Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın faiz alacağı yönünden kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazı 23.07.2009 tarihinde satın aldığını, davalı ile önceki malik arasında yapılmış olan kira sözleşmesi gereği, kira bedellerini ödemesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının 2009 yılı Kasım ayı kira parasını ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla tahliye istemli icra takibi başlatıldığını, davalının kira bedeli olan 1325 TL yi yasal sürede müvekkilinin hesabına yatırdığını, ancak takip dosyasında var olan faiz, takip masrafı ve vekalet ücretini ödemediğini, borca da itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davacı vekilinin ibraz edilen 16/06/2020 tarihli dilekçesi ve ekindeki sulh protokolü uyarınca maddi tazminata yönelik talebinden feragat ettiği görülmekle davalılar aleyhine açılan maddi tazminat isteminin feragat nedeni ile reddine, Davalılar ... ve ... aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın kısmen kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kaza tarihi, kazanın oluş şekli ve kusur durumu paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/03/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmiştir....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK'nın 353/1- b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1- Davacının maddi zararının davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığı, davacı vekili tarafından tüm davalılar yönünden maddi zarar talebinin bulunmadığının bildirildiği anlaşılmakla; konusuz kalan maddi tazminat talebi yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2- Davalılar T3 ve Flaş Oto aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın KISMEN KABULÜ ile tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kaza tarihi, kazanın oluş şekli ve kusur durumu paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/03/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,...
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir.Dava; müşterek hesapta bulunan paranın tamamının davalı tarafından çekildiği ileri sürülerek paranın tahsili için açılan alacak davasıdır. Bu talebin incelenebilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Mal rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını da önlemez (TMK.md.217). Eşler, evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek ve müteselsil banka hesabı açtırabilirler. Aksi kararlaştırılmadıkça, taraflar müşterek hesaptaki para üzerinde yarı yarıya hak sahibidir. Taraflardan biri müşterek hesaptaki payından fazlasını çekmişse, fazlası için diğer hesap sahibine karşı sorumludur....
Davacılardan ...’ın bağımsız bölümünde hasara da yol açan su sızıntısının ana yapının ortak yeri niteliğindeki çatısında oluşan bozukluktan kaynaklandığı bilirkişi raporu ile saptanmış olup, ortak yerlerin bakım ve onarımından anataşınmazdaki tüm bağımsız bölüm maliklerinin sorumlu olduğu, bu işler için yapılacak harcamalardan da tüm bağımsız bölüm maliklerinin arsa payları oranında sorumlu olacakları, daha önce davalı ... tarafından kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olarak diğer kat maliklerinden toplanıp ortak yer olan çatının onarımı için harcandığı anlaşılan paranın kendisinden geri istenemeyeceği de gözetilerek mahkemece 2 nolu bağımsız bölüm maliki olan ... ...’un davaya dahil edilmesi için davacı tarafa önel verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanacak kanıtlar doğrultusunda oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....
-EURO olduğunu, bu paranın .../.../... tarihinde .... Nolu hesaba virman edildiği, incelenen ortak hesaba .../.../... tarihinde ...AŞ ait nolu hesaptan 323.518,92.-EURO para aktarıldığı ve işlem açıklamasına talimata istinaden aktarılan yazıldığı, .../.../... tarihinde ayrıntısı raporun önceki bölümünde belirtildiği şekilde 6 kalemde toplam 162.157,00.-EURO havale yapıldığı, kalan 171.846,96.-EURO ile de yine orta vadeli hesap açıldığı, davacıların tedbir talebinin 66.628,00.-EURO tutarında olması ve bu tutarda tedbir kararının ilgili bankaya bildirilmesi üzerine bu tutarın bloke edildiği, 174.456,83.-EURO olan hesap bakiyesinin yarısı olan 87.228,41.-EURO paradan bloke edilmeyen 20.600,41.-EURO'nun 29/05/2014 tarihinde ... mirasçılarını temsilen Av. ...'e ödendiğinin anlaşıldığı, ... - ... ortak Euro hesabının satıcılara ödenecek olan toplam 323.518,92....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Korgan Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/10/2014 NUMARASI : 2013/11-2014/164 Taraflar arasındaki ecrimisil istemli davada Korgan Asliye ile Korgan Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortak muristen kalan taşınmazları davalının kullanması nedeniyle 2001 ilâ 2005 yılları arasına ait toplam 6.000.- TL. ecrimisilin her yıl için ayrı hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. HUMK’nın 1 ve devamı maddeleri uyarınca, müddeabih para ise mahkemenin görevini tayinde değeri esas alınır. Dosya kapsamına göre, 28.07.2006 tarihinde harca esas değer 6.000.-TL olarak gösterilip dava açılmışsa da, Korgan Sulh Hukuk Hakimliğince yapılan keşif sonucu alınan ziraat bilirkişi raporuna göre, ecrimisil talep edilen yıllara göre toplam gelir 4.103,67....
İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan ve kesinleşen icra takibi neticesinde davacının murisinden miras yoluyla kalan paranın tahsili ile yapılan ödemenin iadesinin talep edildiği, İİK.’nun 72. maddesi uyarınca borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerektiği, icra dosyasına ödeme tarihinin 23.11.2016 olduğu, dava tarihinin ise 26.01.2018 tarihi olduğu dikkate alındığında, hak düşürücü süre yönünden davacının davasının reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ortak yerlere müdahalenin önlenmesi, eski hale getirme ve ortak giderin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili duruşma istemli olarak temyiz etmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve duruşma istemi pul yokluğundan reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Davacı, daha sonra binanın tamamının davalının olması karşılığında, kendisine 75.500.000.000 TL ödeneceği konusunda sözleşme yaptıklarını, ancak bu paranın ödenmediğini belirterek paranın tahsili için bu davayı açmıştır. Davalı ise, taraflar arısındaki tarihsiz sözleşmenin, davacı tarafından imzalı boş kağıdın üzeri doldurulmak suretiyle düzenlendiğini savunmuştur. Davalı, taraflar arasındaki tarihsiz sözleşmenin davalı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, yasal delillerle 2008/11858-13232 ispatlayamamıştır. Ancak cevap dilekçesinde "her türlü delil" demek suretiyle, yemin deliline de dayandığına göre, davalıya yemin teklif hakkı hatırlatılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....