Mahkemece, davacının geçici tescil şerhi verilmesini istediği taşınmaz üzerinde herhangi bir ayni hak iddiasının bulunmadığı, TMK'nun 893. maddesinin 3. fıkrasına göre tescilin yapılabilmesi için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olmasının gerektiği, davaya konu alacağın malik tarafından kabul edilmediği gibi mahkemece miktarının da belirlenmediği gerekçeleriyle geçici tescil şerhi verilmesi isteminin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 893’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlar kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebilirler....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2019 NUMARASI : 2016/976 2019/30 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Yükleniciden Konut Alımı Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili ve davalılar T6 T4 T5 Şti. vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/10/2022 - 09/12/2022 NUMARASI : 2022/666 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Yükleniciden Konut Alımı KARAR : İlk derece mahkemesinin 18/10/2022 ve 09/12/2022 tarihli ara kararlarına davalılar ve dava dışı ilgili Abdulmenaf Sağlam tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen dosya davacıları dava dilekçesinde özetle; dilekçe ekinde fotoğrafını sundukları adi yazılı satış sözleşmeleri ile davalı müteahhit T5 arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği hak kazandığı bağımsız bölümleri davacılara haricen sattığını ancak davalının bu bağımsız bölümleri kardeşi olan diğer davalı Hatice adına tapuya tescil ettirdiğini beyanla, Bilecik ili, Merkez İlçesi, İsmetpaşa Mah. 819 ada, 20 parsel sayılı taşınmaza ait 12, 8 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerin davacılar adın tescili ile tapu kayıtlarına tedbir konulmasını talep etmişlerdir...
Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, taşınmaz maliki ile alt yüklenici arasında doğrudan eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile taşınmaz maliki alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu olup ona ipotek vermekle yükümlüdür (4721 sayılı TMK m. 893/3 ve 895). Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü, yalnızca akdi ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olan yapı alacaklılarına karşı değil, kanun gereği sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olmayan yapı alacaklılarına karşı da söz konusudur. Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü akdi ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacak ve alacaklıları ile sınırlı tutulamaz....
Yapı alacaklılarının ikinci grubunu ise taşınmaz maliki ile aralarında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmayan alt yüklenici ve zanaatkarlar oluşturmaktadır. Bu kişilerin akdi ilişkisi taşınmaz maliki ile eser sözleşmesi imzalamış olan asıl yüklenicilerdir. Bu kişiler yapım işini ayrı bir eser sözleşmesiyle yükleniciye karşı taahhüt etmişlerdir. Aralarında doğrudan bir eser sözleşmesi olmadığı halde taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu tutularak alt yükleniciye ipotek vermekle yükümlü kılınmıştır. Alt yüklenicinin yükleniciden olan alacağı, yüklenicinin taşınmaz malikinden olan alacağından ayrı ve bağımsız olduğundan alt yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkı da, yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkından ayrı ve bağımsız bir haktır. Böylelikle aynı taşınmaz üzerinde iki ayrı kanuni ipotek tesisi mümkündür....
Dosya kapsamından; davacının, davalı (TOKİ) yükleniciden oturmak amacıyla sözkonusu daireyi satın aldığı, henüz tapusunun alınmadığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı yasanın 23. maddesine göre de bu yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği açık hükmü karşısında konut olarak, bu işi profesyonelce meslek edinen yükleniciden alındığı anlaşılan taşınmaza yönelik davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/07/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemi niteliğindedir. Dosya kapsamından, arsa sahibi kooperatif adına kayıtlı 3 adet dükkan ile 5 adet villanın yükleniciye kalan başka bloktaki 3 adet dükkan ve B blok altında bulunan bir adet dükkan ile 31 nolu konutun tapusunun iptalinin istendiği, 31 nolu konutun yükleniciye ait olmadığı, yükleniciden konut satışı söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkremesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; dükkan alımının ticari mahiyette olduğu gibi yükleniciden konut alınmadığı da anlaşılmakla, Tüketici Yasası kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Birleşen davada arsa sahipleri vekili, müvekkillerine düşen dairelerin geç tesliminden dolayı 7.333,00 TL kira tazminatının yükleniciden tahsilini talep etmiştir. Davalı yüklenici vekili, birleşen davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların davalıya 24.000.TL borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların icra inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacılar, davalı yükleniciden konut alımı nedeniyle bakiye 26.000.TL borç nedeniyle verdikleri 50.000.TL bedelli senedin teminat senedi olmasına rağmen anlaşmaya aykırı olarak davalı tarafından icra takibine konulması nedeniyle 24.000.TL borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişler; 2011/4033-12941 Davalı ise, davaya konu senedin illetten mücerret olduğunu, teminat olarak verildiğinin senet üzerinde yazmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Hal böyle olunca, TMK.’nun 6. maddesi ve HUMK.’nun hükümleri gereğince, davacılar tarafından borçlusu ve kefili oldukları ve alacaklı davalıya verdikleri 50.000.TL bedelli senedin teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1505 KARAR NO : 2021/1624 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÜMÜŞHACIKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2021/55 ESAS - 2021/124 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Yükleniciden Konut Alımı Sebebine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin aralarında yapmış oldukları 22/09/2017 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi hükümlerine göre müvekkilinin satın almış olduğu Artıkabat Mah. Banka mevkii 26 ada 15 parseldeki 3....