Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması hâllerinde hakim velâyetin kaldırılmasına karar verir (TMK md.348). Vesayet makamı, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar (TMK md.426). Yapılan incelemede; velayetin kaldırılması talebine ilişkin davada mahkemece tarafların müşterek çocuğu Tuana Boyu'nun velayetinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Velayet sahibi anne ve baba ile çocuklar arasında menfaat çatışması vardır. TMK'nın 348. maddesi uyarınca velayetin kaldırılması kararı kural olarak mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar (Yargıtay 2....
Velayet, çocukları ilgilendiren konuların en önemlilerindendir. Velayetin değiştirilmesinin gerekip gerekmediği konusunda; mahkemece uzman incelemesi yaptırılmadığı gibi; karar tarihinde çocuk idrak çağında olduğuna göre; mahkemece sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayet tercihi konusunda çocuğun bizzat dinlenmesi, bu yeterli olmadığı takdirde 4787 sayılı Kanununun 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayetin düzenlenmesi gerekir. Açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.12.2016 (Prş.) .......
Velayet, çocukları ilgilendiren konuların en önemlilerindendir. Velayetin değiştirilmesinin gerekip gerekmediği konusunda; mahkemece uzman incelemesi yaptırılmadığı gibi; karar tarihinde çocuk idrak çağında olduğu halde, görüşüne de başvurulmamıştır. Ortak çocuk idrak çağında olduğuna göre; mahkemece sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayet tercihi konusunda çocuğun bizzat dinlenmesi; bu yeterli olmadığı takdirde 4787 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayetin düzenlenmesi gerekir. Açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.01.2017 (Prş.)...
Valiliği İl Nüfus Müdürlüğü tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesi gereğince küçüklere vasi atanması istenilmiş, mahkemece davanın kabulü ile dede ... vasi tayin edilmiş, karar ilgili kişi anne ... tarafından temyiz edilmiştir Türk Medeni Kanunu'nun 336.maddesine göre boşanma halinde velayet çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olup velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. Anne ... duruşmada velayetin kendisine verilmesini istediği gibi temyiz dilekçesinde de aynı talebini tekrar etttiğine göre, anneye aile mahkemesinde velayetin kendisine verilmesi için dava açması için süre verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sunulan rapora göre velayetin annede kalmasında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığının görüldüğünü, dosyada alınmış raporda çocuğun yatılı olarak okumak istememesine rağmen davacı baba tarafından yatılı okumaya zorlandığını, bu manada çocuğun davacı baba yanında kendi istek ve kararları doğrultusunda değil, zorlamalar ile yaşadığının görüldüğünü, davacı babanın geçici velayet görevine aykırı olarak hareket ettiğini, davacı babaya velayetin verilmesi halinde davalı anne ile çocuk arasındaki bağın kopacağının açık olduğunu, raporda belirtildiği üzere, çocuğun yaşı nazara alındığında velayet konusunda görüşünün sorulmasının hukuki bir gereklilik olduğunu, ancak bu görüş sormada, çocuğun davacı baba veyahut başkalarınca baskılanmasının engellendiği bir ortamda özgürce fikrinin sorulması gerektiğini, dosyada ortak velayetin tartışılması gerektiğini, ulusal ve uluslararası hükümler uyarınca ortak velayete yönelik tartışmanın yapılması gerektiğini...
Kabule göre de; dava velayetin kaldırılması olarak değerlendirilmesine rağmen çocukla davalı anne arasında menfaat çatışması bulunduğundan, çocuğa kayyım tayin edilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin ölümünden sonra kayınvalidesi ve kayınpederinin çeşitli baskılarına maruz kaldığını, müvekkil üzerine asılsız isnatta bulunulduğunu, müvekkilini evden kovduktan sonra çocuklara annelerinin onları bırakıp gittiğini, terk ettiğini söyleyip çocukların annelerine olan duyguları ile oynadıklarını, çocuklarını göstermediğini, daha önceden açılan velayetin kaldırılması davasının reddedildiğini, iddiaların iftira olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı vasisi tarafından davalının da kabul etmesi gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK md. 33). Dava, davacı ve ilk derece mahkemesince velayetin değiştirilmesi olarak nitelendirilmişse de, dava dilekçesindeki açıklamalardan davanın velayetin kaldırılması istemine ilişkin olduğu açık olup amca tarafından anneye karşı açılmıştır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. İlk derece mahkemesince SİR raporu alınmadığı görülmekle, davacı, davalı ve çocuklarla da görüşülerek ve çocukların bulunduğu ortam incelenerek velayet konusunda sir raporu alınması gerekmektedir....
gerekçesi ile; "1- Davanın velayetin kaldırılması yönünden derdestlik nedeniyle usulden REDDİNE, 2- Davanın şahsi ilişki kurulması talebi yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafından açılmış velayetin kaldırılması ve şahsi ilişki kurulması istemine ilişkindir. Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda her ne kadar velayetin kaldırılmasına ilişkin davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; Derdestlikten söz edilebilebilmesi için, aynı taraflar arasında, aynı sebebe dayalı olarak ve aynı konuda açılmış bir davanın mevcut ve görülmekte olması gerekir. Önceki dava, C. Savcılığı tarafından yapılan ihbara dayalı velayetin kaldırılması davasıdır....