Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan delillerden velayeti annede olan çocukların tarafların anlaşması üzerine annenin 2014 Eylül ayında babaya bıraktığı, babanın 25.12.2014 tarihinde velayetin değiştirilmesi davası açmasından sonra çıkan uyuşmazlık üzerine 2015 yılının Ocak ayında babadan çocukları geri aldığı, yine 2015 yılının yaz tatilinde 2,5 aylık bir süre ile de çocukların baba yanında kaldığı, davalı annenin yeni evlilikten olan çocuğunun doğumundan birkaç gün sonra 19 ağustos tarihinde çocukları yeniden yanına aldığı anlaşılmaktadır. 31.8.2015 tarihli uzman raporunda da belirtildiği gibi çocukların uzun sürelerle yer değişikliği yaşamaları çocuklar üzerinde olumsuz etkiler doğurmaktadır. Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür....

    Aile Mahkemesi'nin 27/03/2019 tarih 2019/305 Esas 2019/268 Karar sayılı kesinleşen kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuk ...’in velayetinin tarafına verildiğini, ortak çocuk ... ile aynı çatı altında yaşıyor olmalarına rağmen farklı soyadını kullanmaları sebebiyle problem yaşadıklarını, çocuğun eğitim hayatına başladığından beri okul toplantılarında ve resmi kurumlarda problemler çıktığını iddia ederek ortak çocuğun ... olan soyadının kendi soyadı olan Akkuş olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiş, ilk derece mahkemesince “velâyet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velâyet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velâyet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele...

      Yine ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, müşterek çocuğun velayeti kendisine verilmeyen taraf ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. "gerekçesi ile; "Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile velayeti Antalya 4. Aile Mahkemesinin 2018/80 Esas 2018/77 Karar sayılı ilamı ile davalı babaya verilen T4'ın velayetinin babadan alınarak davacı anneye verilmesine, Velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 2. Ve 4....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk 2015 doğumlu İsmail Emin'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, boşanma nedeni ile velayeti davacı anneye verilen ... olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının velayeti altındaki kızının "Kamış" olan soyadının "Öner" olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, sadece davacının soyadının değiştirilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davacının eş ve reşit olmayan çocukların da soyadının değiştirilmesine karar verilmesi, yine davaya dahil edilen ...'ın ad ve soyadının karar başlığında gösterilmemiş olması doğru değil ise de, bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının, 2. bendinin tamamen metinden çıkartılarak birinci bendin sonuna, bu değişikliğin eşi ... TC Kimlik No'lu ... ve velayeti altındaki kızı ... TC Kimlik No'lu ...'a teşmiline, yine gerekçeli kararın başlık kısmına davacıdan sonra gelmek üzere "DAVAYA KATILAN: ..." yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile hükmün ONANMASINA, 12.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 2013 doğumlu Mira'nın velayeti annesinde olduğundan velayet yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, küçüğün soyadının değiştirilmesine ilişkin davanın kabulü ile, küçük MİRA BOZKURT'un "BOZKURT" olan soyisminin "ÇİFTÇİ" olarak değiştirilmesine, nüfusta "MİRA ÇİFTÇİ" olarak kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Davalı Nüfus İdaresi istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, yasanın bu şekilde soyadı değişikliğine imkan tanımadığını, son celse duruşmanın saatinden önce alınarak, son sözleri sorulmaksızın eksik hasım ile neticelendirildiğini belirterek, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vererek, reddini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; velayeti altındaki küçüğün soyadının değiştirilmesi ve velayetin tespiti istemine ilişkindir....

            Çocuk ile anne-baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken; çocuğun yararı analık ve babalık duygularının tatmini de önemlidir. Bu durumda velayet annede olan çocuk ile baba arasında dini bayramlar ile her ayın belirli haftalarında da kişisel ilişki düzenlenmemesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md. 438/7). SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki "farklı şehirlerde ikamet ettikleri takdirde .... her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 10:00'dan 31. günü akşam 17:00'e kadar" sözcüklerinden sonra gelmek üzere "her ayın 3....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; velayet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi talebine yöneliktir. Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Evlilik içinde doğan ve baba ile soy bağı kurulan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın Asliye Hukuk Mahkemesince bakılıp karara bağlanması uygun düşmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplere göre, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak gerekçede belirtilen işlemler doğrultusunda karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu