Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....

    Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; ... Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesi'nin ... tarih ve ... numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Davanın KABULÜ İLE, ......

      Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, tenfizi istenilen karardaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı tespit ettirilip 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek davacı vekiline bu miktar üzerinden harcın tamamlanması konusunda kesin süre verildiği ve davacı vekili tarafından 27.03.2018 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği, yerleşmiş yüksek mahkeme içtihatlarına göre yabancı mahkeme kararının verildiği ülkenin usul hukuku kurallarına tabi olduğu, tenfiz şartlarının 5718 sayılı MÖHUK m. 54’te ayrıntılı olarak düzenlendiği, buna göre yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukukun ve bunun nasıl uygulandığının önemli olmadığı, kararın tenfizi halinde ortaya çıkan sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmediğinin önemli olduğu, verildiği ülkenin usul hukuku hükümlerine göre ilam niteliğinde olan bir mahkeme kararının tenfizi talep edildiğinde, söz konusu kararın içeriğini tartışma yetkisinin bulunmadığı...

        GEREKÇE: Dava; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50 ve izleyen maddelerine dayalı olarak açılmış yabancı mahkeme kararının tenfizi davasıdır. 5718 sayılı MÖHUK’un 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Anılan Yasa'nın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir....

          Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 2675 sayılı MÖHUK’nın 38/c maddesi (yeni 5718 SK’nın 54/c maddesi) uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tarafları, konusu ve sebebi “aynı” olan Türk mahkemelerinden verilmiş bir kararla bağdaşmaması halinin Türk kamu düzenine aykırılık oluşturacağı, hatta buna rağmen kararın tenfizine karar verilmişse bu durumun, HMK’nın 375 maddesi uyarınca bir yargılamanın yenilenmesi nedeni olacağı açıktır. Somut olayda, davalı vekilinin kesin hüküm itirazı üzerine Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/932 E-2005/44 K sayılı dosyası getirtilmiştir....

          Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır: 1- Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır....

            İNCELEME VE GEREKÇE Dava, MÖHUK'un 50 ve devamı maddeleri gereğince yabancı mahkeme kararının tenfizi isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davanın açıldığı İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesince daha önce davanın kabulüne ilişkin verilen hükümler istinaf başvurusu üzerine dairemizce, önce harcın tamamlanması ardından da göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle kaldırılmıştır. Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır....

            Davalı vekili, yabancı mahkeme kararının MÖHUK 54/c ve ç maddeleri gereğince savunma hakkının ihlali nedeniyle tenfiz edilemeyeceğini, yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesine uygun bir şekilde davalıya tebliğ edilmesi gerektiğini, davacı tarafın yabancı mahkeme kararının davalı müvekkili şirkete tebliğ edildiğini iddia ettiği tebliğ evrakını dosyaya sunmadığını, yabancı ilamın kesinleşmediğini, ortada usulüne uygun kesinleşmiş bir kararın olmadığını, kamu düzeni kurallarına aykırı olduğunu, illiyet rabıtasından yoksun olduğunu, savunma hakkının kısıtlandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Bu durumda, yabancı kararda yer alan hükmün icra edilmesi ile ortaya çıkacak sonuç hukukun genel prensiplerine, toplumun genel örf adet ve ahlak telakkilerine aykırı düşmedikçe ve anayasanın temel ilkelerine aykırı bulunmadıkça yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırılığından söz edilemez. Somut davaya konu yabancı mahkeme kararının tenfizi Türk kamu düzenine aykırılık oluşturmadığından yerel mahkeme kararının bozulması kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum....

                Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından lehlerine 5.521,95 EURO alacağa karar verildiğini, hükmün kesinleştiğini ileri sürerek, yabancı mahkeme ilamının ve masraf tespit kararının tenfizini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararının ve dava dilekçesinin davalıya ... aracılığıyla tebliğ edildiğine dair tebliğ evraklarının davacı tarafından ibraz edilmediği, bu nedenle kesinleşmiş bir karar söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 6 O .../07 numaralı kararının ve yargılama giderlerine ilişkin masraf tespit kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenilen kararın Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin ......

                  UYAP Entegrasyonu