Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: T1 vekili tarafından davalı anne aleyhine açılmış evlat edinme sırasında ana-baba rızasının aranmaması ve annedeki velayetin kaldırılması davasıdır. Mahkemece Davanın kabulü ile küçük Demirhan Durmuş Akça'nın evlat edindirilmesinde ana ve babasının rızasının aranmamasına, davalı T4'nın çocuk üzerindeki velayetinin kaldırılmasına, küçük Demirhan ile davalı anne T4 arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun ana ve/veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve/veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davalı anneye bırakılan küçükle davacı baba arasında milli bayramların 2 ve 3’ncü günü kişisel ilişki kurulması, milli bayramların 2 ve 3’cü günü bulunmadığından infazda tereddüt yaratacak nitelikte bulunduğundan, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından velayetin değiştirilmesi davasının reddi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı babanın velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava, çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....

      Asliye Mahkemesinin 25.11.2009 tarih 152964/ FARK 08-4931 sayılı 25.11.2009 kesinleşme tarihli kararının tenfizine, davalı-davacının birleşen velayetin değiştirilmesi davasının reddine, davalı-davacı baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 11.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı-davacı kadın hükümde velayetin tarafına bırakıldığının açıkça yazılmamış olması nedeni ile tavzihini istemiştir. Mahkemece tavzih talebi kabul edilmiş müşterek çocukların velayetinin davacı-davalı anneye verilmesine karar verilerek tavzih yolu ile hükme eklenilmiştir. Tavzih, yeterince açık olmayan veya içerisinde duraksama uyandıran yahut birbirine aykırı fıkralar ihtiva eden hükümlerin, açıklanması, tereddüt veya aykırılığın giderilmesi için kararı veren mahkemeye tanınan bir yoldur. Hükümde unutulan veya gösterilmemiş olan bir hususun tavzih (HMK m. 305) yoluyla hükme ilave edilmesi mümkün değildir....

        Bu bakımdan, davacının karar düzeltme isteği bu yönüyle haklı ve yerinde olup, kabulüne, Dairemizin onama kararının kişisel ilişkiye münhasır olarak kaldırılmasına, hükmün yukarıda gösterilen sebeple kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/I-4. maddesi uyarınca davacının karar düzeltme talebinin yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, kişisel ilişki yönünden KABULÜNE, Dairemizin 14.06.2012 tarihli, 2011/20697 esas, 2012/16192 karar sayılı onama kararının kişisel ilişkiye münhasıran KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple kişisel ilişki yönünden BOZULMASINA, davacının bozma kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin karar düzeltme talebinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.21.11.2012 (Çrş.)...

          Dava, velayetin verilmesi olmadığı takdirde çocukla kişisel ilişki süresinin artırılmasına ilişkindir. 1- Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Değişen durum ve şartlara göre her zaman dava açılabilir....

          Davalı-karşı davacı erkek vekilinin; kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK.md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

          DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, “dava konusu çocuğun evlilik birliği dışında doğması sebebiyle velayetinin davalı annede bulunduğu, davacı baba ile soybağı ilişkisinin tanıma suretiyle kurulduğu, alınan raporlara göre babanın velayeti üstlenmesine engel bir durumunun bulunmadığı ve görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen 25.03.2005 doğumlu çocuğun velayetinin babaya verilmesini istediği” gerekçesiyle, davanın kabulü ile ortak çocuk Cengizhan’ın annesinde bulunan velayetinin kaldırılmasına, velayetin davacı babaya bırakılmasına ve anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmiştir....

            Bölge adliye mahkemesince davacı kadının kişisel ilişki süresi ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise diğer istinaf taleplerinin reddine karar verildiği ve reddedilen istinaf talepleri hakkında esastan ret kararı verilmesi ile yetinilmesi gerektiği halde, esastan reddedilen yönlerden yeniden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılamasını gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              Davacının velayetin kaldırılmasına ilişkin talebi reddedilmiş ancak çocuk ile davacı arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulü söz konusu değildir. Bu nedenle davacının terditli talebi kabul edildiğinden davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken mahkemece, kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

              UYAP Entegrasyonu