Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kabule göre de; dava velayetin kaldırılması olarak değerlendirilmesine rağmen çocukla davalı anne arasında menfaat çatışması bulunduğundan, çocuğa kayyım tayin edilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır....

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sunulan rapora göre velayetin annede kalmasında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığının görüldüğünü, dosyada alınmış raporda çocuğun yatılı olarak okumak istememesine rağmen davacı baba tarafından yatılı okumaya zorlandığını, bu manada çocuğun davacı baba yanında kendi istek ve kararları doğrultusunda değil, zorlamalar ile yaşadığının görüldüğünü, davacı babanın geçici velayet görevine aykırı olarak hareket ettiğini, davacı babaya velayetin verilmesi halinde davalı anne ile çocuk arasındaki bağın kopacağının açık olduğunu, raporda belirtildiği üzere, çocuğun yaşı nazara alındığında velayet konusunda görüşünün sorulmasının hukuki bir gereklilik olduğunu, ancak bu görüş sormada, çocuğun davacı baba veyahut başkalarınca baskılanmasının engellendiği bir ortamda özgürce fikrinin sorulması gerektiğini, dosyada ortak velayetin tartışılması gerektiğini, ulusal ve uluslararası hükümler uyarınca ortak velayete yönelik tartışmanın yapılması gerektiğini...

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı vasisi tarafından davalının da kabul etmesi gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK md. 33). Dava, davacı ve ilk derece mahkemesince velayetin değiştirilmesi olarak nitelendirilmişse de, dava dilekçesindeki açıklamalardan davanın velayetin kaldırılması istemine ilişkin olduğu açık olup amca tarafından anneye karşı açılmıştır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. İlk derece mahkemesince SİR raporu alınmadığı görülmekle, davacı, davalı ve çocuklarla da görüşülerek ve çocukların bulunduğu ortam incelenerek velayet konusunda sir raporu alınması gerekmektedir....

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin ölümünden sonra kayınvalidesi ve kayınpederinin çeşitli baskılarına maruz kaldığını, müvekkil üzerine asılsız isnatta bulunulduğunu, müvekkilini evden kovduktan sonra çocuklara annelerinin onları bırakıp gittiğini, terk ettiğini söyleyip çocukların annelerine olan duyguları ile oynadıklarını, çocuklarını göstermediğini, daha önceden açılan velayetin kaldırılması davasının reddedildiğini, iddiaların iftira olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....

Belirtilmelidir ki, velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini yerine getirmediği, ihmal ettiği ve velayetin değiştirilmesi şartlarının oluştuğu (TMK md. 183, 349) kanıtlanamamıştır....

Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....

Davacı baba vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı çocukların mahkeme huzurunda uzman eşliğinde dinlenmediği, davanın reddi kararının eksik incelemeye dayandığı ve usul yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece, tarafların Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/107 E.- 2013/80K. sayılı ilamı ile boşandıkları ve müşterek çocuk 2006 doğumlu Asya Melis ve 2009 doğumlu Arda Enes'in velayetlerinin anneye verildiği, davanın konusunun velayetin değiştirilmesi davası olup, mahkemece kolluk araştırması yapıldığı, tanıkların dinlendiği, hem Körfez'de hem Düzce'de sosyal inceleme raporları alındığı, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, TMK 348. madde uyarınca velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı, davalı annenin velayet görevini fiilen kullandığı, çocuklara gereken ilgiyi gösterdiği, onlara karşı yükümlülüklerini savsaklamadığı, iyi bir anne olduğu, velayetin kaldırılması sebeplerinin somut olayda mevcut olmadığı, 28/06/2021...

Dosya kapsamında toplanan tüm deliller, uzman raporları, çocuğun uzmandaki beyanları dikkate alındığında davalı babanın velayet görevini istismarı, ihmali olmadığı, velayet görevini yerine getirdiği, TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların bulunmadığı, velayet sahibi ebeveynin evlenmesinin tek başına velayetin değiştirilmesi sebebi olamayacağı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesince verilen red kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı kadının istinaf talebinin REDDİNE, 2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tarafların yokluklarında oy birliği ile kesin olarak karar verildi....

nın öncelikle velayetinin kaldırılması gerektiği, bu görevin de Aile Mahkemesinin görevi içinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi ise, kısıtlı adayının ergin olduğunu ve davanın da vesayete ilişkin olduğunu, velayete dair bir davanın bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.( TMK 409. m.) Dosya kapsamından, vesayeti istenilen ... ergin olup velayet altında bulunmadığı ayrıca TMK 348. maddesine dayalı velayetin kaldırılmasına yönelik bir davanın da bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, dava, kısıtlı adayı ergin ...'nın akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebine dayalı, TMK.nunun 405 maddesine göre vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Bulancak Sulh Hukuk (Aile) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, çocuklar üzerinde velayet hakkına sahip (TMK m.337/1) olan davalının, çocuklarını 2005 yılında davacıya bırakıp evden ayrıldığı, çocukların o tarihten bu yana ...'da davacının yanında kaldıkları, bu süre içinde bakım ve eğitimlerinin davacı tarafından karşılandığı, davalının yaklaşık beş yıldır velayet görevini ve sorumluluğunu ifa etmediği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında çocukların velayetinin davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz....

      UYAP Entegrasyonu