Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçütlere göre uygulandığı değil, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilmesi hâlinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. 10.02.2012 tarih ve 2010/1 Esas 2012/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, esasa uygulanan hukukun Türk Hukukundan farklı olması ya da Türk Hukukunun emredici kurallarına aykırı olması gibi nedenlerle yabancı mahkeme kararının tenfizi reddedilemez. 5718 sayılı Kanun (MÖHUK) nun 54/1-b maddesinde ise tenfiz kararı verilebilmesi için yabancı mahkeme ilâmının, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması gerektiği düzenlenmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vesayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin bulunmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 50 ilâ 57. maddeleri tenfize, 58 ile 59. maddeleri ise tanımaya ilişkindir. 5718 sayılı Kanun'un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrası uyarınca: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre; “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”...

    Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....

      Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ... aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....

        Şehrinde yapılan yargılama sonunda 29.10.2007 tarihinde verilen hakem kararının tanınması ve tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin mahkeme kararından hakem kararının mahiyetine göre (Türk Hakem Kararları gibi) karar ve ilam harcı alınır. Bu durumda yabancı hakem kararının tenfizini isteyen taraftan başvurma harcı ve nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcı alınır. (Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, cilt VI, 2001, sayfa 6210,6211) Somut olayda tenfizi istenen yabancı hakem kararının taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle yıllık %12 oranında basit faizle birlikte 42.192.12 USD’nin eldeki dosya davalısından alınıp, davacıya verilmesine ilişkin olduğu anlaşıldığından ve bu suretle davanın kabulü halinde nispi karar ve ilam harcına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu karar ve ilam harcına karar verilmesi doğru değildir....

          Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının 5718 sayılı Kanun'un 54. maddesinde sayılan şartları taşıdığı, mahkeme kararı aslı ile tasdik edilmiş tercümesinin dosyaya ibraz edildiği, kararın kesinleştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile yabancı mahkeme kararının tenfizine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....

            Sivil Hukuk Dairesinde davalılar aleyhine açılan davanın kabul edildiğini, söz konusu mahkeme kararının 03.12.2013 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek Federal Almanya Cumhuriyeti Memmingen Asliye Hukuk Mahkemesi 2. Sivil Hukuk Dairesinin 24.09.2007 tarih ve 2 O 903/06 sayılı ilamının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yabancı mahkeme ilamının tenfizi için açılan davanın daha önce reddedildiğini, kesin hüküm bulunduğunu, yabancı mahkeme kararının aslı ve onaylı tercümesinin ve yabancı mahkemede açılan davada dava dilekçesinin müvekkiline adli yoldan tebliğ edildiğine dair bir evrakın bulunmadığını, bu durumda yabancı mahkeme ilamının tenfiz koşullarının bulunmadığını, yabancı mahkeme ilamının Türk kamu düzenine aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....

              Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın posta yoluyla tebliğ edildiği, Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmemiş olan söz konusu kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece tenfizi istenilen kararın davalıya Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmediği, dolayısıyla ortada kesinleşmiş bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararında, kararın 22.04.2010 tarihinde davalıya tebliğ edildiği yazılı olup kararın ne şekilde tebliğ edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır....

                MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile verilen kesin sürede yabancı mahkeme kararının davalılara tebliğine ilişkin evrakların ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen sürede mahkemece istenilen evrakların ibrazının mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 50 nci ve 54 üncü maddeleri 3. Değerlendirme Mahkemece davacıya verilen kesin sürede yabancı mahkeme kararının davalılara tebliğine ilişkin evraklarının ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı tarafın kesin hüküm teşkil ettiği dava dosyasında, davanın taraflarının aynı olduğu ancak davacı taleplerinin farklı olduğu, her iki dosyanın yargılama usullerinin farklı olduğu, Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki davanın TTK 329. ve 405. maddeleri gerekçe gösterilerek esasla ilgili inceleme yapılmadan usulden reddedildiği, davanın yazılı yargılama usulüne tabii eda davası niteliğinde alacak istemine ilişkin olduğu, mahkememizdeki davanın kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi ile ilgili basit yargılama usulüne tabi tespit davası niteliğinde olduğu, her iki dosyadaki taleplerin ve yargılama usullerinin farklı olduğu, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının işbu dava dosyası yönünden kesin hüküm niteliğinde olmadığı, tenfizi istenen mahkeme kararının taraflara usulune uygun tebliğ edilerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu