Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 22.05.2017 tarihli genel kurul toplantısına usulüne uygun çağrı yapılmadığını, genel kurul gündeminin gereği gibi ilan edilmediğini, toplantıya katılmaya yetkili olmayan kişilerin toplantıya katıldığını, divan başkanı ve üyeleri ile yönetim kurulu ve denetim kurulunun ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde seçildiğini, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeliğine seçilenlerin kanuni vasıfları taşımadığını, toplantı tutanağının ilk üç sayfasında bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmadığını, yönetim kurulu asıl ve yedek üyelerinden ..., ..., ..., ..., ... ile denetim kurulu üyeleri ... hakkında Karşıyaka 6....

    CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, şirketin varlık amacının Yayıncılık yapmak olduğunu, şirketin sahibi olduğu Flash TV'nin, bir takım özel sebeplerden ötürü 28.02.2019 tarihinde yayınlarına geçici olarak ara vermek zorunda kaldığını, yayınlara ara verilirken herhangi bir yönetim kurulu kararının alınmadığını, buna lüzum görülmediğini, yayınlara ara vermenin Yönetim kurulu Başkanı ... ...'un talimatı ile uygulanmış olduğunu, şirket ortağı ve Yönetim Kurul Başkan vekili olan davacı Mehmet Emin ...'...

      Maddesi incelendiğinde kayıtlı sermaye sistemine geçiş ve hisse geri alımı ile ilgili yetkilendirmenin olmadığını, aynı şekilde genel kurul toplantısına ilişkin bilgilendirmenin----- Madde incelendiğinde de bahsedilen an sözleşme tadilatının mevcut olmadığını, dolayısıyla ---- tarihli genel kurul toplantısı ile ilişkili olarak yönetim kurulu sermaye eksiltme ve artırma kararı almaya yürütmeye yetkili olmadığını, iş bu nedenlerle ilişkili yönetim kurulu kararını iptalini, resen butlanına hükümsüzlüğüne geçersizliğine ve yönetim kurulu işlemleri ile el konulup iptal edilen hisse senetlerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Davalı vekili, yönetim kurulu kararının iptalinin talep edilemeyeceğini sadece, butlanının tespitinin mahkemeden talep edilebileceğini, yönetim kurulu kararının ana sözleşme ve yasaya aykırı olmadığını, şirket ortaklarından ...'nun hisselerini devretmek istediğini yönetim kuruluna bildirdiğini, bunun üzerine yapılan müzakere ile 30/09/2014 tarihli yönetim kurulu toplantısında devir işleminin uygun olduğuna ve ortaklar pay defterine işlenmesine karar verildiğini kaldı ki, şirketin kurulduğu tarihten bu yana yapılan tüm hisse devirlerinde ana sözleşmenin ilgili maddesinin uygulanmadığını, hissesini devretmek isteyen hiçbir hissedarın bu durumu diğer hissedarlara yazılı olarak bildirmediğini, davacıların iddialarının TTK'nın 391. m. kapsamında bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

          Şti. ünvanını aldığını, davalı şirketin yönetim kurulunda 01.09.2008 tarihinde yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı ...'in istifa etmediği halde istifa etmiş gibi gösterilerek ...'in yokluğunda istifasının kabulüne ve yerine müvekkili ...'nin atanmasına 07 sayılı karar ile karar verildiğini, bu kararın altında davalı ...'in ve dava dışı İsmail Ekinci'nin imzasının bulunduğunu, 08 sayılı kararla da yönetim kurulu başkanı ...'in münferit imza ile şirketi münferiden temsil ve ilzam etmesine oybirliğiyle karar verildiğini ve bu kararın altında müvekkilinin de imzasının taklit edilerek yer aldığını, sahte imza ile alınan yönetim kurulu kararından önce davalı ... ile dava dışı ...'in müşterek imza ile davalı şirketin temsil ve ilzam edildiğini, bu karardan sonra davalı ...'in davalı şirketi karşılıksız borçlandırdığını, bu borçlandırmalardan birinin de ...'...

            Davada, yönetim kurulu kararının usulsüz olması nedeniyle butlanı istenmiş ve şirketin önemli mal varlığının satışına ilişkin olarak genel kurul kararı alınmaması nedeniyle yönetim kurulu kararı ile yapılan satış işlemlerinin batıl olduğu belirtilerek bu işlemlerin iptali istenmiştir. İcra edilen yönetim kurulu kararına yönelik bir tedbir talebi söz konusu değildir. Yasadaki, tedbirin konusuna ilişkin düzenleme yorum gerektirmeyecek derecede açık olup, taşınmazlara ilişkin bir talep ve uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmemesi isabetlidir. Bu nedene, dava şartları ile yaklaşık ispata ilişkin bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiş ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            Somut olayda, genel kurul gündeminin ----maddesinde yer alan, yönetim kurulu üyeleri ve şirketi zararlandırıcı işlem yapan yöneticiler aleyhine sorumluluk davası açılması hususu görüşülerek yönetim kurulu üyelerinin kullandıkları oylar neticesinde sorumluluk davası açılması talebi reddedilmiştir. Bu durumda, mahkemece, yönetim kurulu üyeleri ve şirketi zararlandırıcı işlem yapan yöneticiler aleyhine sorumluluk davası açılması hususunda da TTK’nın 436/2 maddesinde öngörülen oydan yoksunluk halinin aranması gerektiği ve somut olayda yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmasının sonuca etkili olduğu gözetilerek genel kurulda alınan------ numaralı kararın iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir." şeklinde görüş bildirilmiştir. ------ karar sayılı ilâmında ------Dava, davalı şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir....

              Mahkemece 11.04.2013 tarihli ara karar ile ''... davanın Kooperatif Yönetim Kurulu kararının uygulanmasının durdurulması yolunda ihtiyati tedbir istemi ile 27/03/2023 tarihli Yönetim Kurulu kararının iptaline karar verilmesine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK'nun 449. maddesinin "Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir." hükmünü içerdiği, ancak madde uyarınca Genel Kurul kararının uygulanmasının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin belirtildiği, oysa ki somut olayda Yönetim Kurulu kararının uygulanmasının durdurulmasının talep edilmiş olduğu, mahkememizce de bu hükmün kıyasen Yönetim Kurulu kararları için de uygulanamayacağı kanaatine varıldığı ve ayrıca esas hakkında nihai kararla hüküm altına alınacak bir menfaat tedbir yoluyla elde edilemeyeceğinden bir başka anlatımla davayı esastan çözecek nitelikte...

              Davacıların iptal talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; --- Maddesinde , dava konusu genel kurulda usulüne uygun olarak alınan ibra kararının iptali ve yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirecek bir hususun tespit edilemediği, pay sahibi --- temsilcilerinin ilgili dönemde yönetim kurulu üyeleri oldukları dikkate alındıklarında, davalı şirketin -- tarihinde yapılan ---- gereğince şirket yönetim kurulu üyesi olan şahısların , yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacakları düzenlenmiş olup ----- göre ağırlıklı kabul edilen görüş göz önünde bulundurularak TTK 636/2 maddesine aykırı olarak "yönetim kurulu üyesi kendisi veya diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasında oy kullanması halinde, alınan karar iptal edilebilir nitelik taşımaktadır." Yargıtayın bu yönde pek çok kararı bulunmakta olup TTK 446/1-b 'nin açık hükmü bu sonucu doğrulamaktadır....

                ATM'nin 2018/536 esas sayılı davada , 19.01.2018 günlü olağan üstü genel kurul toplantısına çağrı konulu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine, Birleşen davada ; 2018/544 esas sayılı dosyasıyla, 07.03.2018 tarihli 3 numaralı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu