Davada; öncelikle çözülmesi gereken sorun, davacının, 04.04.2011 tarihli dilekçesine konu talebinin(Kurumun varide tarihi bulunmamaktadır), 5510 sayılı Yasanın 25. maddesi çerçevesinde malullük aylığına mı, yoksa 28. maddesi çerçevesinde yaşlılık aylığına mı yönelik olduğu hususudur. 5510 sayılı Yasanın 28. maddesinin 4. fıkrasındaki, “Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya özürü bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır.” hükmü ile, ilk defa sigortalı olarak çalışılmaya başlandığı tarihte, malul sayılmayı gerektirecek düzeyde hastalık ve özrü bulunan sigortalıların yaşlılık aylığı şartları düzenlenmiş, anılan maddenin 5. fıkrasının “Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, zorunlu ... sigortalı sürelerinin ve 30.11.2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, hükmün bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 18.01.1976 olduğunun ve 02.02.2001 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespit ile aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak davacının sigorta başlangıcının 18.01.1976 tarihi olduğunun ve başvuru tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Mahkemece yaşlılık aylığına tahsis talebini takip eden aybaşı olan 1.3.2001 tarihinden itibaren hak kazanıldığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
lı hizmet süreleri hariç olmak üzere 2926 sayılı Kanun kapsamında ... sigortalısı olduğunun ve 5458 sayılı Yasadan yararlanarak 20.04.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hakkazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir....
K A R A R Dava; davacının 18.05.2011 tarihli tahsis talebi gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01.11.2014 tarihi itibariyle 1479 sayılı kanun kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; yargılama sırasında davacının davalı Kurumdan 6552 saylı Yasa gereğince borçlanma talebinde bulunduğu, belirlenen borcunu da 31.10.2010 tarihinde ödediği, mahkemece ödeme tarihi sonrası ay başlangıcı itibari ile yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verildiği görülmüştür. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılır ve henüz uyuşmazlık doğmadığından bir hakka dava tarihinden sonraki bir tarihten itibaren hak kazanıldığı yönünde hüküm kurulamaz. Somut olayda, davacı 28.05.2011 tarihli dilekçesine istinaden yaşlılık aylığı bağlanmasını talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Dava, fiili hizmet süresi zammının dikkate alınarak yaşlılık aylığı talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, Davacının, 3 yıl 10 ay 15 günlük fiili hizmet zammının yaş haddinden tenzili gerektiğine ve buna göre 06.11.2016 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33....
Aynı Kanunun 62. madeddesinde ise, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanacağı öngörülmüştür....
K A R A R Dava, ... yaşlılık aylığının iptaline dair Kurum kararının iptali ile davacının 1.6.2004 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının, davalı Kuruma borcu bulunmadığının ve sağlık yardımlarından yararlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, davacının kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. 1479 sayılı Yasanın 35.maddesine göre sigortalının yaşlılık aylığına hak kazanabilmek için yaş ve sigortalılık süresine ilişkin koşullara sahip olması yanında yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması gerekir. Uyuşmazlık, davacının yaşlılık aylığı talep tarihinde 1479 sayılı Yasa'nın 35.maddesine göre Kuruma prim borcu bulunup bulunmadığı ve böylece yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu 27.07.2005 tarihinde sigortalılık süresi ile yaş koşulu oluştuğundan mahkemece davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine ilişkin olarak verilen hüküm doğru ise de hüküm yerinde infazda tereddüt yaratacak şekilde yaşlılık aylığının bağlanması gereken tarihin belirtilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı H.U.M.K.'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu 27.07.2005 tarihinde sigortalılık süresi ile yaş koşulu oluştuğundan mahkemece davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine ilişkin olarak verilen hüküm doğru ise de hüküm yerinde infazda tereddüt yaratacak şekilde yaşlılık aylığının bağlanması gereken tarihin belirtilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı H.U.M.K.'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....