WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hataya düşülerek velayetin değiştirilmesi (TMK md.349) yerine, Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalının istinaf talebinin kabulü ile hükmün Dairemizce düzeltilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı kadının istinaf talebinin KABULÜNE, Bismil 1....

Davacı tarafın velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf incelemesine gelince; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılğın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....

Mahkememizce yukarıda izah edildiği üzere velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durumun dosya kapsamından tespit edilememesi ve çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine en çok muhtaç olduğu dönemde olması karşısında velayetin değiştirilmesinin çocuğun gelişimine bir katkı sağlamayacağının SİR ile sabit olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçesi ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....

Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocuğun "üstün yararı" gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar ile ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....

    Anayasasının 90. maddesi) Ortak velayette unutulmaması gereken husus ortak velayetin karşılıklı rızaya dayanmasıdır. Başka bir deyişle eşler ortak velayet değil, velayetin taraflardan birine verilmesini isterler ise düzenleme de buna uygun yapılacaktır. Küçüğün üstün yararı da taraflar arasında ki uzlaşma kültürüne bağlıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin değiştirilmesi davası olup,kamu düzenine ilişkindir ve re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Davalının davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Davacı baba boşanma davası ile velayeti anneye verilmiş olan küçüklerin velayetin anneden alınarak kendisine verilmesini istemiş, davanın kabulü ile velayetin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmiştir. Ortak çocuklar 2006 doğumlu ....ve 2007 doğumlu ...., idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair .......

      Aile Mahkemesine açılan velayetin değiştirilmesi davasında verilen hükmün küçüğün babası tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.02.2016 tarih 2016/1902 esas ve 2016/3287 karar sayılı ilamı ile küçüğün velayetinin değiştirilerek velayetin annesine verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde küçük hakkında koruma kararı verilmesine esas teşkil eden ... Aile Mahkemesinin velayetin değiştirilmesi davasının sonucu beklenerek ve taraf teşkili de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmağına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.10.2016 (Salı)...

        Anne veya babanın hayatta olması halinde aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmaları olduğundan boşanma ile velayeti verilen babanın ölümü üzerine öncelikle anneye velayetin tevdi edilip edilmeyeceğinin tartışılması gerekir. Velayetin tevdii konusunda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin anneye velayetin tevdiini uygun görmemesi halinde, çocuklara vasi tayini için vesayet makamına ihbar gerekecektir. Öncelikle sorun velayetin anneye tevdi edilip edilmeyeceği olduğundan aile mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar (TMK m. 348). Dosya kapsamından; davalı babanın ikinci eşinden dünyaya gelen çocuklar yönünden velayetin kaldırılmasını gerektirecek bir durumun varlığı ispatlanmamıştır. O halde sadece 06.08.1999 doğumlu Beste yönünden velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

            Aile Mahkemesince, küçüğü tanıyan babanın velayet talebi olmadan kendiliğinden velayetin babaya verilemeyeceği, küçüğe vasi atanması gerektiği ve uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince ise, öncelikle velayetin değerlendirilmesi gerektiği ve bu hususun aile mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medenî Kanununun 337. maddesinin birinci fıkrası, “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir.” Aynı maddenin ikinci fıkrası “Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin küçüğü tanıyan babaya tevdi edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır....

              UYAP Entegrasyonu