WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine ve özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasının TMK 161. maddesinde belirtilen dava sebebinin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay içerisinde açılmadığı, kadının açıkça zina sebebine dayanmadığı gibi zinanın kanıtlanamadığından bahisle reddine; erkeğin kadının güven duygusunu sarsacak bir şekilde başka bir kadınla dost hayatı yaşamış olması gerekçesiyle TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....

    DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını, evliliklerinin fiilen bittiğini, tekrar bir araya gelip evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı 1.000,00- TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Dava dilekçesi davalıya usulünce tebliğ edilmiş olup davalı, davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, sosyal inceleme raporu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....

    Davacının bu kusurlu davranışları ve taraflar arasındaki sorunlar nedeni ile evlilik birliğinin taraflar yönünden çekilmez bir hal aldığı, her iki tarafın da kusur bulunmakla birlikte davacı tarafın kusurunun ağır kusurlu olduğu, davalının boşanmayı kabul etmesi sebebiyle evlilik birliğinin sarsıldığı ve çekilmez hal aldığının kabul edilmesi gerektiği, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimalinin bulunmadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış bulunduğu, tarafları tekrar bir arada yaşamaya zorlamanın taraflar ve toplum açısından bir yararının kalmadığı, boşanmaya yol açan olaylarda evlilik birliği içerisinde sadakatsiz davranan davacı eşin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulü İle tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına” karar verildiği belirtilmiş olup, erkeğe kusur yüklenmesine rağmen vakıa izafe edilmemiştir. Bu sebeple Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak karar açıklanmamıştır....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek, davalı-karşı davacı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadında davacı-karşı davalı erkek aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı karşı boşanma davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kadının davasının reddine, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesinde düzenlenen zina hukuksal sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davası olmadığı gibi bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır....

        Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK madde 186/son). Davacı kadının belirli bir gelirinin bulunması gelirinin davalı kocadan daha çok olması, davalı kocanın gelirinin davacı kadından az olması tedbir nafakası bağlanmasına engel olmaz. Zira evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektirik, yakıt, su vs. giderlere davalı eş koca katılmak zorundadır. Kadının gelirinin bulunması kocayı bu ortak giderlere katılmaktan kurtarmaz. Kadının geliri nafaka miktarının takdirinde nazara alınır. Hakim eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda yukarıda açıklanan ilke ve esaslar ve tüm dosya kapsamına göre, davalının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve davacıyı dövmesi nedeniyle davacı ayrı yaşamak zorunda kaldığı sabittir. Davacı ayrı yaşamakta haklıdır....

          "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin kabul edilen boşanma davası, zina sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası ve iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilen davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açılan birleşen davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece, tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davaları kabul edilmiş, davalı-karşı davacı kadının zina hukuki sebebine dayalı...

            Somut olayda mahkemece; "Tarafların ayrı yaşadıklarının sübuta erdiği, bu durum karşısında eşler arasındaki evlilik birliğinin devamında gerek taraflar açısından gerekse toplum açısından bir faydanın kalmadığının anlaşıldığı, didişme ve düşmanlık kaynağı olan bir evliliğin, ne toplum ne de taraflar için bir faydası olmayacağı, eşler için devamlı bir ızdırap ve üzüntü kaynağı olacağının muhakkak olduğu, yaşanan olaylarda davacının daha ağır kusurlu olduğu, davacı yanın da davalının da aile birliğinin temini yönünde gerekli adımları atmaması davacının eşyalarını dışarı atması nedeni ile kusurlu olduğu kabul edildiği, tüm tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde tarafların dava açılmadan önce ayrı yaşamaya başladıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabitttir" gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş ise de, davalının savunmasında ileri sürdüğü hangi vakıanın kanıtlandığı ve davacı erkeğin kusurlarının neler olduğu kararda belirtilmemiştir....

              Böyle bir durumda ağır kusurlu eşin dava hakkı mevcut ise de, diğer tarafın davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında eş ve çocuklar bakımından korumaya değer yarar kalmamışsa boşanma kararı verilebilir (TMK m. 166/2). Davalı-davacı (kadın)'ın hamile olarak evden ayrıldığı ve karardan sonra doğum yaptığı dikkate alındığında davaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu gösteren dosyada bir delil ve olgu yoktur. Evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuk bakımından korunmaya değer yarar mevcuttur. O halde boşanma davasının reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ve delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Yukarıda birinci maddede açıklanan sebeplerle davalı-davacı (kadın) ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklıdır....

                Türk Medeni Kanununun 199'ncu maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması, "Evlilik birliğinin korunması" önlemlerinden olup, sınırlandırmaya şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulur. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Mahkemece her ne kadar boşanma isteminin kabulü yönünde karar verilmişse de henüz kesinleşmeyen karar nedeniyle evlilik birliğinin devam ettiği ve davanın konusuz kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken; davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 199. maddesi uyarınca tasarrufun sınırlanmasına ilişkin davası tefrik edilip, delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

                  Meslek Birliğinin yabancı meslek birliği PRS ile "karşılıklı temsil sözleşmesi" imzaladığı, ancak suça konu yabancı eserin hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin şikayet ve temsil haklarını, adı geçen yabancı birliğe devrettiklerine dair hukuken geçerli ve yeterli belgeleri kanuni süresi içinde dosyaya sunamadığı, Şikayetçi ... Meslek Birliğinin Zeplin Müzik Edisyon Tic. Ltd. Şti. (önceki ünvanı Merkez Müzik Grubu Ltd.Şti.) ile bir "üyelik ve temsil sözleşmesi" imzaladığı, Zeplin Müzik Edisyon Tic. Ltd.Şti.'nin (önceki ünvanı Merkez Müzik Grubu Ltd.Şti.) ise yabancı uyruklu MMGHQ Limited ile "alt yayımcılık sözleşmesi" imzaladığı ancak suça konu yabancı eserlerin hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin, şikayet ve temsil haklarını adı geçen şirkete devrettiğine dair hukuken geçerli ve yeterli belgeleri kanuni süresi içinde dosyaya sunamadığı, Şikayetçi ... Meslek Birliğinin Yeni Dünya Müzik ve Yayın Ltd....

                    UYAP Entegrasyonu