Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile mahkemesinin 23.01.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşma uyarınca velayet davalı anneye verilmiş, davacı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Müşterek çocuk ... 06.08.2011 doğumlu olup, taraflar da farklı illerde ikamet etmektedirler. Davacı baba ile müşterek çocuk arasında boşanma davasında tesis edilen kişisel ilişki yeterli olmadığı gibi babalık duygularını tatmin etmekten de uzaktır. Çocukla davacı baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli olacak yeterlilikte, müşterek çocuğun hafta sonları yatılı kalacağı,bayram ve tatillerde de davacının müşterek çocukla kişisel ilişkisini sağlayacak nitelikte kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

    Toplanan delillerden küçüklerin anne ve babası arasında yaşanan geçimsizlikler ve davalar nedeni ile, davacıların torunları ile sağlıklı bir şekilde kişisel ilişki tesis edemedikleri kanıtlanmıştır. Mahkemece çocukların yaşları da dikkate alınarak davacılar ile çocuklar arasında uygun kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebin kabulüne karar verilmesi gerekir. Hükmün açıklanan sebeple bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına bu yönden katılamıyorum....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, manevi tazminat ve çocukla kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sonrası, velayet kendine verilmeyen eşle velayete tabi ortak çocuğun kişisel ilişkinin düzenlenmesinde; ana ve babalık duygusunun tatmini yanında, çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki gelişiminin sağlanması çocuğun yaşı boşanma sonrası ana-babanın yaşam yerleri gibi ölçütler değerlendirilip en son çocuğun yararı üstün tutulmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafında her iki dava yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası ve manevi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadının, harcı ve kaydı bulunmayan katılma yolu ile temyiz talebinin incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Kişisel ilişki ile çocuğun sağlıklı kişisel gelişimi yanında, ana ve babalık duygularının tatmini de gözetilir....

          dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, büyükbaba ... ile küçük çocuk arasında şahsi ilişki kurulması talebinin ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere ve özellikle hısımlarına da tanınabilineceği, ancak davacı annenin cezaevinde bulunmasının olağanüstü hal kavramı içine giremeyeceği, kaldı ki; davacı büyükbaba, davacı anneye tanınacak kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına da sahip olduğu, ortada davacı büyükbabaya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durumun bulunmadığı, öte yandan kişisel ilişkinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas tutulması gerektiği, küçük çocuğun gözü önünde büyükbabası ...''...

            e verdiği vekaletnamede mirasın reddi yetkisini içeren bir ibare yer almadığından TMK'nun veleyat, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğünün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren vekaletnamenin davayı takip eden avukat ...'den istenmesi, dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın Yerel Mahkeme'ye İADESİNE, 12.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........

              Anne tarafından iş bu dava 10.04.2015 tarihinde açılmış, anne çocuğun ilk okula gittiğini, boşanma kararında düzenlenen kişisel ilişkinin okul saatleri ile çakıştığını, bu nedenle yeniden düzenleme yapılarak her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi saat 10.00 ile ertesi gün saat 17:00 arası kişisel ilişki düzenlenmesini, bayram, sömestr ve Ağustos ayında kurulan kişisel ilişkiye bir itirazının olmadığını beyan etmiştir. Toplanan delillerle, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu bu nedenle her hafta, hafta içi kurulan kişisel ilişkinin çocuğun menfatine uygun olmadığı, bu nedenle kişisel ilişkinin ayın belirli hafta sonları düzenlenmesinin çocuğun menfaatine ve üstün yararına uygun olduğu anlaşılmaktadır....

                kişisel ilişki tesis edilmesi ve süresinin yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet - Ev Eşyası Alacağı ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından; kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki ve fer'ileri yönünden, davacı-davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ...2013 doğumludur.Toplanan delillerden tarafların aynı ilde ikamet ettikleri anlaşılmaktadır.Kişisel ilişki...

                  Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/269 esas sayılı dosyası üzerinden devamla, 25.4.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında, tarafların boşanma ve velayet hususlarında sulh olduklarından bahisle, "tarafların Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı-davalı anneye bırakılmasına ve müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına ve bu hususlarda dosyanın tefrikine, uyuşmazlığın kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası yönünden mevcut dosya üzerinde devamına karar verilmiştir. Boşanma, velayet ve kişisel ilişki yönünden verilen karara ilişkin olarak ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin 2013/79 esas ve 2013/120 karar sayılı dosyası oluşturulmuştur. ......

                    UYAP Entegrasyonu