"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, vesayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir (HMK. m. 316). Basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK m. 320). Şu halde basit yargılama usulüne tabi bir işin duruşmasız incelenebilmesi için evvela kanunen mümkün olmalıdır. Hükmü temyiz eden davacı temyiz dilekçesinde tanıma ve tenfiz koşullarının oluştuğunu açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir....
Türkiye’de açılan bu tür davalarda 7194 sayılı Kanun gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verildiği, buna karşın yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine veya davanın farklı gerekçelerle reddine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt veya farklı sonuçlara ulaşılacağı, Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacağı ve netice olarak bu durumun 5718 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek kamu düzenine aykırılık sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...
Türkiye’de açılan bu tür davalarda 7194 sayılı Kanun gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verildiği, buna karşın yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine veya davanın farklı gerekçelerle reddine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt veya farklı sonuçlara ulaşılacağı, Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacağı ve netice olarak bu durumun 5718 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek kamu düzenine aykırılık sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli, 2021/741 Esas, 2022/253 Karar, sayılı kararıyla davanın kabulü ile Essen-Borbeck Yerel Mahkemesi-Aile Davaları Bölümü- mahkemesinin 10 F 217/19 sayı, 19.06.2020 tarihli ve 04.08.2020 kesinleşme tarihli yabancı mahkeme kararının boşanmaya dair hükmünün tanınmasına karar verilmiş, davalı vekili istinaf talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 11.11.2022 tarihli, 2022/1505 Esas, 2022/1695 Karar sayılı kararıyla İlk derece mahkemesince davalının tahkikat duruşmasına davet edilmediği, dosya içerisinde fotokopi olup tercümesi yapılmamış yabancı mahkeme karar sayfalarının bulunduğu bu yabancı mahkeme karar sayfalarının tanınması istenen yabancı mahkeme ilamına ilişkin olup olmadığı, yabancı mahkeme ilamının tamamının dosya içerisinde bulunup bulunmadığı hususunda tereddüt hasıl olduğu, İlk Derece Mahkemesince bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmadığından, davalı tarafın istinaf başvurusunun...
Kararı, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....
Türk Mahkemelerince tenfiz kararı verilmesini düzenleyen 5718 S.Y. 50 ve vd. maddeleri gereğince tanıma kararı verilebilmesi için ilamın Türk mahkemelerinin kesin yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, tenfizi istenen kişiye o yer kanunları uyarınca usulüne uygun olarak savunma hakkı verilmiş olması, yabancı mahkeme kararının aslının talep ekinde yerel mahkemeye sunulmuş olması ve yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınabilmesi için MÖHUK’nın 50. maddesinde aranan ön şartların yanında ayrıca MÖHUK’nın 54. maddesinde asli şartlar düzenlenmiş olup, kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmamasıdır....
para cinsi ile başlatılmasının, akdin muyyenliği ilkesine zarar vermediğini, istinaf başvurusunun hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile reddedildiğini, 4721 sayılı TMK'nın 851. maddesinde yalnızca yabancı para ipoteğinin tesisi halinde, kredinin de yabancı para olması şartının düzenlendiğini, bu hükmün Türk Parası üzerinden tesis edilen ipotekler hakkında uygulanamayacağını, ilk derece mahkemesinin yabancı para cinsinden düzenlenen ipotekler hakkındaki mevzuattaki istisnai bir düzenlemeyi kıyas yoluyla genel bir düzenleme haline getirdiğini, icra takibinin hukuka uygun olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir....
Dava, soybağının reddi ile babalığın tespitine dair yabancı mahkeme tarafından verilen kararın tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup Türk Medeni Kanununun 286 ve devamı maddelerinde soybağının reddi, 301 ve devamı maddelerinde ise babalığın tespiti düzenlenmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalar ile Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre Aile Hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma veya tenfizinde aile mahkemesinin görevli olduğunun hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde bu davaların aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması yerine asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devamla davanın...
Takip dayanağı ilam para alacağına ilişkin yabancı hakem karararının tenfizine ilişkin olup, kararın infazı kesinleşmesine bağlı değildir. Ancak anılan düzenleme gereği kararın temyiz (veya istinaf) edilmiş olması icrayı durdurur. Bu nedenle takibin iptali olanaklı değildir. Yabancı mahkeme ilamları tenfiz kararı ile Türkiye'de infaz kabiliyeti kazanacağı için tenfiz tarihinden itibaren faiz talep edilebilir. Takipte de mahkeme karar tarihinden itibaren faiz istendiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan her dava/şikayet, açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir....
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava denizcilik hukukuna ilişkin yabancı hakem kararının tenfizine ilişkindir. Tenfizi istenen kararın kesinleniş örneği ve tercümeleri dilekçeye eklenmiştir. Londra Denizcilik Hakemleri Birliği (LMAA) tarafından verilen kararın Türkiye Cumhuriyetince tanınması ve tenfizi istenmektedir. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi 10 Haziran 1958 Tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine ilişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesini göre yapılır. Anılan sözleşme 30 Eylül 1992 tarihinde Türkiye tarafından onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir. İngiltere de bu sözleşmenin tarafıdır. TTK'nin 1360/1-b maddesi gereğince , deniz alacağı için ihtiyati haciz kararı verilmiş olması halinde, geminin serbest bırakılması için 1370 ilâ 1372 nci maddeler uyarınca yatırılmış teminatın, tenfiz isteminin yapıldığı tarihte mahkeme kasasında bulunması şartıyla, ihtiyati haczi veren mahkeme tenfize de yetkilidir....