Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 05/07/2021 tarih, 2019/348 Esas 2021/151 Karar sayılı ilamında özetle; açılan davanın reddine karar verildiği, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmış, ilk derece mahkemesi kararı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada öncelikli durumun çocuğun menfaatinin öncelikli olarak değerlendirilmesi olduğunu, yaşı küçüğün çok özel bir çocuk profilinde bulunduğunu, davalının yaşı küçüğün velayeti kendindeyken uzun yıllar bıraktığını ve yaşı küçüğün babaannesinin ve babasının yanında kaldığını, davalının başka bir adamla evlenince çocuğu yanına aldığını ve bir daha babaya göstermediğini, davalının velayeti kötüye kullandığını, yaşı küçüğün kız çocuğu olup üvey babası hususunda davacının endişelerinin olduğunu, davalı tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, sonradan oluşturulan bir anlık durumları anlatan...

DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne ... ile baba ....karar sayılı, 22/09/2011 tarihinde kesinleşen kararı ile boşanmışlar ve müşterek çocuk ... velayeti babaya verilmiştir. B... 13/05/2015 tarihinde vefat etmesi üzerine anne 22.06.2015 tarihinde eldeki velayetin tevdii davasını açmış, küçüğün vasisi ... yargılama esnasında müdahale talebinde bulunmuş, yargılama sonucunda küçüğün velayeti anneye verilmiştir. Babanın ölümü ile nüfus müdürlüğünün talebi üzerine ...Karar sayılı 23.06.2015 tarihinde kesinleşen kararı ile küçük .... iki yıl süre ile amca ... vasi tayin edilmiştir. Velayet “kamu düzenine” ilişkindir ve asıl olan küçüğün velayet altında olmasıdır....

    Aile Mahkemesi’nin 2006/64 Esas 2006/187 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandığı, 2004 doğumlu küçük Mehtap’ın velayetinin davacı anneye verildiği, çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki davacı annenin talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) gerekçesiyle davanın kabulü ile...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının velayeti altındaki kızı "Selenay"ın adının "... olan soyadının da "İbanoğlu" olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dilekçesine ekli vekaletname genel nitelikte olup, Selanay Kurtar'ın soyadının düzeltilmesi konusunda özel bir yetkiyi içermediğinden, davacı vekiline verilmiş özel bir vekaletname bulunup bulunmadığı kendisinden sorularak varsa dosyasına konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, velayeti altındaki oğlu ...'nın "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava nüfus kütüğünde yazılı soyadının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm salt davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin ret kararı ilgilinin nüfus kaydında herhangi bir değişikliğe yol açmadığından böyle bir kararın Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş olmasında hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin REDDİNE, 23.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili dava dilekçesinde, davacının velayeti altındaki oğlu ...'ın soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, yargılama sırasında ... olan ... bizzat duruşmaya katılarak "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm C.Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.4.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

          Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33). Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....

          Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın ya da ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir. Somut olaya gelince; soyadı değiştirilmesi istenen ...'...

            a vasi olarak atanmayı talep etmiş ise de nüfus kayıt örneklerinden küçüğün annesi olarak....'ın, babası olarak da ...'ın yazıldığı görülmektedir. Velayet altındaki çocuklarla ilgili uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesine göre aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ise davacının talebinin açıkca küçük ....'ye vasi olarak atanmak istemine ilişkin olduğu....'nin velayetinin kaldırılmasına ilişkin olmadığı, velayetin kaldırılması için velayetin kaldırılmasını isteyen kişiler tarafından dava açılması gerektiği, ancak açılacak böyle bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan vesayete ilişkin davada bekletici mesele yapılabileceği, bu durumda davacının talebinin velayetinin kaldırılmasına ilişkin olmadığı, açıkça vasi olarak atanma istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

              UYAP Entegrasyonu