Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme ilamı ve masraf tespit kararının tenfizi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması-Tenfizi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal varlığının paylaşıma dair yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.12.2017 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tenfizi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetnamenin açılmasına dair yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, ... Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi ... 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli ... 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2011 (Salı)...
eklenmesi gereken belgelerin dava dilekçesine eklenmediğini, müvekkilinin tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının verildiği duruşmada hazır olmadığını, bir vekil ile de temsil edilmediği halde diğer ortakların imzaladığı tutanak ile sorumluluk altına sokulduğunu, kararının tenfizi talep edilen yabancı mahkeme tarafından herhangi bir yargılama yapılmadığını, müvekkilinin yokluğunda savunma hakkı ihlal edilerek karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Karar sayılı kararın ve kesinleşme şerhinin apostil şerhli aslı ile onanmış tercümesini sunması için 1 aylık kesin süre verilmiş, davacı vekilince 28/09/2022 tarihinde yabancı mahkeme kararının aslı ve tercümesinin sunulduğu beyan edilmiş ise de davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinin ekinde sadece tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının onaylı tercümesi ile yabancı mahkeme kararının suretinin bulunduğu, yabancı mahkeme kararının aslının verilen kesin süreye rağmen kesin süre içerisinde ve duruşma gününe karar dosyaya ibraz edilmediği anlaşıldığından 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 53....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 18.01.2010 tarih 33 O 2154/08 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, MÖHUK'un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı...
Yukarıda belirtilen yerleşik Yargıtay uygulamaları, dosya kapsamında yer alan dava, cevap dilekçesi ile beyanlar nazara alındığında, davacı tarafça dava konusu Almanya Ravensburg Bölge Mahkemesi'nin 24/04/2001 tarih ve 4 0 92/2001 sayılı yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesinin talep edildiği, davacı tarafça talebin yabancı mahkeme kararının sadece alacağa yönelik kısmına ilişkin olduğuna dair açık bir talebin mevcut olmadığı, bu haliyle, davacı tarafça sunulan yabancı mahkeme kararına ilişkin onaylı tercüme evraklarından yabancı mahkeme kararının 13/07/2016 tarihinde kesinleştiğine dair açık bir kaydın mevcut olmamasına rağmen, yerel mahkemece davacı tarafça verilen süre içinde ibraz edilen yabancı belge ve tercüme evraklarından yabancı mahkeme kararının 13/07/2016 tarihinde kesinleştiğine yönelik yerel mahkemenin kabulünün yerinde bulunmadığı görülmüş olup, taraflara, tanıma ve tenfizi talep edilen yabancı mahkemece verilen kararın kesinleştiğini açıkça gösteren...
Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen yazılı şekilde, asıl ve birleşen davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece bozma öncesi verilen kararda, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerektiği, dava konusu yabancı mahkeme kararının dava tarihi itibariyle usulünce kesinleşmediği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....