Sulh Hukuk Mahkemesince, talebin annenin velayet hakkını kötüye kullanması nedeniyle velayetin değiştirilmesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise; talebin kayım atanmasına yönelik olduğu, velayetin değiştirilmesi için açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır( TMK 409. m.). Somut olayda, vesayeti istenilen çocuk, halihazırda annesinin velayeti altında bulunduğundan, öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar(TMK.348.m.), Aile Mahkemesinin görevine girmektedir....
(TMK m. 348) Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde nez şartlarının varlığına yeterli olmayıp velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m. 183,349) Öyle ise olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m. 183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez’e) karar verilmesi bozmayı gerektirir. SONUÇ: Hükmün açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin harcın geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.04.2016(Çrş.)...
Diğer taraftan iştirak nafakası talep edebilmek için velayet hakkına sahip olmak gerekmektedir. Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olması gerekmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı baba 05.07.2013 tarihinde müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesi için dava açmış, bu davada çocuk için iştirak nafakasına da hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verilerek çocuk için dava tarihinden itibaren davacı baba yararına iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de, açıklandığı üzere velayetin değiştirilmesi davalarında kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmelidir....
Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....
Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351). Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir.Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından velayetin değiştirilmesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK. Md. 183, 349, 351/1)....
Mahkemece davacının velayetin nezi ve değiştirilmesi taleplerinin feragat nedeniyle reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de; tarafların boşanmalarına ilişkin ilamda velayet düzenlemesi yapılmadığı, çocuğun evlilik içinde doğduğu (TMK m. 285/1) anlaşılmaktadır. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet durumu askıda bırakılamayacağı için öncelikle velayet düzenlemesinin yapılması ve sonucu uyarınca kişisel ilişki konusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2015 (Prş.)...
DAVA TÜRÜ :Velayet ve Nafaka-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "velayet ve nafakaya" ilişkin dava ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (baba) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Çocuk, tarafların evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı “tanıma” (TMK. m. 295/1) ile kurulmuştur. Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir. (TMK. m. 337/1) Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir. (TMK. m. 337/2) Bu haller bulunmadıkça evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun gereği annede (TMK. m. 337/1) olduğundan, velayetin anneye bırakılması yönünde ayrıca bir hakim kararına ihtiyaç yoktur. Başka bir ifade ile bu hususta hükme gerek bulunmamaktadır....
görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK m.183, 349, 351/1) Bu sebeplerle mahkemece kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılarak velayetin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....