Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizine yönelik davanın görülebilmesi için boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararın Türkiye’de tanınmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmede, işin esasına girilmeden önce; eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dair yabancı mahkeme kararının tenfizi istemini içeren eldeki davada, davanın görülebilirlik koşulu olan mal rejiminin sona ermesi için yabancı mahkemede verilen boşanma kararının tanınması ön şartının gerçekleşmemesi nedeniyle kararın bozulmuş olması karşısında, direnmeden sonra yabancı boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin kararın dosyaya sunulması sonucu oluşan yeni durumun, eldeki davaya etkisinin ne olacağı hususu ön sorun olarak ele alınıp görüşülmüştür. Taraflar Alman vatandaşı olup, davacı kadın aynı zamanda Türk vatandaşıdır....
GEREKÇE: Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK'un 50. maddesine göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi, yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Bu nedenle tenfiz kararı verilebilmesi için, öncelikle yabancı mahkeme tarafından hukuk davalarına ilişkin olarak verilen kararın, ilam niteliğinde olması gerekir. Kamu düzenine ilişkin olan bu hususun mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda tenfizi istenen karar, Stuttgart Sulh Mahkemesinin 04.12.1996 tarih ve 92-0111978-06-N sayılı kararıdır. Söz konusu kararın incelenmesinde; davacı alacaklının başvurusu üzerine mahkemece davalı borçluya borcu ödemesi hususunda ihtar tebliğ edildiği, ihtardaki süreye rağmen ödeme yapılmaması ve itirazda da bulunulmaması üzerine tenfize konu işbu kararın verildiği anlaşılmaktadır....
Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez (Ruhi, A.C.: Türk Hukukunda Yabancı Nafaka İlamlarının Tenfizi, Ankara 2013, s. 265- 266)" olduğu hususu belirtilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 51.maddesinde tenfiz kararlarını vermeye görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiş olmasına ve anılan düzenlemede tenfiz kararının hangi konudaki yabancı mahkeme kararına ilişkin olduğu hususunda bir ayrım yapılmamış olması karşısında uyuşmazlığın Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE , HMK'nın 23/1 ve 362/1- c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez (Ruhi, A.C.: Türk Hukukunda Yabancı Nafaka İlamlarının Tenfizi, Ankara 2013, s. 265- 266)" olduğu hususu belirtilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 51.maddesinde tenfiz kararlarını vermeye görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiş olmasına ve anılan düzenlemede tenfiz kararının hangi konudaki yabancı mahkeme kararına ilişkin olduğu hususunda bir ayrım yapılmamış olması karşısında uyuşmazlığın Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE , HMK'nın 23/1 ve 362/1- c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; ... Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi'nin ... tarih ve ... numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Davanın KABULÜ İLE, ......
Dava, yabancı mahkemeden verilmiş vasi tayini kararının tenfizi istemine ilişkindir. Bu yasal düzenlemeler karşısında; vasi atanmasına dair yabancı ilamın tenfizinde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğu yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
E sayılı dosyasında işbu dosya davacısının ...’da iflas etmiş olduğu, ...’daki iflasın ... de geçerli olduğu, ... iflas kararının ...’da kesinleşmiş olduğu bu sebeple ...'de iflasın geçerli olduğu, ortada kesinleşmiş bir yabancı iflas kararı olduğundan alacağa dair kesinleşmiş ... mahkeme kararının tanınmaması ve tenfiz edilmemesinin talep edildiğini, mahkemece itirazların reddine karar verildiğini ve sunulan alacağa dair yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, itirazları sonuç vermeyen işbu dosya davacısının bu kez diğer dosyada ileri sürdüğü ... iflas kararının ...'de tanınması için işbu davayı açtığını, tanınması istenen yabancı iflas kararının gerçek kişinin iflasına dair bir karar olduğunu, ... maddeye göre ......
Türk kamu düzenine aykırılık, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının; Anayasa ile düzenlenen temel hak ve hürriyetlere, milletlerarası hukukta kabul edilen temel ilkelere, adil yargılanma ve savunma hakkına, genel ahlaka, Türk hukuk düzeninin temelini oluşturan ve devletin vazgeçemeyeceği ilkelere aykırılık oluşturması gibi hallerde söz konusu olacaktır. Dava konusu yabancı mahkeme kararında kamu düzenine aykırı bir durum görülmemiştir. Yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfiz edilmesi için 54. madde hükmünün son olarak aradığı şart savunma haklarına uyulmuş olmasıdır. Buna göre kendisine karşı tenfiz istenen kişi, mahkemeye o yer kanunlarına göre usulüne uygun olarak çağrılmamış veya uygun çağrı yapılmadığı ya da yapıldığı halde temsil edilmemiş veya o yer kanunlarına aykırı olarak kararın gıyabında veya yokluğunda verilmiş olması hallerinde ilgilinin tenfize karşı Türk mahkemesinde “itiraz etmiş olması şarti” ile yabancı mahkeme kararının tenfizi mümkün olmayacaktır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, tenfizi istenilen karardaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı tespit ettirilip 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek davacı vekiline bu miktar üzerinden harcın tamamlanması konusunda kesin süre verildiği ve davacı vekili tarafından 27.03.2018 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği, yerleşmiş yüksek mahkeme içtihatlarına göre yabancı mahkeme kararının verildiği ülkenin usul hukuku kurallarına tabi olduğu, tenfiz şartlarının 5718 sayılı MÖHUK m. 54’te ayrıntılı olarak düzenlendiği, buna göre yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukukun ve bunun nasıl uygulandığının önemli olmadığı, kararın tenfizi halinde ortaya çıkan sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmediğinin önemli olduğu, verildiği ülkenin usul hukuku hükümlerine göre ilam niteliğinde olan bir mahkeme kararının tenfizi talep edildiğinde, söz konusu kararın içeriğini tartışma yetkisinin bulunmadığı...