Bu durumda genel kurulun 2. ve 3. maddesinde alınan kararların, 4. maddesindeki yönetim kurulu üyelerinin ibrası ve 7. maddesindeki yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararlarla birlikte değerlendirilmesi gerekir....
Müvekkilinin -------- şirketi %33 ortağı olduğu, müvekkilinin iştirak etmiş olduğu 31.05.2021 tarihli Genel Kurul toplantısında Yönetim Kurulu faaliyetlerine ve Genel Kurul toplantısında alınan huzur hakkına ilişkin karara muhalefet edilerek şerh düşüldüğü, TTK 394. maddesinde; “Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartı ile huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebilir” hüküm altına alındığı, huzur hakkının anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine ödediği, şirketin yapısı, faaliyet durumu ve yoğunluğu yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesini gerektirecek nitelikte olması gerektiği, huzur hakkı ücreti için; şirketin geliri, yıllık kar oranları, yapılacak işler ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine bakılarak orantılı bir miktar belirlenmesi gerektiği, bu oran gözetilmediği takdirde, belirlenen fahiş miktardaki huzur hakkı ödemeleri sebebiyle yönetim kurulu üyesi olmayan diğer ortakların kar payı alma...
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; genel kurul kararların iptali davası 1163 sayılı Kooperatif Kanunu’nun 53. maddesine göre, 1 aylık hak düşürücü süreye tabi iken, yokluğu talebinin hak düşürücü süreye tabi olmadığı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, salt çağrı usulsüzlüğünün genel kurul kararlarının yokluğu sonucunu doğurmayacağı, genel kurulun 5/d maddesinde, ayrıca bir yönetim kurulu kararına gerek olmaksızın, yönetim kurulunun kooperatifin taşınmazları üzerinde tasarrufta bulunmaya dair genel kurul kararının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/6. ve 59/son maddelerindeki emredici hükümlere aykırı olması nedeniyle butlan yaptırımına tabi olduğu, yine 5/d maddesinde alınan yönetim kurulu üyelerine daire satışına ilişkin kararın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/6. maddesindeki yönetim kurulu üyelerinin ticari muamele yasağı kapsamında olduğu, diğer kararların iptali kabil nitelikte olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen...
Fıkrasında; butlan sebepleri arasında sayılan, Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandırma halinin somut davada gerçekleşmediği, davacının temsilcisinin yönetim kuruluna seçilememesi sebebi ile şirkette tüzel kişi yönetim kurulu sıfatı ile bilgi edinme hakkından mahrum kalsa da bu durum genel kurul kararının TTK nun 447. Maddesindeki butlan sebeplerinden biri olarak yorumlanamaz. Davacı, 6 Şubat 2023 yılına kadar hem pay sahibi hemde tüzel kişi yönetim kurulu üyesi olarak TTK nun 437. Maddesindeki bilgi edinme hakkının pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi sıfatı ile kullanmakta iken 2023 tarihli olağanüstü genel kurulunda görev süresinin dolmasının ardından yönetim kuruluna seçilemeyerek TTK' nun 392. Maddesinde tanınan bilgi edinme hakkından mahrum kalmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı , istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın genel kurul kararı iptal davası olmadığını, bu davanın yönetim kurulu sorumlulu davası olduğunu, ticaret hukukuna göre sermaye artımı yapılmamasının butlan nedeni olduğunu, askıda hükümsüzlüğün hukuken tam geçerli olması için pay sahiplerinin bu konuda olur vermesine genel kurulda pay sahiplerinden onay alması gerektiğini, yönetim kurulunun sermaye artırımını iç kaynaklarından yapmaması ve genel kurul gündemine almamasının çoğunluğun yetkilerini kullanarak azınlığın veya münferit pay sahiplerinin hakkını ihlal eden bir durum olduğunu ve ortakların hakkına tecavüz olduğunu, bu davada hakimin askıda hükümsüzlüğü resen göz önünde bulundurmak zorunda olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın butlan ve askıda hükümsüzlük nedeniyle yeniden esastan görülmesinin sağlanmasına karar verilmesini istemiştir....
A.Ş. ("...") şirketinin %49 pay sahibi olduğunu, alınan ibranın hatalı olduğunu, yönetim kurulu üyesi tüzel kişinin temsilcisi (...) aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğundan kendisi adına oy kullandığını, bilanço, kar/zarar ve finansal tablolara ilişkin usul ve yasaya uygun müzakereler yapılmadığını, belirten tüzel kişinin ibrası oylamasına işbu tüzel kişiyi temsil eden ...'in katıldığını, kendi temsilcisi olduğu yönetim kurulu üyesinin ibra edilmesi yönünde oy kullandığını, ...'nin Davacı şirketin eski yönetim kurulu başkanı olup çok sayıda usulsüz iş ve işlemlerde bulunduğunu, usulsüz işlemler ve sahte faturalar ile şirketleri kendisine borçlandırdığını, bu borçlara dair usulsüz senetler düzenleyerek şirketler aleyhine icra takibi başlatarak şirket hesaplarına ve varlıklarına haciz koydurttuğunu, yönetim kuruluna seçilen ...'...
Aynen genel kurul kararlarının butlanında olduğu gibi, TBK m. 27 dikkate alındığında yönetim kurulu kararlarının butlanından bahsedilebilir. Bunun yanında anonim şirkette en sık rastlanan butlan yaptırımına tabi olacak yönetim kurulu kararları TTK’nın 391. maddesinde yer almakta olup, KoopK m. 98 atfıyla, bu hüküm de kooperatif yönetim kurulu kararlarının butlanında uygulanacaktır. Yönetim kurulunun butlana tabi işlemlerinin ve kararları, tıpkı TTK m.447’de genel kurul kararlarının butlanında olduğu gibi, TTK’nin 391. maddesinde sayılan durumlar da tahdidi değil, örnekleme yoluyla belirtilmiştir. Hatta bu hükümde yer alan özel hâller, biri hariç TTK m. 447’de yer alan genel kurul kararlarının butlanı hâlleri ile aynıdır....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının iddialarının haksız olup yönetim kurulu kararının iptalini gerektirecek bir neden olmadığını, yönetim kurulunun kararının genel kurulun toplantıya davet edilmesine ve toplantı gündeminin belirlenmesine ilişkin olup icrai nitelikli bir karar olmadığını, asıl karar merci genel kurula teklif sunulmasından ibaret olduğu, yönetim kurulu kararı oluşturulurken davacının saf dışı bırakılmadığını, şirket esas sözleşmesinin 12. maddesinde üyelerin yönetim kurulu toplantısına yazılı davet edileceği öngörülmüş ise de, davacının da hiçbir zaman itiraz ileri sürmediği üzere bu maddenin şirket kuruluşundan itibaren fiilen uygulanmadığını, yönetim kurulu üyelerinin toplantıya hiçbir zaman yazılı olarak davet edilmediğini, davacıda katılsın yada katılmasın bu toplantıların hiçbirinin eser sözleşme hükmüne aykırı olduğunu ileri sürmediğini, bu durumun yönetim kurulu kararını tek başına iptalini gerektirmediğini, iptal ve yokluk hallerinin oluşmadığını,...
---yazısında belirtilen,---- bağışlar eklenmiş net dönem karının en az yüzde yirmisinin nakden ortaklara dağıtılması gerektiği hususunun, genel kurulu mutlak surette bağlayıcı yönü olmadığını kabul etmek gerekir.----- yazısına göre, bu hususun yönetim kurulunca gündem yapılması zorunlu olabilirse de, kar dağıtımı hususunda münhasır yetki, genel kurula aittir/ genel kurula ait olmalıdır. Somut olayda şirketin son yıl zarar ettiği de nazara alınırsa kar payı dağıtmama kararının geçersiz veya yok hükmünde olduğu söylenemez. Açıklanan sebeplerle genel kurulun ------- iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davalı şirkete kayyım atanması, yöneticilerin yetkilerinin sınırlanması gibi sair talepleri yönünden de somut bir durum ortaya konamamış, tedbir mahiyetindeki bu taleplerin de reddi gerekmiştir....
alınan Yönetim Kurulu kararının TTK m. 391 uyarınca butlan ile malul olduğunun tespiti veya iptali ile yürütmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmişlerdir....