Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda 24.06.2010 tarihinde verilen hüküm, 25.11.2010 tarihinde sanığın sorgusunda belirttiği adrese "muhatabın velayet altında olması nedeniyle aynı evde ikamet eden kardeşi Nurettin Sevinç'e tebliğ edildiği" halde, dosya kapsamında sanığın velayet altında olduğu ilişkin bilgi belge bulunmadığı anlaşılmakla; yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığının tespiti açısından sanığın velayet altında olup olmadığının tespit edilerek varsa buna ilişkin evrakın dosyaya eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline iadesine 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir....

      Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Küçük hakkında velayet ve vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada, ... 1.Sulh Hukuk ve ... 1.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, küçüğe vasi atanması istemine ilişkindir. ... 1.Aile Mahkemesi, MK.404 maddesine göre vesayet hükmü konusunda karar verme görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 4721 s.TMK 335.maddesinde asıl olanın küçüklerin velayet altında bulunması olup, ancak velayet altında bulunmayan küçüklere vasi tayin edilebileceğinin düzenlendiği, görevli mahkemenin aile mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur....

          Yasaya göre ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir. (TMK.md.337/1) Bu hüküm gereği, velayet sorumluluğu yasal olarak annede olduğu halde, annenin, bu çocukların velayetinin kendisine verilmesi için mahkemeden karar istemesine esasen lüzum bulunmamakta ise de; çocukların fiilen davalı babanın yanında oldukları ve babanın rızasıyla çocukları velayet sahibine teslim etmediği anlaşıldığına göre, annenin yasadan doğan velayet sorumluluğunu yerine getirebilmesi için çocukları teslim alması gerektiği açıktır. Bunun için de mahkeme kararına ihtiyaç vardır. Velayetin verilmesi isteğinin içinde, çocukların teslimi isteği de mündemictir. Bu itibarla mahkemece verilen, "çocukların velayetinin anneye verilmesi" yönündeki hüküm, yukarıda açıklanan sebeplerle "çocukların velayet sahibine teslimini" gerçekleştireceğinden sonucu itibarıyla doğrudur....

            Valiliği İl Nüfus Müdürlüğü tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesi gereğince küçüklere vasi atanması istenilmiş, mahkemece davanın kabulü ile dede ... vasi tayin edilmiş, karar ilgili kişi anne ... tarafından temyiz edilmiştir Türk Medeni Kanunu'nun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. Anne ... duruşmada velayetin kendisine verilmesini istediği gibi temyiz dilekçesinde de aynı talebini tekrar etttiğine göre, anneye aile mahkemesinde velayetin kendisine verilmesi için dava açması için süre verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              ın anne ve babası arasında görülen boşanma davasında, tarafların boşanmalarına ve müşterek çocukların velayet hakkının anneye verilmesine karar verildiği kararın 14.03.2007 tarihinde kesinleştiği, annenin ise 10.01.2014 tarihinde öldüğü, çocuklardan ...'in bu nedenle ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/113 esas, 2014/661 karar sayılı kararı ile kısıtlanarak kendisine vasi tayin edildiği bu kararında kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ana veya babası sağ olan çocuğun velayet altında tutulması, velayetin bunlardan birine verilmesi asıldır. Ancak, ana veya babanın velayet görevini yapamayacak olması veya çocuğun velayet altında bulunmasının, çocuğun fikri, bedeni, sağlık ve eğitsel gelişimi yönünden üstün yararına aykırı düşeceğinin anlaşılması halinde, çocuk velayet altına alınmayıp, kendisine bir vasi de atanması mümkündür (TMK.md.335). Davacı baba küçüklerin velayetini talep ettiğine göre bu talep küçük ... yönünden vesayetin kaldırılması talebinide kapsar....

                Bu durumda, eşler halen evli olsalar bile gerekmesi halinde hakim velayetin birlikte kullanılmasına (TMK.md.336/1) müdahale ile geçici velayet düzenlemesi yapılarak velayeti ana veya babadan birinin üstlenmesine karar verilebilir. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde aslolan çocuğun sağlık, eğitim ve ahlaki bakımdan yararıdır. Bu bakımdan geçici velayet düzenlenmesi için ayrı yaşamakta haklılık aranmaz. O halde delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, küçüğün üstün menfaati dikkate alınarak geçici velayet düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı yargılama sonuçlanıncaya kadar davalı baba yanında bulunan müşterek çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep ettiği halde, mahkemece bu hususta bir karar verilmemesi de doğru olmamıştır....

                  Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın ... 2. Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    (HMK.m.l) Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Dava, velayet altında bulunan küçüğün velayetinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Velayet altına alınması dava edilen küçük halen velayet altındadır. Dolayısı ile küçüğün velayetinin değiştirilmesi için Aile Mahkemesi'nce öncelikle velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir; ki, küçüğe veni velayet veya vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği velayetin kaldırılması davasının sonucuna bağlıdır. Velayete ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir. Yetki meselesi kamu düzenine ilişkin değildir. Dolayısı ile ... 3.Aile Mahkemesi'nce yapılmış bir yetki itirazı olmadığı halde yetkisizlik karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... 3.Aile Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu