Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.12.2013 tarih ve 2011/22-2013/473 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve 11.08.2010 tarihli genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyesi olduğunu, sonradan yönetim kurulu kararı ile şirketin 11.11.2010 tarihinde olağanüstü genel kurulunun toplanması kararı alındığını, alınan kararda müvekkilinin imzasının bulunmadığını, toplantı nisabına uyulmadığını, genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulu kararının yasaya aykırı olduğunu, yasal nisaplara aykırı olarak alınan karar neticesi genel kurulda alınan kararların yok hükmünde bulunduğunu, ayrıca alınan kararların yasaya, anasözleşmeye...
Kar/zarar tablosunun kanuna, gerçeğe ve dürüst resim kuralına uymadığından ibaret olsa da, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve kar/zarar cetvelinin gerçeğe uygun şekilde düzenlendiği ve şirket kayıtlarına yansıtıldığı anlaşılmış, davalı şirketin gelir elde edemediği, yapacak işinin bulunmadığı şirket yönetim kurulunun hissedarlar dışından olması sebebiyle yönetim kuruluna ödenen sabit ücretler nedeniyle şirketin zarar ettiği bu nedenle genel yönetim giderlerinin karşılanması için sermaye artırımına gidildiği anlaşılmakla, bu hususta davacı tarafça ileri sürülen 4 ve 5 numaralı gündem maddesinin sermayenin korunması ilkesine aykırı olduğu iddiası bakımından ise yönetim kurulunun gerek hissedarlar arasından gerekse dışarıdan seçimi ve yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretin belirlenmesi hususu genel kurulun takdirinde olduğu, yönetim kurulu üyelerinin şirketi zarara uğrattığı, eşit işlem ilkesine aykırı...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/955 KARAR NO: 2021/101 DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/12/2018 KARAR TARİHİ: 03/02/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili ---- tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili----- hissedarı olduğu, hissedar olması nedeniyle yapılan ----- katıldığı ve hukuka aykırı şekilde yönetim kurulu üyelerine tanınan 6102 sayılı TTK 395 ve 396 maddelerine dair ------- tarafından verilen yetki ve iznin iptalini talep ettiği, ------gündeminin 5. maddesinde "Yönetim Kurulu üyelerine 6102 sayılı TTK 395. ve 396....
Genel kurul kararlarının iptali istemiyle açılmış bu davada davacı ... pay sahibi olduğu davalı ....’nin 27.05.2019 tarihli olağan genel kurulunda oy çokluğu ile alınan kararlardan a) faaliyet raporu ve denetçi raporu ile bilanço ve kar/zarar hesaplarının tasdik edilmesi, b) yönetim kurulu üyesinin ibra edilmesi, c) yönetim kurulu üyeliğine ... ve ...’ın seçilmesi, d) yönetim kurulu başkanına 5.000.-TL ücret ödenmesi, e) şirket denetçiliğine 3 yıl süre ile ...’ın seçilmesi yönündeki kararların iptaline karar verilmesini talep etmektedir. İncelenen şirketin mali verilerine göre şirketin mali durumunun değişken bir yapıda olduğu, kaydi değerlere göre ise mali açıdan sıkıntılı bir duruma rastlanmadığı tespitine yer verilmiştir....
nun hem müvekkilinin amcası hemde davalı şirketin %50 pay sahibi ve şirketin 2017 tarihinde 2020 yılına kadar şirketin yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, davalının yönetim kurulu başkanı olarak seçildiği 2017 yılından itibaren şirketi maddi olarak zarara uğrattığını, hal böyle iken görev süresi betin davalının yeniden şirketin yönetim kurulu başkanı seçilemeyeceğini anlayınca genel kurul çağrısı dahi yapmadan müvekkil aleyhine sahte imzalar atmak suretiyle kendisini tekrar 2023 yılına kadar münferiden şirketi temsile yetkili yönetim kurulu başkanı seçtiğini, müvekkilinin genel kurula çağrılmadığını, ve herhangi bir karara imza atmadığını, bu duruma şirket muhasebecisi olan dava dışı ...'...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğunu, şirketin kuruluşundaki ana sözleşmenin 10. maddesinde yönetim kurulunun ne şekilde teşekkül edeceğinin hükme bağlandığını, davalı şirketin 08/03/2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararıyla şirket ana sözleşmesinin 10. maddesini değiştirerek müvekkilinin yönetim kurulu üye sayısını 2'den 1'e indirdiğini, müvekkilinin yönetim kuruluna seçilmek üzere aday gösterme hakkının ana sözleşmede ismen tanınmış bir hak olduğunu, bu hakkın pay nedeniyle tanınan imtiyaz hakkı olmadığını, müvekkilinin bu değişikliğe yönelik muvafakatinin bulunmadığını belirterek davalı şirket ana sözleşmesinin 10. maddesinde değişiklik yapılarak müvekkili sendikaya ismen tanınmış yönetim kurulu sayısının indirilmesine ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı şirketin 25/03/2013 tarihli genel kurul toplantısında 11 kişilik yönetim kurulu üyesi TTK'nun 363. maddesi gereğince görevlerinden istifa etmeleri üzerine yerlerine aynı kişiler hangi ortak temsilcisi oldukları belirtilmeden yeniden yönetim kurulu üyesi olarak seçilmişler, şirket ana sözleşmesinin 6102 sayılı TTK hükümlerine uygun hale getirilebilmesi için yapılan değişiklikler genel kurul tarafından oy birliği ile kabul edilmiştir....
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, söz konusu davaya heyetçe bakılması gerektiğini, davaya konu edilen ve satışı yapılan taşınmazın şirketin tek ve önemli mal varlığı olmadığını, önemli bir mal varlığı da olmadığını, dolayısıyla yönetim kurulu kararında hukka aykırı bir aykırılık bulunmadığını, yönetim kurulu kararının da uygulanarak ifa edildiğini, tapuda devir ve tescil işlemlerini yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava anonim şirket yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine ilişkindir. Şirket genel kurul kararları aleyhine açılan davalar ticaret mahkemesinde heyet halinde görülecek davalardan olmasına rağmen yönetim kurulu kararları aleyhine açılan davalar bu nitelikte değildir. Eldeki dava 6545 sayılı yasanın 45inci maddesiyle değişik 5235 sayılı Kanunun 5/2 maddesinde sayılan heyet halinde görülmesi gereken davalardan değildir....
Öte yandan, 20/03/2020 tarihli genel kurulun gündemin 2 no'lu maddesinde alınan yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararın iptali talep edilmiş ise de, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere 6102 Sayılı TTK'nun 408.maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin seçimi, görev sürelerinin belirlenmesi ve azli hususunun genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğu, davalı şirketin 20/03/2020 tarihli genel kurulunda da 2 no'lu gündem maddesiyle yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi hususunun bütün ortaklara bildirildiği ve TTK'nun 364.maddesi gereğince de katılanların oy birliğiyle yeni yönetim kurulunun oluşturulduğu, alınan kararın yasaya, genel hükümlere ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı bir yönünün de bulunmadığı anlaşıldığından davacı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir....
CEVAP Davalı fer'i müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davalı şirketin 23/03/2020 tarihinde yapılan genel kurulu ile yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, bu tarihten önce de davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, ...'ın talebi ile yapılan genel kurulda alınan kararların butlan ve iptali talep edildiğinden davalının yanında ...'ın feri müdahil olarak katılmasını talep ettiklerini, ... A.Ş. ortakları olan kardeşlerin ortak oldukları diğer şirketleri ......