Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "....Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için davacı tarafça o yabancı Mahkeme kararının hukuka ve usulüne uygun bir şekilde Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalıya tebliğ edilerek kesinleştiğinin kanıtlanması ve bu hususun toplanan delil ve belgelerle sabit olması gerekmektedir. Olayımızda ise tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının hukuka ve usulüne uygun bir şekilde Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalıya tebliğ edilerek kesinleştiği hususu kanıtlanamamıştır. Mevcut durum karşısında davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararının tenfizi kararı verilebilmesi için Türkiyede tenfizi talep olunan yabancı mahkeme kararında tenfizin talep edildiği hususta hüküm bulunması gerektiğini, davacının müvekkilin önceki evliliğinden olan müşterek çocuğu olduğunu, müvekkil önceki eşinden İsviçre’de Bülach Bölge Mahkemesinin FE110168- C/U BM/bs sayılı 26/01/2015 tarihli ve 17/02/2015 kesinleşme tarihli ilamıyla boşandığını, davacının müvekkilden nafaka alacağı söz konusu olmadığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

Sonuç olarak yukarıya aynen aktarılan yasal düzenlemeler, ---- taraflar arasındaki tahkim şartını içeren sözleşme, tenfizi talep edilen hakem kararlarının tercümeleri ile onanmış örnekleri, dosya kapsamına uygun olup Mahkememizce de isabetli görülen rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ----- Maddede sayılan tenfiz talebinin reddine ilişkin hallerden hiç birinin söz konusu olmadığı ve yasada öngörülen tenfiz şartlarının yerine gelmiş olduğu kanaatine varıldığından sübut bulan davanın kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Son olarak belirtmek gerekir ki Harçlar Kanununa göre yabancı mahkeme kararları nisbi harca tabi kılındığı halde yabancı hakem kararlarının tenfizi yönünden bu şekilde emredici bir yasal düzenleme olmadığından ve yerleşen uygulamaya da bağlı olarak yabancı hakem kararlarının tenfizi maktu harca tabi olduğundan maktu harca göre işlem yapılmıştır....

    Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun "Görev ve Yetki" başlıklı 51. maddesinde ise "Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir." hükmü yer almaktadır. Dava, yabancı mahkemeden verilmiş vasi tayini kararının tenfizi istemine ilişkindir. Bu yasal düzenlemeler karşısında; vasi atanmasına dair yabancı ilamın tenfizinde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğu yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkeme kararının gerekçesinin yeterli olmadığını, eksik harcın tamamlattırılmadığını, teminat yatırılması zorunlu olup, teminat yatırılmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tebligatlar süresinde ve yöntemine uygun olmayıp adil yargılanma ilkesinin zedelendiğini, müvekkilinin bu şekilde bir tahkim sözleşmesi imzalamadığını, davacının iyiniyetli olmayıp, ödemezlik def'i haklarının bulunduğunu, kamu düzenine aykırılık olup olmadığının re'sen incelenmesi gerektiğini, mahkemece asıl belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ... Ticaret ve Sanayi Oda Başkanlığı Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava vasiyetnamenin tenfizi istemlidir. Davada muris ...'ın 17.10.1986 tarih ve ....yevmiye no'lu vasiyetnamesinin tenfizi talep edilmiş, mahkemece davanın kabulü ile vasiyetnameye konu edilen taşınmazların ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davalı vekili, tenfizi istenenen yabancı istinaf mahkemesi kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, bu sebeple üst mahkeme olan Yargıtay'a başvurma haklarının ellerinden alındığını, kararın bu yönüyle kesinleşmesi mümkün olmadığından tenfizinin de yapılmaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

            Dava, MÖHUK'un 34. maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun "Yabancı Mahkeme İlamları" başlıklı 4. maddesinde; "Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır" hükmü, 492 sayılı Harçlar Kanunu 1 Sayılı Tarife A-III-1/a maddesinde ise "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden (Binde 59,4) Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir." hükmü yer almaktadır....

              Dava, yabancı mahkemece verilen vasi tayinine ilişkin kararın tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15/10/2019 tarih 2017/(18)8- 1924 Esas ve 2019/1060 Karar sayılı ilamında "5718 sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51. maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2)Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür....

              Dava, yabancı mahkemece verilen vasi tayinine ilişkin kararın tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15/10/2019 tarih 2017/(18)8- 1924 Esas ve 2019/1060 Karar sayılı ilamında "5718 sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51. maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2)Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu