Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamından, güncel MERNİS adres araştırmasında küçüğün velayeti kendisine bırakılan davalı annenin ikametgah adresinin "Ilgın/..." olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Ilgın Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ilgın Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

    a ait vasi kararının uzatılmasına ve velayet hükümlerinin uygulanmasına, ergin evlat veya reşit olmayan küçük anne veya babadan birinin velayeti altında ise kısıtlandığında asıl olan velayet hükümlerinin uygulanması olduğundan velinin kısıtlının malları üzerinde serbestçe tasarruf hakkı olduğundan, velayet hükümlerinin uygulanması süreye bağlı olmadığından, kararın uzatılması ve izin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Vasi 15.12.2021 tarihli dilekçesiyle vasilik süresinin uzatılmasını talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayeti Annede Olan Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde; ortak çocuk Umut'un babası olan davalı ... ile Sivas Aile Mahkemesinin 2005/1022 Esas, 2005/991 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ortak çocuk Umut'un velayetinin kendisine verildiğini, ikinci evliliğini Göksel Yerlikaya isimli şahıs ile yaptığını, ortak çocuk ile kendi soyadlarının farklı olmasından dolayı sorunlar oluştuğunu ileri sürerek, ortak çocuk Umut'un "Yıldızhan" olan soyadının "Yerlikaya" olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

        Dava, boşanma nedeniyle velayeti annede olan küçüğün nüfus kaydındaki adının değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı T1 05/07/2016 doğumlu olduğu, annesi Hafize ile babası Sabri'nin Şanlıurfa 2. Aile Mahkemesi'nin 21/02/2020 tarihli 2018/738 Esas ve 2020/139 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davacının velayetinin annesi Hafize'ye bırakıldığı, babası Sabri ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, ilamın kanun yoluna başvurulmaksızın 04/11/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

        Dosyanın incelenmesinden, davacı ve davalının Bergama 1.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 25/01/2016 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, 27/11/2013 doğumlu müşterek çocuk Asya Candan'ın velayetinin davacı anneye verildiği, annenin velayet hakkının halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Dava, yukarıda da açıklandığı üzere velayet hakkına sahip anne tarafından açılan, evlilik içinde doğan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi isteğine ilişkindir. Dava bu nitelendirmeye göre, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 13.11.2017 tarih, 2016/22515 Esas, 2017/12544 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere çocuğun halen soyadını taşıdığı davalı baba Seracettin'in de hak ve hukukunu etkileyeceğinden, babanın pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır....

        Uzman tarafından düzenlenen raporda çocuğun anneye olan sevgi bağının güçlü olduğu, yaşadığı ortamda çocuğun psikolojisi ve gelişimini etkileyecek herhangi bir risk faktörünün bulunmadığı, küçüğün yaşadığı ortamdan mutlu olduğu ve velayetinin anneye verilmesinin üstün yararına uygun olacağı bildirilmiştir. Mahkemece küçüğün velayeti anneye bırakılmıştır. Yargılama süreci devam ederken davacı-davalı kadına küçüğün velayeti tedbiren geçici olarak verilmiş, bu aşamada davalı-davacı erkeğin çocuğunu beş kez icra marifetiyle görmeye gittiği ancak evde olmadığından görüşmesinin engellendiği ve bu şekilde kadının velayet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle sayın çoğunluk tarafından karar velayetin babaya verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Kadının yargılama aşamasındaki davranışı tedbir kararına aykırı davranmak eylemini oluşturursa da, çocuğa yönelik herhangi bir davranışı ileri sürülmediğinden velayet görevini kötüye kullandığından sözedilemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, velayeti kendisinde bulunan küçüğün kendisinin soyadını taşımasına izin verilerek küçüğün soyadının değiştirilmesini istemiş, davalı olarak nüfus müdürlüğünü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, küçüğün babasının hukuki durumunu da etkileyeceğinden, davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; velayetinin değiştirilmesi (TMK.nun 349. mad.) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı taraf; kararın tamamına yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemler Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir....

            Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....

            UYAP Entegrasyonu