Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, dairemizce "… …. 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 42/1. maddesi "yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır.Tanımada 38 nci maddenin (a) ve (d) bentleri uygulanmaz" hükmünü içermekte olup, 42/2. maddesi ise " ihtilafsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir" demektedir. Bu durumda ihtilafsız kaza kararlarının tanınması imkan dahilindedir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tanınması talep edilen yabancı mahkeme ilamının kesinleşme tarihinin 08.04.2014 olduğu, dava tarihinden önce kesinleşmiş bir yabancı mahkeme ilamı ibraz edilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde dava tarihinden önce kesinleşmiş bir yabancı mahkeme ilamı ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili, kesinleşme şerhli yabancı mahkeme ilamını ve onaylı tercümesini dosyaya sunmuş ve ayrıca 04.11.14 tarihli beyan dilekçesiyle sunduğu yabancı mahkeme tarafından verilen 18.08.2014 tarihli kesinleşmeye ilişkin yazıda “mahkeme kararının 25.11.2013 tarihinde kesinleştiği” belirtilmiştir....
Mahkemece; tanınması istenen yabancı ülke kararının vasiyetnamenin açılıp saklanmasını öngören önlem niteliğinde bir işlem olduğu, yabancı mahkeme ilamı hükmünde olmadığı, ancak kesinleşmiş yabancı mahkeme ilamlarının tanınmasının istenebileceği, somut olayda tanınması istenen işlemin önlem niteliğinde bir işlem olduğu,dosya kapsamında davaya konu vasiyetnamenin Türk mahkemelerince açılıp okunduğuna dair bir bilgi ve beyan bulunmadığı, istemin ilgili vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin olmadığı, yine ilgili vasiyetnameye yönelik açılmış iptal davası da bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vasiyetnamenin açılması ile ilgili yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/c maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, tenfiz şartları içinde sayılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkeme hükmünün boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.10.2013 (Prş.)...
Vesayet Yüksek Mahkemesinin 13/10/2008 tarih ve 2008 SO 000375 sayılı vasiyetin açılması ve tek başına mirasçı olarak atandığına dair ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece;...Bölge Vesayet Yüksek Mahkemesi'nin 13.10.2008 tarih ..... sayılı vasiyetnamenin açılmasına ve .... vasiyetin yönetilmesinde tek kayyum olarak atanmasına ilişkin ilamının, Türkiye'de bulunan gayrımenkulleri de kapsadığı gibi, tanınması ve tenfizi istenen belgenin vesayet mahkemesi hakiminin sorumluluklarını yerine getiren vasiyetnameyi onaylamaya yetkili kişi tarafından imzalanmış olması nedeniyle ilam niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması istemine ilişkindir....
Burada yabancı mahkeme ilamının tenfizinin reddini temin edebilecek tek imkân yabancı mahkeme "hükmünün ya da hüküm fıkralarının" Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmasıdır. Önemle vurgulanmalıdır ki, tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz....
Bu koşul, yabancı mahkeme ilamının tanınmasında da aranır. (5718 s. MÖHUK.m.58) Tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı ilamın incelenmesinde, davalının söz konusu davada vekili aracılığı ile temsil edildiği ve MÖHUK'un 54.maddesinin ç bendine aykırı bir durumun bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; Nürnberg-Fürth Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ve Nürnberg İstinaf Mahkemesi'nin 29/09/2010 kesinleşme tarihli ilamının onaylı aslı ile onaylı Türkçe tercümesinin ibraz edildiği, her iki yabancı mahkeme ilamının ilgili ülke mevzuatı uyarınca kesinleşmiş olduğu, 5718 sayılı yasanın 54. maddesinde düzenlenen yabancı mahkeme ilamının tenfizi ve tanınması koşullarının mevcut olduğu, yabancı mahkeme ilamındaki davalılardan birisi yönünden tanıma ve tenfiz istenmesinin de mümkün olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 72,42 Euro mahkeme masrafı, 1.463,18 Euro mahkeme öncesi masraf olmak üzere toplam 1.535,60 Euro masrafın 21/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek %5 faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin Nürnberg-Fürth Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12 O 2192/07 sayılı ve 23/10/2008 tarihli yabancı mahkeme ilamının ve 13.239,59 Euro alacağın 10/01/2008 tarihinden itibaren %5 faizi ile birlikte, ayrıca ilaveten 06/12/2007 tarihinden itibaren...
Bu ön sorun ise evlilik mallarının tasfiyesi için “evliliğin sona ermiş” olmasının (TMK m.225) gerekmesine ve tarafların evliliği yabancı mahkeme boşanma kararıyla sona ermiş olduğundan, “yabancı mahkeme boşanma ilamının tanınması” sorunudur. Ne var ki, yabancı mahkeme boşanma ilamının Türk Mahkemesince tanınması işlemine başvurulmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, yapılacak işlem, HMK 165. madde uyarınca davacıya yabancı mahkeme boşanma ilamının Türk Mahkemesince tanınması için dava açmak üzere süre verilmesi, açıldığında sonucunun “bekletici sorun” yapılması; tanıma ilamı sunulduğunda; evlilik malına tasfiyesine ilişkin yabancı mahkeme kararı bölümünün de tanınmasına karar verilmesi olmalıdır. Temyiz edilen hükmün yukarıda açıkladığım çerçevede işlem ve inceleme yapılmak üzere bozulması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun davanın redine ilişkin hükmü onayan kararına katılmıyorum. 01.06.2015...
ın kurum işleminin iptali için dava açtığını, yabancı mahkeme ilamının tenfızi yapılmadığından davanın aleyhlerine sonuçlandığını belirterek davalı ... ile eşi...'ın boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ve tenfızine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfızini talep etme hakkının yabancı mahkeme ilamındaki taraflara ve mirasçılarına ait olduğu, davacı kurumun taraf ehliyeti olmadığı gerekçesi ile taraf yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmiştir. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK m. 59). Diğer bir ifade ile taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar....