Cumartesi günü saat 09.00 ile Pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların 3.günü saat 09.00-18.00 arasında, ayrı yerde oturmaları halinde ise her yılın 1 Temmuz saat 09.00 ile 31 Temmuz saat 18.00 arasında ve dini bayramların 3. günü saat 09.00-18.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına" karar verilmiştir. Kişisel ilişki kurulurken analık ve babalık duygularından önce çocukların yararı dikkate alınmalıdır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı-davacı baba alkol bağımlısıdır. Mahkemece ilişki sırasında davalı babanın “alkolsüz olması” koşulu belirtilmiş ise de, bu husus infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. O halde velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile alkol bağımlısı olan baba arasında yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisi, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyeceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, müşterek çocuk ile baba arasında yatılı kalacak şekilde ve uzun süreli kişisel ilişki kurulması doğru değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; boşanma ve nafakalar bakımından istinaf talepleri bulunmadı ğını belirterek velayet ve kişisel ilişki kurulmaması bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dava; evlilik birliğinin temelinsen sarsılması hukuksal sebebine dayalı (TMK 166/1- 2) boşanma ve ferilerine yöneliktir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı erkek tarafından boşanma ve nafaka yönünden istinaf taleplerinin bulunmadığı belirtilerek velayet ve kişisel ilişki bakımından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın eş tarafından, velayeti kendisine bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, velayeti anneye bırakılan 01.09.2011 doğumlu müşterek çocuk Batuhan ile baba arasında her hafta Cumartesi saat 10.00’dan Pazar 18.00 ile 1 Temmuz-31 Temmuz tarihleri arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Bu şekilde temmuz ayında kurulan kişisel ilişki küçüğün yaşı dikkate alındığından fazla olduğu gibi, hafta sonları kurulan ilişki de, çocuğun taraflar arasında her hafta sonu anne ve baba arasında gidip gelmesi sonucunu doğuracağından, ruhsal ve bedensel gelişimine olumsuz etki yapacak niteliktedir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 27.08.2018 doğumlu ortak çocuk Ada ile babası arasında anlaşmalı boşanma davasında kurulan ve yeniden düzenlenmesi talep edilen mevcut kişisel ilişkinin 5 yaş öncesi ve sonrası ayrımına göre düzenlendiği, çocuğun 5 yaşını doldurduğu, boşanma davasında Mahkemece çocuk 5 yaşını doldurduktan sonra tarafların anlaşmaları üzerine kişisel ilişkinin yatılı olarak kurulduğu, davacının eldeki davada, klasik kurulan kişisel ilişkiden de, anlaşmalı boşanmada kurulan kişisel ilişkiden de farklı şekilde kişisel ilişki kurulmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince kurulan kişisel ilişkinin şekli ve teslim saatleri nedeniyle, hafta sonları velâyet sahibi ebeveynin ve ortak çocuğun eve bağlı kalmasına neden olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı, tarafların anlaşmalı boşanma davasındaki anlaşmalarının, tek taraflı iradeyle değiştirilmesine yönelik, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi...
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba ... ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....
GEREKÇE: Dava; çocukla kişisel ilişki kurulması davası niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Mahkemece, 15.04.2015 doğumlu, TC kimlik numaralı müşterek çocuk Eymen Emir Diker ile davalı-karşı davacı baba arasında her ayın 2. ve 4. Cumartesi günleri saat 10:00'dan akşam 19:00'a kadar, dini bayramların 2.günü saat 10:00'dan akşam 19:00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde davalı-karşı davacı baba ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularının tatmini bakımından yetersiz olmuştur. Çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak ölçüde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların müşterek çocukları ...1996, ... 2002 doğumludur ve taraflar aynı yerde oturmaktadır. Kişisel ilişki ile çocuğun sağlıklı kişisel gelişimi yanında, ana ve babalık duygularının tatmini de gözetilir....
Kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi bakımından , bedensel ve zihinsel gelişimi esas alınarak babasıyla kişisel ilişkinin onun yüksek yararına aykırı düşüp düşmeyeceği hususunda psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan , çocuk ve baba ile görüşme suretiyle aydınlatıcı rapor (görüş) alınmalı, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre kişisel ilişki konusunda karar verilmelidir. Bu yapılmadan eksik inceleme ile babanın çocuğuyla, çocuğun da babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurmak ve sürdürmek hakkından yoksun bırakılmasını doğru bulmuyorum. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne bu yönden katılmıyoruz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları ile reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, nafakalar, reddedilen tazminat talepleri ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı...