…Dava, yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizine ilişkin olmakla ve MÖHUK 1/2. maddesinin atfı dolayısıyla Türkiye ve Birleşik Krallığın da taraf olduğu 1958 tarihli Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine ilişkin New York Sözleşmesi gereğince değerlendirme yapılmıştır.Davacı vekilince tanınması ve tenfizi istenen hakem kararının İngilizce aslı ve resmi tercümesi, ayrıca ilgili kararın yürürlüğe konulabilir ve uygulanabilir olduğuna dair 08/09/2017 tarihli kesinleşme şerhinin aslı ve resmi tercümesi dosyaya sunulmuş olmakla, davalı vekilinin bu belgelerin eksik olduğu yönündeki savunmalarına itibar edilmemiştir....
MÖHUK'nun 59. maddesine göre de, yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının verildiği ülke hukukunca kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder. Ancak, 59. maddeye göre, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm veya kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının tanınması şartına bağlıdır. Türk mahkemelerinde kesinleşmiş bir kararla tanınmamış yabancı bir kararın, mücerreten verildiği ülkede kesinleştiği tarihten itibaren Türk hukukunda etki doğuracağı söylenemez (Prof. Dr. Cemal Şanlı, Milletlerarası Özel Hukuk, s. 542, 2. baskı, İstanbul, 2014)..." (Bknz. Yargıtay 11....
Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi’ne yapılan başvuruda 3 hakemden oluşan heyetçe yapılan yargılama sonucunda Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesince ( 1CC ) 16304 / JHN 02/07/2010 tarihli kesin hakem heyeti kararı verildiğini ileri sürerek, söz konusu kararın Türkiye Cumhuriyeti'nin de taraf olduğu 1958 tarihli "Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında New York Sözleşmesi (New York Convention)" hükümleri kapsamında tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararının kesinleşmediğini, Almanya ülkesinde nafaka borçlarının kişilerin gelirlerinden kesilerek ödendiğini bu nedenle hukuki yararının olmadığını,ilamların icrasının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, yabancı mahkeme kararının açıkça kamu düzenimize aykırı olduğunu, kararın aslının ibraz edilmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan nafaka alacağına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasında yabancı mahkeme kararının tenfiz edilebilir nitelikte bir karar olup olmadığı, yabancı mahkeme kararının zamanaşımına uğramış olup olmadığı, davacının dava açmakla hukuki yararının ve aktif taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Mahkemece; "İşbu dava; 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’ un 50 ila 63. maddelerinde düzenlenen yabancı mahkeme kararının (ilamının) tanıma tenfizi davasıdır. Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır: Tanıma; "Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü", tenfiz ise "bir mahkeme kararının , sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı"dır. Tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Türk Hukukunda yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin yasal düzenlemelerden birincisi 5718 sayılı MÖHUK olup, MÖHUK 60-63.maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. İkincisi ise Türkiye tarafından 1991 yılında onaylanan yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkındaki New York Konvansiyonudur. Bunların dışında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi Türkiye Cumhuriyetinin bazı devletlerle yaptığı iki taraflı Adli Yardımlaşma anlaşmalarıyla da düzenlenmiştir. Anayasamızın 90/5.maddesine göre usulüne uygun olarak onaylanan milletlerarası anlaşmalar kanun hükmünde sayıldığından MÖHUK kapsamına giren konularla ilgili Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası anlaşma bulunması halinde öncelikle bu anlaşma şartının uygulanması gerekmektedir....
Mahkemece tenfiz isteminin reddine ilişkin gerekçelerden birisi, tenfizi istenen mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğudur. Gerçekten de, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 Sayılı Kanun'un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı hakem kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı tahkim kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27/06/2019 tarih 2017/19-930 Esas 2019/812 Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin davalar maktu harca tabi olduğu gözetilerek maktu harç ve maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir....
Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak, örneğin Türk hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. Davaya konu somut olayda davalı taraf, yabancı mahkemece kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığından savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüştür....
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenilen kararın ... ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin ... Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı, ayrıca, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine ilişkin TTK’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ... ......(Asliye Hukuk) Mahkemesi’nin yapmış olduğu yargılama sonucu verdiği karar ... Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile davalının vekili Av. ...'e 28.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, buna ilişkin tebliğ evrakı dosya içinde yer almaktadır....