Velayet kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup, aslolan çocuğun yüksek yararına bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmaktır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....
(TMK. m. 182/1) Velayetin kullanılması kendine verilmeyen eşin çocuklarla kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. (TMK. m. 182/2) Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu ... ile davacı-karşı davalı (baba) arasında “her yıl sömestr tatilinde ilk hafta” için tesis edilen kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatleri hükümde gösterilmemiştir. Bu şekildeki düzenleme infazda duraksamaya yol açabileceği gibi, “babanın müşterek çocuğu yanına aldırtarak kişisel ilişki kurulmasına” yönelik düzenlemede babanın çocuğu kişisel ilişki tesisi amacıyla anneden kendisinin alıp alamayacağı konusunda infazda tereddüte neden olur. Bu sebeplerle baba ile müşterek çocuk arasında yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilmiş, 14.11.2011 doğumlu müşterek çocuk Fatıma Şara'nın velayeti davacı anneye verilmiş ve davalı baba ile kişisel ilişki kurulmuştur. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı baba yoğun alkol ve uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle tedavi görmektedir. Davalı babanın alkol ve uyuşturucu madde kullanımı tedavisi görmesi ve müşterek çocuğun yaşı, bedeni ve fikri gelişimine göre müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki çoktur....
Toplanan delillerden küçüklerin anne ve babası arasında yaşanan geçimsizlikler ve davalar nedeni ile, davacıların torunları ile sağlıklı bir şekilde kişisel ilişki tesis edemedikleri kanıtlanmıştır. Mahkemece çocukların yaşları da dikkate alınarak davacılar ile çocuklar arasında uygun kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebin kabulüne karar verilmesi gerekir. Hükmün açıklanan sebeple bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına bu yönden katılamıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, manevi tazminat ve çocukla kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sonrası, velayet kendine verilmeyen eşle velayete tabi ortak çocuğun kişisel ilişkinin düzenlenmesinde; ana ve babalık duygusunun tatmini yanında, çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki gelişiminin sağlanması çocuğun yaşı boşanma sonrası ana-babanın yaşam yerleri gibi ölçütler değerlendirilip en son çocuğun yararı üstün tutulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafında her iki dava yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası ve manevi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadının, harcı ve kaydı bulunmayan katılma yolu ile temyiz talebinin incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Kişisel ilişki ile çocuğun sağlıklı kişisel gelişimi yanında, ana ve babalık duygularının tatmini de gözetilir....
Aile mahkemesinin 23.01.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşma uyarınca velayet davalı anneye verilmiş, davacı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Müşterek çocuk ... 06.08.2011 doğumlu olup, taraflar da farklı illerde ikamet etmektedirler. Davacı baba ile müşterek çocuk arasında boşanma davasında tesis edilen kişisel ilişki yeterli olmadığı gibi babalık duygularını tatmin etmekten de uzaktır. Çocukla davacı baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli olacak yeterlilikte, müşterek çocuğun hafta sonları yatılı kalacağı,bayram ve tatillerde de davacının müşterek çocukla kişisel ilişkisini sağlayacak nitelikte kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan, velayeti babada bulunan çocuklarla anne arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocukların anne yanında, ayın belirli hafta sonları yarıyıl, yaz tatilleri ve dini bayramlarda yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurulması yönünde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....
Anne tarafından iş bu dava 10.04.2015 tarihinde açılmış, anne çocuğun ilk okula gittiğini, boşanma kararında düzenlenen kişisel ilişkinin okul saatleri ile çakıştığını, bu nedenle yeniden düzenleme yapılarak her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi saat 10.00 ile ertesi gün saat 17:00 arası kişisel ilişki düzenlenmesini, bayram, sömestr ve Ağustos ayında kurulan kişisel ilişkiye bir itirazının olmadığını beyan etmiştir. Toplanan delillerle, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu bu nedenle her hafta, hafta içi kurulan kişisel ilişkinin çocuğun menfatine uygun olmadığı, bu nedenle kişisel ilişkinin ayın belirli hafta sonları düzenlenmesinin çocuğun menfaatine ve üstün yararına uygun olduğu anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/269 esas sayılı dosyası üzerinden devamla, 25.4.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında, tarafların boşanma ve velayet hususlarında sulh olduklarından bahisle, "tarafların Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı-davalı anneye bırakılmasına ve müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına ve bu hususlarda dosyanın tefrikine, uyuşmazlığın kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası yönünden mevcut dosya üzerinde devamına karar verilmiştir. Boşanma, velayet ve kişisel ilişki yönünden verilen karara ilişkin olarak ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin 2013/79 esas ve 2013/120 karar sayılı dosyası oluşturulmuştur. ......