"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki vasiliğin (velayetin) uzatılması istemine ilişkin davada Çameli Sulh Hukuk Mahkemesi ve Çameli Asliye Hukuk Mahkemelerince (Aile Mah.Sıf.) ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R – Dava, vasiliğin (velayetin) uzatılması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, kısıtlının babasının velayeti altında olması nedeniyletalebin Aile Mahkemesinin görevi içinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın vesayete ilişkin olduğunu, velayete dair bir davanın bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir. Dosyanın incelenmesinde, eldeki davada kısıtlanan ve babasının velayeti altına alınan ...'in vesayet (velayet) kararının uzatılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin kaldırılmasına ilişkindir (TMK m. 348). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu "velayetin kaldırılmasına..." ilişkin davaları çekişmesiz yargı işi kabul etmiştir (md. 382/2-b-13). Aynı Kanunun 384/1. maddesi gereğince kanunda aksine hüküm bulunmadıkça çekişmesiz yargı işlerinde talepte bulunan kişinin ya da ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir. Bu kanunda ve Türk Medeni Kanununda münhasıran velayete ilişkin davalarda yetkiyi düzenleyen aksine bir hüküm de bulunmamaktadır. Aynı Kanunun genel yetkiye ilişkin 6. maddesi çekişmesiz yargıya ilişkin işlerde de geçerlidir. Bu bakımdan davacı oturduğu yer mahkemesinde bu davayı açabilir....
Davacı baba 12.11.2014 tarihinde velayetin değiştirilmesi davası açmıştır.Mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiş ise de; boşanma kararının kesinleştiği tarih ile velayetin değiştirilmesi davasının açıldığı tarih arasında geçen 12 günlük süre içerisinde gerçekleşen velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir durumun varlığı ve annenin velayet görevini kötüye kullandığı veya savsakladığı kanıtlanamamıştır. Açıklanan sebeplerle davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.02.2016 (Çrş.)...
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08.10.2020 NUMARASI : 2018/1105 ESAS, 2020/544 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASI ARTIRIMI-YARDIM NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Kadıköy 4....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bir çok kararında da belirtildiği üzere, boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Velayetin kaldırılması şartlarının oluşmadığı, davalının velayet görevini gereği gibi yerine getirdiğini, ağır biçimde savsakladığı hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kabulü yerine reddine karar verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesi'nin 2017/236 Esas, 2017/277 Karar sayılı kararıyla boşandığı, kararda küçüğün velayetinin anneye verildiği, davanın dede tarafından açıldığı, anne ve babanın sağ olduğu, söz konusu velayetin kaldırılması davasında anne ve babanın da davaya dahil edilmesi gerektiği, annede olan velayetin kaldırılması halinde aslolan ergin olmayan küçüğün velayet altında bulunması olduğundan babanın velayeti isteyip istemediği hususunun tespit edilmesi gerekeceği, davanın Hatay da açılıp anne ve babanın davalı olarak davaya dahil edilmeden davacı dedenin dosyanın kendi adresi olan Alanya Nöbetçi Mahkemeye gönderilmesi talebi üzerine yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkemeye gönderildiği, kesin yetki kuralı bulunmadığı, davalıların davaya dahil edilmediği, davalılar tarafından usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığı gerekçeleriyle yetkisizlik kararı verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu "velayetin kaldırılması, eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin...
Aile Mahkemesi'nin 2017/236 Esas, 2017/277 Karar sayılı kararıyla boşandığı, kararda küçüğün velayetinin anneye verildiği, davanın dede tarafından açıldığı, anne ve babanın sağ olduğu, söz konusu velayetin kaldırılması davasında anne ve babanın da davaya dahil edilmesi gerektiği, annede olan velayetin kaldırılması halinde aslolan ergin olmayan küçüğün velayet altında bulunması olduğundan babanın velayeti isteyip istemediği hususunun tespit edilmesi gerekeceği, davanın Hatay da açılıp anne ve babanın davalı olarak davaya dahil edilmeden davacı dedenin dosyanın kendi adresi olan Alanya Nöbetçi Mahkemeye gönderilmesi talebi üzerine yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkemeye gönderildiği, kesin yetki kuralı bulunmadığı, davalıların davaya dahil edilmediği, davalılar tarafından usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığı gerekçeleriyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu "velayetin kaldırılması, eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin...
Mahkemece, müşterek çocuğun davacı anne yanında kaldığı sabit ise de; velayetinin davalı babada bulunduğu, öncelikle velayetin değiştirilmesinin gerektiği, velayet değiştirilmeden nafakaya hükmolunmasının karışıklığa neden olabileceği, davacı tarafından velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açılmadığı, velayetin değiştirilmesine ilişkin karar verilmediğinden nafakaya da hükmolu-namayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma sonucunda müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verildiği ve halen velayetin davalı babada bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Davalı baba yurt dışında çalışmakta olup, dört yıldır müşterek çocuk davacı annenin yanında kalmakta olup anne tarafından bakılmaktadır. Dava 2006 yılında açılmıştır. Bu konularda da taraflar arasında uyuşmazlık yoktur....