suç soruşturma veya kovuşturması bulunmaksızın diğer resmi belgelerin düzenlenmesi aşamasında görevlilere kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunma eyleminin TCK.nın 206/1. maddesinde öngörülen suçu oluşturacağı, somut olayda; hakkında farklı suçlardan yakalaması bulunan sanığın, şüphe üzerine durdurulduğunda, kimliğini soran polis memurlarına kardeşi olan ...’ın kimlik bilgilerini söylediği, gerçek kimliğini sakladığından şüphelenilerek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık,Memura yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Sanık ... hakkında Mahkumiyet,sanıklar ... ,... ve ... hakkında beraat Gereği görüşülüp düşünüldü; Suç tarihi olan 01.05.2003'ten inceleme tarihine kadar 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak,5271 sayılı CMK'nın 223/8.maddesi gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 13/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haciz ihbarına karşı yalan beyanda bulunma nedeniyle Dava konusu uyuşmazlık, ilamsız takipten kaynaklanan şikayete ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, adli soruşturmada memura yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : İlamda ceza süresi yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına Hükümlü hakkında daha önce dolandırıcılık ve adli soruşturmada memura yalan beyanda bulunma suçlarından verilen mahkumiyet hükmünün, 765 sayılı TCK'nın sanığın lehine olduğu gerekçesiyle ilamda ceza süresi yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Hakkında verilen hükümler kesinleşen hükümlü hakkında, uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı 5275 sayılı Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulabileceği ve bu tür kararların temyizinin mümkün olmadığı dikkate alınarak, CMK'nın 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, hükümlünün dilekçesinin itiraz niteliğinde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, memura kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanıkların suç tarihinde kimliği belirlenemeyen üç kişi ile birlikte yakınana ait inşaat halindeki binada kullanılan iskele demirlerini alarak araçlarına yüklemek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemin, 765 sayılı TCK.nın 491/2-son maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturması karşısında, yazılı şekilde uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanıklar hakkında memura yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesi uygulanmamışsa da, hükümlülüğün yasal sonucu olarak infaz aşamasında ve re’sen gözetilmesi olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafii ile ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhkem eşyayı kırarak hırsızlık, adli merciler önünde yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Adli merciler önünde kimliği hakkında yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nun 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın türü ve miktarına nazaran, 1412 sayılı CMUK'nun 5219 sayılı Yasa ile değişik 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca sanık ......
Kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nın 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanununun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 esas, 2014/153 karar sayılı kararına göre de; “5237 sayılı TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır....
nın kimlik bilgilerini vermesi şeklindeki eyleminin 5237 Sayılı TCK'nun 206. maddesinde hükme bağlanan memura yalan beyanda bulunma suçunu mu, 5237 Sayılı TCK'nun 268/1. maddesi delaleti ile 267/1. maddesinde hükme bağlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu mu, yoksa Kabahatler Kanununun 40. maddesinde hükme bağlanan suçu mu oluşturacağı hususu, itirazımızın özünü oluşturmaktadır. 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinde hükme bağlanan memura yalan beyanda bulunma suçu, 765 sayılı TCK'nun 343. maddesinin karşılığıdır. 765 sayılı TCK'nun 343/2. maddesindeki nitelikli hallere yeni yasada yer verilmemiş, yalnızca 'yalan beyanda bulunma' deyimine yer verilmiştir. Böylece yalan beyanın kapsamı genişletilmiştir. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu ile korunmak istenilen hukuksal yarar 'kamu güveni'dir. 206. madde, doktrinde 'fikri sahtecilik' olarak adlandırılan bir suç tipini düzenlemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyandan bulunma, hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa atılı hırsızlık ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev'i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4 maddesine göre hesaplanan 5 yıllık olağan zamanaşımının karar tarihi olan 13.07.2006 ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 30.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : 765 sayılı Yasanın 343/2, 59/2, 40, 647 sayılı Yasanın 4.maddesi uyarınca 1.650 YTL.apc. Yokluğunda kurulan hükmün, inceleme konusu yalan beyan (iftira) suçundan zarar gören ancak duruşmalardan haberdar edilmediği anlaşılan Ramazan Kurtay’a tebliğ olunduğuna dair dosyada bir belgeye rastlanmadığından, tebligat yapılmışsa belgesinin dosyaya konulması, aksi halde usulünce tebligat yapılıp belgesi ile verilmesi halinde temyiz dilekçesinin eklenerek iadesi için mahalline gönderilmek ve bu dilekçe ile ilgili olarak ek tebliğname düzenlenmek üzere dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....