Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesince, davacı annenin yaşı küçük olan çocuklarına vasi olarak atanmasını istemişse de, velayet varken vasilik kararı verilemeyeceği, öncelikle velayet konusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, mahkemeye açılan velayete ilişkin bir davanın olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Evlilik dışı ilişkiden doğan ve af yasası uyarınca babalarının nüfusuna kayıtlı olan küçükler ... ve ...’nın babaları İsmail’in öldüğü, her iki çocuğun velayetinin de Türk Medeni Kanununun 337. maddesi uyarınca anneye ait olduğu hususu sabittir. Davacı anne çocukların yasal temsilcisi sıfatı ile işlem yapabilmek üzere kendisinin vasi atanmasını istemiş ise de, aslolan velayet olup, velayet kaldırılmadıkça küçüklere vasi atanması da mümkün bulunmamaktadır. Velayetin kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunun tartışılacağı mahkeme ise Aile Mahkemesidir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadın lehine hükmedilen nafaka, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ortak çocukların velayeti davalı-davacı anneye bırakılmış, davacı-davalı erkek velayet düzenlemesi yönünden kararı istinaf etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi üzerine davacı-davalı erkek hükmü velayet düzenlemesi yönünden temyiz etmiştir....

      Sulh Hukuk Mahkemesince, vesayet altına alınması istenen küçüklerin anne ve babasının yeniden evlendiği, bu nedenle velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu görevinde Aile Mahkemesinin görevi içinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise,davanın vesayete ilişkin olduğunu, velayete dair bir davanın bulunmadığını belirterek, görevsizlik yönünde karar vermiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır( TMK 409. m.). Somut olayda, TMK'nun 336/3 maddesi gereğince velayet ana babadan birinin ölümü halinde sağ kalan tarafa aittir hükmü gereğince, babası ölen ... ve Zekeriya'nın anne ve babasının boşandıktan sonra yeniden evlendiği ve boşanma ile velayet kendisine bırakılan babanın daha sonra öldüğü anlaşıldığından velayet hükümlerinin tartışılması gerekecektir....

        Somut olayda çocuğun velayeti, velayet hakkı verilen annenin vefatı nedeniyle askıda olup babanın sulh hukuk mahkemesinde devam eden vasi atanması dosyasında "velayeti istiyorum" şeklindeki beyanı velayetin kendisine verilmesi yönünde usulüne uygun olarak dava açıldığını göstermez. Ancak TMK 335. maddesi uyarınca aslolan velayet olduğundan mahkemece babaya bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi, dava açılması halinde bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre baba tarafından açılacak velayet davasının kabulü halinde davanın reddine, reddedilmesi halinde ise vasi atanmasına karar verilmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Tarsus 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Vesayet makamı; kısıtlının, annesinin velayeti altına konulduğunu, bu durumda velayet hükümlerinin uygulanacağını, isteğin velayet hükümleri çerçevesinde aile mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Ergin çocuğun kısıtlanması halinde, Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesi uyarınca, velayet altına konulmuş bulunması, kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin geçerli olacağı anlamına gelmez. Ana ve/veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğumla başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile, kısıtlama nedeniyle, kanunda yer alan hüküm ( TMK. 419/3) gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkileri farklıdır. İkinci halde, kısıtlanan ergin çocuğa atanan veli, vasi gibidir ve vesayete ilişkin hükümlere tabidir. Başka bir ifade ile veli, vesayet makamının denetimi altındadır. Bu nedenle, olayda görev yönünden vesayete ilişkin hükümler uygulanacaktır....

            Türk Medeni Kanunu'nun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir. Bu durumda, uyuşmazlığın ... 1. Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince ... 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet kamu düzenine ilişkin olup, hüküm kesinleşmediği müddetçe velayet konusundaki gelişmeler mahkemece de kendiliğinden dikkate alınır. Yargılama sırasında yeni evlilik yapan davalı babanın ayrı eve çıktığı velayeti kendisinde olan müşterek çocuk Melis Nur'u ise babaannesinin yanına bıraktığı anlaşılmaktadır. Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351)....

                nun 27.08.2016 tarihi itibariyle ergin olduğu anlaşılmakla, bu çocuk yönünden velayet istemi konusuz kaldığından bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 2-17.10.2006 doğumlu çocuk ...'ye dair velayet istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Taraflar 09.09.2015 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) boşanmışlar ortak çocuk 17.10.2006 doğumlu ...n velayeti ise tarafların anlaşmaları doğrultusunda davalı babaya verilmiştir. Bu dava ise anne tarafından boşanma tarihinden sekiz gün sonra 21.09.2015 tarihinde açılmış, anne velayet kendisinde olan babanın velayet görevlerini yerine getirmediğinden bahisle ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda da... 'nin velayeti babadan alınarak anneye verilmiştir....

                  Bu sebeple hükmün eksik inceleme sebebiyle velayet düzenlemesi yönünden bozulması gerektiğini düşünüyorum....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocuğun anne ve babası 28.12.2009 tarihinde kesinleşen kararla boşanmış, ... velayeti babaya bırakılmış, baba 03.10.2015 tarihinde vefat etmiştir. Çocuğun annesi olan davacının, velayetin kendisine verilmesini istemi ile "hasımsız" olarak açtığı dava mahkemece reddedilmiştir. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi baba öldüğüne göre çocuk yasal temsilden yoksun haldedir....

                      UYAP Entegrasyonu