Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm bu açıklamalar ışığında; velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne...

    ın anne ve babasının boşanması sonucu velayetinin annesine verildiği, velayet verilen annenin 31.12.2011 tarihinde öldüğü, babanın ise sağ olduğu, ihbar üzerine yapılan yargılamada babaya ihbar yapılmadan vasi atandığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 335/1. maddesinde; ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz hükmü, 336.maddesinde ise; evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir hükmü yer almaktadır. Velayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır....

      S.) ise, ergin çocuğun kısıtlanarak TMK'nun 419/3 maddesi uyarınca velayet altına alınmış olmasının kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin uygulanacağı anlamına gelmeyeceğini, ana veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğum ile başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile kısıtlama nedeniyle TMK'da yer alan 419/3. maddesi gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkilerinin farklı olduğunu, ikinci halde kısıtlanan ergin çocuğa atanan velinin vasi gibi olacağını ve vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirtip, görev yönünden vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirterek görevsizlik önünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen çocuk ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi, küçüğün babasının vefat ettiği, ancak annesinin sağ olduğu, öncelikle velayet hükümlerinin tartışılması gerektiği, bunun da aile mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Aile Mahkemesi ise küçüğün annesinin ... Aile Mahkemesinde velayetin düzenlenmesine yönelik dava açtığı, bu davanın sonucuna göre sulh hukuk mahkemesince bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Velayet altında bulunmayan her küçük, vesayet altına alınır. (TMK. Md. 404) Ana-baba evli değilse velayet anaya aittir....

          Aile Mahkemesince tanındığını, yaşı küçük çocuğun velayetinin anneye veya babaya verilmediği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

            un anne ve babasının boşandıkları, küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle aile mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince TMK'nın 335. maddesinde yer alan "Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar." hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 335. maddesine göre, "Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır....

              ın anne ve babasının boşandıklarını, yaşı küçük çocuğun velayetinin anneye veya babaya verilmediği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... .... 4. Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... .... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

                Aile mahkemesince, talebin TMK'nın 404/1 maddesine dayanan velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınması istemine ilişkin olduğu, bu durumda davaya bakça görevi aile mahkemelerine ait olmayıp, sulh hukuk (Ahkam-ı Şahsiye) mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi ise, küçüğün öncelikle velayet altına konulmasının gerekip gerekmediği hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. TMK'nın 404/1. maddesinde "Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır." hükmüne, aynı Kanunun 336/3. madesine göre de, "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, TMK'nın 336/3. maddesi gereğince velayet ana babadan birinin ölümü halinde sağ kalan tarafa aittir hükmü gereğince, babası ölen ... ve ...'...

                  Sayılı, kararı) Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.11.2017 tarihli 2017/7077 E. 2017/15682 K. Sayılı, kararı) Aslolan velayet olup sağ olan annenin velayetin kendisine tevdii hususunda dava açtığı anlaşıldığından, öncelikle bu davada, annenin velayet görevini layıkıyla yerine getirip getirmeyeceğinin, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.09.2017 tarihli 2017/2446 E. 2017/10594K. Sayılı, kararı) Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır.(TMK 404/1) ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşin açtığı dava sonucuna göre karar verilmelidir....

                  Somut olaya gelince; Müşterek çocuk Çağan'ın 2009 doğumlu olup idrak çağında olduğu, toplanan delillere özellikle sosyal inceleme raporları kapsamı ve müşterek çocuğun sosyal inceleme raporu düzenleyen uzmana verdiği beyanına göre, annenin velayet görevini ihmal ve istismar ettiğine ilişkin dosyaya yansıyan somut bir olayın olmadığı, müşterek çocuk . Çağan'ın annesi ile kalmak istediği velayet değişimini gerektirir çocuğun üstün menfaatinin de ispatlanamadığı anlaşıldığından, davalı davacı erkeğin velayet değişikliği talebinin reddi kararında bir isabetsizlik yoktur. İlk derece mahkemesince çocuk tarafların ortak velayeti altına bırakılmış ise de ; taraflar farklı şehirde yaşadıklarından çocuğun tarafların ortak velayet altına alınmasında üstün menfaati bulunmamaktadır. Ortak velayet altına alma kararının bir sonucu olarak çocuğu ilgilendiren konularda velayet hakkı taraflarca evlilik birliği devam ediyormuşcasına birlikte kullanılmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu