Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m. 161) , hayata kast ve pek fena muamele (TMK.m.162) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166) hukuki nedenine dayalı boşanma talep etmiştir. Mahkemece zina (TMK m. 161 ) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Davacının terditli olarak açtığı davada mahkemece hayata kast ve pek fena muamele ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talepleri hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Buna göre mahkemece, öncelikle davacı kadının boşanma davasında, delillerin Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesine dayalı özel boşanma sebebi olan hayata kast ve pek fena muamele ve sonrasında genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması yönünden değerlendirilmesi ve bu hukuki sebeplere dayalı olarak bir karar verilmesi gerekirken, sadece zina (TMK m. 161) sebebi ile davanın değerlendirilip tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası olup, mahkemece Dairemizin 18.03.2019 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tarafların yurt dışında boşandıkları ve ... süredir ayrı yaşadıkları, yurda izne geldiklerinde de ayrı evlerde kaldıkları, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukûki sebebine dayalı boşanma davasıdır (TMK m.166/1)....

    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ilgili yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde yarar vardır: 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu (TMK)’nun “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166/I- II. maddesi; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” Hükmünü içermektedir. Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için; biri objektif, diğeri sübjektif olmak üzere başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir....

      Anılan maddenin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime taktir hakkı tanımıştır. Dolayısıyla olayın özellikleri, oluş biçimi, eşlerin kültürel sosyal durumları, eğitim durumları, mali durumları, eşlerin birbirleri ve çocukları ile olan ilişkileri, yaşadıkları çevrenin özellikleri, toplumun değer yargıları gibi hususlar dikkate alınarak evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı tespit edilecektir....

        CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde belirttiği hususların asılsız olduğunu, müvekkilinin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, davacı ile müvekkilinin aynı coğrafyada doğup büyüdüğünü, müvekkili ile dava dışı kişi arasında evlilik birliğinin kurulmasından önce evlilik niyeti ile bir görüşme süreci yaşandığını, sonrasında taraflar anlaşamayınca tarafların ayrıldıklarını, davacının kıskançlık krizleri ile adeta evlilik hayatının çekilmez hal aldığını, müvekkilinin evlilik birliğinin ilk gününden bu yana eşine derin bir sevgi beslediğini, evlilik birliğinin yüklediği edimleri yerine getirdiğini, davacı tarafın iddialarının tamamen soyut ve asılsız olduğunu, davanın reddine kara verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Taraflara ait nüfus kayıt örneği, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları, bilirkişi raporları ile dava dosyası....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/09/2019 NUMARASI : 2018/253 ESAS-2019/673 KARAR DAVA KONUSU : vlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların 03/02/2013 tarihinde evlendiklerini, evliliğin ilk yıllarından itibaren taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğunu, davalının davacıya agresif, saygısız tavır ve tutumlarının bulunduğunu, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, davacı tarafından davalı hakkında Alanya 1....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/04/2019 NUMARASI : 2017/51 ESAS - 2019/271 KARAR DAVA KONUSU : vlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; Tarafların 1,5 yaşında bir kız çocuklarının olduğu, davalının eve alınan eşyaları kendi adetlerine göre alınmadığını, ev eşyalarının kız tarafından alınması gerektiğini sürekli vurgulamaya başladığını, davalının ciddi psikolojik sorunları gösterir problemleri olduğunu, çocukça ve tutarsız davranışlar sergilediğini, bu yüzden ev alamadıklarını, ev için belli miktar kredi çekilmesi gerektiğini söyleyen davalının bir süre sonra...

        Aile Mahkemesinin 2018/1059 Esas sayılı dosyasında davalı kocanın davacı kadının annesine telefonla tehdit mesajları gönderdiği, bu konuda tanık Özgenur'un iddiayı doğrular beyanlarının bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği" gerekçesiyle erkeğin; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve zina (TMK md. 161) nedenlerine dayalı boşanma davaları, erkeğin birleşen; zina (TMK md. 161) nedenine dayalı boşanma davası ile kadının birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadının birleşen davaya (Antalya 12....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava ve birleşen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı- davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

        Bu durumda; davacı karşı davalı koca evlilik birliğinin temelden sarsılmasında ağır kusurludur. Yukarıda aynen aktarılan tanık ifadelerinde görüldüğü üzere; davalı kadının müşterek evi sık sık terk edip kocasına karşı eş yükümlülüğünü ihmal ettiği sabittir. Kadının eve çalışıp destek verme gibi hukuki veya örfi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Hakaret, tehdit gibi diğer iddia edilen kusurlar ispatlanamamıştır. Bu haliyle; davalı karşı davacı kadın evlilik birliğinin temelden sarsılmasında az kusurludur..."...

        UYAP Entegrasyonu